1990 yılında İngiliz askerleri tarafından tecavüze uğrayan 15 kadın, Umoja Uaso Kadın Grubu’nu kurdu. Grubun başarılarını kıskanan erkeklerden aldıkları tehditler üzerine sadece kadınların yaşayacağı bir köy kurup orada yaşamaya başladılar.
Umoja şimdi erken yaşta ve zorla evlendirmeler, kadın sünneti, eviçi şiddet ve tecavüzden kaçan bütün Kenyalı kadınlar için bir sığınak…
Rebecca Lolosoli, Umoja’nın kurucusu ve kabile reisi. Kadınlardan oluşan bir topluluk fikrini ilk öne sürdüğü zaman bir grup erkek tarafından şiddet gördü ve hastaneye kaldırıldı.
Grubu kuran kadınların çoğu Samburu köylerinden. Ataerkil normlara göre yaşanan bu köylerde çocuk evliliği, kadın sünneti, ev içinde şiddet ve tecavüzün yaygın olmasının yanı sıra, 30 yıllık boyunca İngiliz askerlerinin birçok kadına tecavüz ettiği biliniyor. Tecavüze uğrayan kadınlar ailelerinden ve eşlerinden de şiddet görüyor, dışlanıyor ya da terk ediliyor.
Kabile reisi Lolosoli köyün kuruluşunu anlatıyor:
“İşe mısır yemekleri ve şeker satılan seyyar dükkânlarla başladık, ama bu başarılı olmadı. İki yıl sonra turistlere geleneksel el yapımı ürünler satmaya başladık. Çabalarımız Kenya Vahşi Yaşam Vakfı’nın gözünden kaçmadı, onlar bizi Maasai Mara’da bir eğitim turuna götürüp turistik ürünleri gösterdiler. Dönünce hemen yeni bir proje başlattık. Turistlere boncuk işleri ve takılar satmaya ve köyümüzü turistik bir yer olarak pazarlamaya başladık.
“Ön ödememizi yapabilmek için aylarca para biriktirdik, 200 bin şilin tutuyordu (5 bin 650 TL). Arsa için başvurduğumuzda erkekler gelip bizi döverek kadınların toprak sahibi olamayacağını söylediler. Bunun benim suçum olduğunu söyleyip kadınlarını geri almak için bana saldırdılar. Ama kadınlar üstün geldi ve Kenya Hükümeti’ne Umoja Uaso Kadın Grubu adı altında bir kooperatif olarak sertifika başvurusunda bulunduk.”
Samburu’da yaşayış şekli Maasai kabilesininkine yakın; genellikle 5-10 aile bir arada yarı göçebe topluluklar halinde yaşanılıyor, erkeklerin işleri yürüttüğü ve kararları verdiği ataerkil bir kültüre sahipler, erkekler genellikle üç ya da dört eşe sahip.
Umoja’nın ilk üyeleri Samuru köylerinden ayrıldığından beri bu köyden haberi olan pek çok kadın ticaret yapmayı ve çocuklarını eğitmeyi öğrenmek için erkek şiddeti ve ayrımcılıktan kaçarak buraya geliyor.
Ortada 19 yaşındaki Judia var. Umoja’ya altı yıl önce, yani 13 yaşındayken satılmaktan kaçarak gelmiş. “Her sabah uyanıp kendi kendime gülümsüyorum çünkü etrafımda destek ve yardım var” diyor.
Şu anda Umoja’da yaşayan 47 kadın ve 200 çocuk var. Köyde sade bir yaşam var, ticaret yapan kadınlar yiyecek, giyecek ve barınak sağlayacak kadar para kazanıyor. Köy liderleri safariye gelen turistlerin kalabileceği bir kamp alanı işletiyor ve kendi köylerini de turistik bir ilgi odağı olarak pazarlayarak el işi boncuklarını ve aksesuarlarını satıyorlar.
Umoja topluluğunun daha deneyimli kadınları çevre köylerdeki kadınları ve kız çocuklarını erken evlilik ve kadın sünneti konularında eğitiyor.
Samburu kültüründe süslü takılar çok önemli bir yer tutuyor. Kız çocukları ilk takılarını bir törenle alıyorlar, bu noktada kızın babası ona yaşlı “savaşçı” bir erkek seçiyor ve “geçici evlilik” yaşanıyor. Hamilelik yasak ama doğum kontrol de bulunamıyor. Eğer bir çocuk hamile kalırsa köyün yaşı kadınları zorla kürtaj yapıyorlar.
Bu gibi konulara karşı kız çocuklarının ve kadınların bilinçlendirilmesi için “konuşma ağacı” altında konuşmalar yapılıyor.
Çevre köylerden aileler çocuklarını Umoja’daki anaokuluna yolluyor. Anaokulu ve ortaokul bulunan Umajo’da çocuklarla ilgilenen öğretmenler var.
Ticaretle geçimini sağlayan bu topluluk, çocukların eğitimi ve kadınların bilinçlendirilmesi dışında, 2012’de sonlanan temiz su projesi gibi çevreye yönelik konularda bölgede çalışan sivil toplum örgütleriyle projeler yürütüyorlar.
Seita Lengima, 68: “Bir kadın topluluğu olduğunu eski köyümde bir dedikodu ile duydum. Geldiğim andan beri mutluyum. Bana bir keçi verildi. Su verildi. Güvende hissetmeye başladım”.
Lengima torununa bakıyor, onu her sabah okula bıraktıktan sonra su ve odun toplamaya gidiyor. Günün geri kalanında da takı yapıyor. Lengima'ya da askerler tecavüz etmiş. “Buraya geldim çünkü eşim beni terk etti. İngilizlerin bana yaptıklarından sonra, bir daha evlenemeyecektim.”
Samburu’daki yaşlı nesillerin kadınları gibi, Lengima da okuma ve yazma bilmiyor. Samburu’da kadınlara çoğu konuda söz hakkı ve eğitim verilmiyor. “Dışarıda, kadınlar erkekler tarafından yönetiliyor ve yenilik elde edemiyorlar. Umoja’daki kadınlar özgürlüğe sahip.”
Umoja kadınları son olarak Birleşik Krallık insan hakları avukatı Martyn Day’le birlikte tecavüz davalarının soruşturulması ve suçluların mahkemede yargılanması için birlikte çalıştılar. Rapor edilen davaların çoğu dışarıda odun ya da temiz su toplayan kadınlara yönelik askerlerin toplu tecavüzüyle ilgili. Açılan davalar hala sürüyor ama ordunun birçok belgesinin “kaybolduğu” bildirildiği için davaların sonuçlanmasının zor olduğu düşünülüyor.
15 yıldır köyde yaşayan Ntipaiyo kendi hikayesini anlatıyor:
“Buraya kocamla yaşadığım sorunlar yüzünden geldim. Askerler dışarıda yakacak odun toplarken beni kıstırdı. Üç kişiydiler. Beni yere ittiler. O günden beri, ne zaman hatırlasam göğsümde acı hissediyorum”.
25 yılda iki kadın köyü daha kuruldu
1995’te bir grup kadın Umoja’dan ayrılarak yakınlarda başka bir köy kurdu, Nachami. Son olarak da 2011’de Unity adıyla yeni bir köy kuruldu. Kadınlar ve çocuklarının yaşadığı bu köylerin önceliği kadın hakları ve kadının sağlığı.
Umoja grup üyeleri başarılı oldukça, daha çok kadın onlara katılmaya başladı. Neredeyse 60 kadın bu köyde yaşadı. Kadınlar ihtiyaçlarına göre istedikleri zaman köye girip çıkmakta özgür. Toplu ayrılıklar da olabiliyor. İlki 1995’te yakınlarda kendi köylerini kuran Nachami Kadın Grubu.
Umoja’daki köylerinde yeterli ifade özgürlüğü olmadığını düşünen kadınlar grup liderliğinin adil olmadığını söylemiş ve değişeceğini umarak birkaç yıl orada yaşadıktan sonra kendi köyleri Nachami’yi kurmuşlar. Grup olarak bir araya gelerek üyelerin refah ihtiyaçlarını karşılamak için çalışıyorlar.
Yakın zamanda da bu köydeki kadınların yarısı ayrılarak Unity adıyla yeni bir köy kurdu. Unity Köyü çocuklarıyla baskı ve istismardan uzak bağımsız hayatlar sürdürmek isteyen kadınlar için bir sığınak. İşbirliğiyle çalışarak temel ihtiyaçların karşılandığı için güvenli bir yer yaratmak amacıyla kurulan Unity Köyü’nde öncelik çocuklar ve onların eğitimi.
Fakirlik sorunlarını öne alıyor ve elde ettikleri fonları çocukların eğitimi ve aile ihtiyaçları için kullanıyorlar. Bölgede yaşayan toplulukların sorunlarının çözümünde aktif rol alıyorlar. (EÖ/ÇT)
Fotoğraflar: The Observer, Georgina Goodwin
* Ege Öztokat bu haberi Guardian, NY Times ve yazıda bahsedilen köylerin web sitelerinden derleyerek Türkçeleştirdik.