Artık tüm Türkiye biliyor!
Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlu Mohamed Hassan Shekh Mohamud’un moto kurye Yunus Emre Göçer’in ölümüne neden olduktan ve yurt dışına kaçtıktan sonra hakkında yakalanma kararı çıkartılmıştı. O ana kadar olan süreci 8 Aralık’taki yazımızda sıralamıştık.
8 Aralık’ta trafik bilirkişisi raporunda Yunus Emre Göçer’in bir kusuru olmadığı yönünde bilgiler olmasından kaynaklı kaza sonrası olay yeri incelemesini ve ilk kusur değerlendirmesini yapan polis memurları hakkında adli soruşturma başlatıldı.
12 Aralık’ta CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Göçer ailesine ziyaretlerinde “Devleti yönetenlerin gösterdiği ihmalkârlık hepimizin canını sıkıyor. Gündemde tutmaya takip etmeye devam edeceğiz” açıklamasında bulundu. Bu süreçte ayrıca CHP, DEM Parti, İYİ Parti milletvekilleri çok sayıda soru önergesi verdi ve konunun takipçisi olacaklarına dair açıklamalar yaptılar.
14 Aralık’ta Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Önümüzdeki günlerde de sanığın Türkiye’ye gelmesi ve bu konuda yargılama sürecine katılması söz konusu olacak. Biz hiçbir vatandaşımızın bir yabancı karşısında bu şekilde hakkını hukukunu kaybetmesine müsaade etmeyiz” dedi ve Somali adli makamları ile görüşmeler gerçekleştirdiklerini belirterek, kaza hakkında hazırlanan iki rapor arasındaki farkın Adli Tıp tarafından da araştırıldığını kaydetti.
16 Aralık’ta “kaza”ya dair yeni bir görüntü ortaya çıktı. Yunus Emre Göçer’in de kusurlu olduğuna dair tartışmalar yapılmaya başlandı. Ama o görüntüde de Mohamud’un şerit değiştirerek Göçer’e arkadan vurduğu bariz biçimde görünüyordu.
18 Aralık’ta Yunus Emre Göçer’in avukatı İyaz Çimen’in ofisinde Somali Cumhurbaşkanı’nın Öznur Göçer’e taziyesini bildirdiği, “Türkiye adaletine güvenimiz tamdır. Saygımız sonsuzdur. Her şey gerektiği gibi gidecektir” sözleri kamuoyuna yansıdı.
19 Aralık’ta Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, bir açıklama daha yaparak “Bu kazayla ilgili olarak yeni bir görüntü daha ortaya çıktı. Bu görüntüyle ilgili adli tıptan rapor gelmişti. Şimdi bu rapor eşliğinde yeni bir rapor düzenlenmesi noktasında ek rapor için dosya adli tıp kurumuna gönderildi. Oradan ek rapor bekliyoruz ve ona göre Cumhuriyet Savcılığımız kusur durumu tespit edildiği anda hızlı bir şekilde iddianame sürecini tamamlayacaktır” dedi. Tunç ayrıca, “Bizim vatandaşımızın hakkı hukuku onu korumak çok önemli bizim için. Vatandaşımızın hakkını hukukunu takip edeceğiz ve koruyacağız” ifadelerini kullandı.
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 19 Aralık 2023 tarihli ek raporunda ise sanığın asli, Göçer’in tali derecede kusurlu bulunduğu tespitine yer verildi.
Bir kurye ölümü davasında ilgili kurumların ve yargının bu kadar hızlı işlediği olmuş mudur bilemiyoruz. En azından bizim tespit edebildiğimiz ya da uzun yıllardır sektör ve camia içinde olan kişilerden duyduğumuz bu kadar hızlı bir yargılamaya rastlanılmamıştır.
Müşteki Öznur Göçer’in 13-15 Aralık’ta alınan ifadesinde şikâyetçi olduğu, 20 Aralık’taki ifadesinde ise “Bu aşamada herhangi bir şikâyetinin bulunmadığını” beyan ettiği basına yansıdı.
26 Aralık’ta İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı hazırladığı iddianamede, Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlu Mohamed Hassan Shekh Mohamud’un Yunus Emre Göçer’e çarparak ölümüne neden olma ve “taksirle ölüme neden olma” suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapsi istendi. Savcılık, iddianameyi Asliye Ceza Mahkemesi’ne sundu.
12 Ocak 2024 tarihinde Türkiye’ye gelen Mohamed Hassan Shekh Mohamud İstanbul Adalet Sarayı’nda ifade verdiği hakkındaki yakalama kararının ve yurt dışı yasağının kaldırılarak serbest bırakıldığı duruşmalardan vareste tutulmasına karar verildiği öğrenildi.
16 Ocak’ta İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya müşteki Öznur Göçer ve avukatı Iyaz Çimen’in 20 Aralık 2023’te davadan feragat ettikleri için katılmazken, Yunus Emre’nin babası Metin Göçer’in avukatı Tuğba Aydın, sanığın cezalandırılmasını isteyerek davaya katılma talebinde bulundu.
Sanık avukatı Şeyda Aydın “Olay kazadan ibarettir. Sonuçları itibariyle üzücü bir olaydır. Biz yükümlülüklerimizi yerine getirip yaraları sarmaya çalıştık. Bu hususta başarılı olduğumuzu düşünüyoruz. Lehe hükümlerin uygulanmasını talep ediyoruz” dedi.
Mahkeme heyeti ise üç yıl hapis cezasını önce takdir indirimi ile iki yıl altı aya düşürdü. Ardından bu ceza 27 bin 300 lira para cezasına çevrildi. Mahmud’un ehliyetinin altı ay süreyle geri alınmasına karar verildi.
Mahkemeyi onarca ulusal ve uluslararası basın mensupları dışında Turizm, Eğlence ve Hizmet İşçileri Sendikası (TEHİS) ve Kurye Hakları Derneği takip etti.
Adliye önünde yapılan açıklamalarda Yunus Emre’nin babası Metin Göçer’in avukatı Tuğba Aydın karara itiraz edeceklerini ifade ederken, Kurye Hakları Derneği Başkanı Mesut Çeki “Bir moto kuryenin canı 27 bin TL olamaz. 27 bin TL para cezasına hükmedildi ve cumhurbaşkanının oğlunun ehliyetine 6 aylık el konuldu. Ne oldu şimdi? Adalet mi oldu? Bir kişi benim ölümümden yüzde 75 sorumlu olacak ama 27 bin lira ile kurtulacak. Hapse bir gün bile girmeyecek. Yani bu adalet değil sanırım. Takdiri kamuoyuna bırakıyorum” dedi. TEHİS Başkanı Kubilay Çelik ise “Bu ülkede bir insanın ölümünün bedeli 27 bin lira imiş biz bugün bunu öğrendik. Öldürülen, sakat kalan, yaralanan adalet bekleyen tüm moto kuryeler için buradayız. Adalet mücadelesini yürütmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Sosyal medya paylaşımlarında ve kurye WhatsApp gruplarındaki ruh hali ise başından beri beklenen kararın yarattığı hayal kırıklığıydı. Kimse şaşırmadı ama kimsenin de vicdanı rahatlamadı. Bilakis bir cana biçilen 27 bin 300 TL değersizlik, sahipsizlik ve güvencesizlik duygusunu güçlendirdi. Bunun bir ceza değil ödül olduğunu söyleyenler de oldu.
17 Ocak’ta mahkeme kararına dair açıklama yapan Adalet Bakanı Yılmaz şunları söyledi: “Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlu asli kusurlu, diğeri tali kusurlu adli tıp raporuna göre. Şikâyetçi de şikâyetinden vazgeçti. Verilen hapis cezasının paraya çevrilmesi herhalde eleştiriliyor. Tabii bu mahkemenin takdiri, taksirle işlenen bir suç. Diğer yandan şikâyetçinin de vazgeçmiş olması nedeniyle böyle bir sonuç çıktı ortaya. Kamu davası devam etti. Alınan cezanın miktarı açısından mahkemenin verdiği karar bu yönde oldu.”
Kaza süsü verilmiş cinayetin başına dönersek; 30 Kasım 2023’te Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlu Avrasya Tüneli Aksaray çıkışında arkadan moto kurye Yunus Emre Göçer’e çarptı! 5 Aralık’ta Yunus Emre Göçer hayatını kaybetti. 21 gün sonra iddianame hazırlandı. Ve Yunus Emre hayatını kaybettikten 42 gün sonra dava kapandı!
Açıkçası biz moto kuryeler olarak bunun bir ceza olmadığını düşünüyoruz. Bir kuryenin, bir insanın, biri otizmli iki evlat sahibi bir babanın, bir eşin öldürülmesinin karşılığında açıklanan karar bir ceza değildir ve toplumsal vicdanı yaralamıştır. Kamera görüntüleri ile tüm Türkiye’nin, dünyanın tanık olduğu “şey” kaza süsü verilmiş bir cinayettir.
İnsan hayatından kutsal daha büyük bir şey yoktur. Ben de bir kuryeyim; ben öldükten sonra eğer benim ölümümden yüzde 75 kusurlu kişi bir gün bile hapis cezası çekmeyecekse, konumu gereği çerez parası bile olmayacak bir para karşılığında elini kolunu sallayarak gezecekse ölen sadece ben değilim ölen adalet ve insanlıktır!
Kaza süsü verilmiş cinayetin kronolojisi: Artık tüm Türkiye biliyor!
(MÇ/VC)