2024 yerel seçimlerine giderken sol ve sosyalist siyaset adayları, mevcut sistemin ya da klasik siyasetin belirlediği yöntemlerle adaylarını belirlemeden uzak durmalıdır. Çünkü ülkemizde, yerel yönetimler tarihinden günümüze kadar Fatsa Belediye Başkanı Terzi Fikri Sönmez’in belediyecilik modelini örnek alan birkaç belediye başkanı dışında, diğer belediyelerimiz fotokopi çıktısı gibi aynı kalıptan çıkmış yönetim sistemleri ve iş yapma modelleri ile kentleri yönetiyor.
Ve bu belediye yönetimleri kapitalist gerçekliğe ve serbest piyasa ekonomisine olan sarsılmaz inançları ile kamusal alanlarını karartıyor. Geleceğe olan inançlarını kaybetmiş bu sistem içerisinde “hiçbir şeyi değiştiremeyiz” cümlesine takılıp kalan yerel yöneticiler tarafından yönetilmişiz.
Hiçbir zaman “başka bir yol yok mu?” sorusunu kendilerine sormamışlardır.
Brezilya’nın Curitiba kentinin Belediye Başkanı Jaime Lerner’in yaptığı çalışmaları paylaşmak isterim.
Brezilya’nın 2,5 milyon nüfuslu Curitiba kentinin efsane belediye başkanı Lerner yaklaşık 12 yıl başkanlığını yaptığı Curitiba’yı dünyanın yaşam kalitesi en yüksek kentleri arasına soktu. Jaime Lerner, 1971-1992 yılları arasında 3 dönem belediye başkanlığı yaptı. Belediye başkanlığı yapmış olduğu yıllarda çok basit ancak etkili yöntemlerle halkın büyük desteğini aldı.
Jaime Lerner’in yaptığı uygulamalara baktığımızda;
- Kentteki büyük parkların bakım ve sulama işlerini parkın yakınında bulunan, okulların öğrencilerine bıraktı. Hem öğrencilere bir sorumluluk vermiş hem de öğrencilere bu çalışmalarına karşılık spor malzemeleri verdi.
- Parklarda beslenen koyunların sütünü kurulan tesislerde paketletti. Çöplerini ayrıştırarak çöp toplama araçlarına getiren yurttaşlara, süt ve otobüs bileti verdi. Bu çalışma ile çöplerin ayrıştırılması için yapılan masraftan büyük bir tasarruf sağladı.
- Yeşil alanların artırılması için kentte yaşayanlara ağaç fideleri dağıtarak kent sakinlerini de kentin yeşillenmesi için sistemin içine kattı. Bugün kişi başına düşen 52m2’lik yeşil alan ile Curitaba, en yeşil şehirlerden biri olarak kabul ediliyor.
- Yağmur sularını kent dışında belirlenen alanlara yönlendirerek, o alanlarda yağmur suları ile beslenen doğal göllerin oluşmasını sağladı.
Jamie Lerner 2003’te Ömer Kanıpak ile yaptığı röportajında hep şunu vurgular: “Neden ‘şehirlerin takdir edilmesi’ fikrini öne sürüyoruz? Çünkü kentlerin geleceğine dair beslenen güvende bir azalma hissediyoruz. İnsanlar ve hükümetler fazlası ile kötümser. Kentlerin geleceği hakkında genel bir vizyon yaratılmadığı sürece o kentlerin geleceği de tehlike altında olacaktır. Kentler sorun olarak görülüyor, oysa tam tersine: Kentler çözümdür.”
Yeni dönemde sosyalist belediye başkanları yönettikleri kentlerde neoliberalizmi bitirip, yönettikleri kentlerde toplumcu belediyeciliği zirveye çıkarmalıdır. Çünkü toplumcu belediyecilik kent dayanışmasını sağlar, dayanışma ile kooperatif örgütlenmeleri ile kente rehberlik ederler. Toplumcu belediyeler yoksulluğu yöneten değil, yoksulluğu ortadan kaldırmak için belediye maliyesinin olanaklarını halk katılımı ile toplum yararına kullanır. Toplumcu belediyecilik kentlerde yoksulluğun ilacıdır. Bu çalışmaları yaptıklarında yönettikleri kentlerde demokratik kültürü de öne çıkartacaklarından kuşkunuz olmasın. (MY/AÖ)