Yönetmen Juho Kuosmanen'in 74. Cannes Film Festivali'nde Büyük Ödül (Grand Prix) kazanan filmi 6 Numaralı Kompartıman (Hytti Nro. 6) izleyiciyi Kuzey Kutbu manzaralarında unutulmaz bir tren yolculuğuna çıkarıyor.
Juho Kuosmanen, ilk filmi "Olli Mäki'nin En Mutlu Günü" (Hymyilevä Mies) ile ismini duyurmuş ve 69. Cannes Film Festivali'nde "Belirli Bir Bakış" bölümünde büyük ödülü kazanmıştı. 60'lı yıllarda geçen bu siyah-beyaz film, bize romantik bir boksör olan Olli Mäki'nin hikâyesini anlatıyordu. Başarılarıyla ülkenin sembolü haline gelen boksörün aşık olmasıyla değişen dengesi, filmin tüm akışını mizahi bir şekilde etkiliyordu.
Yönetmenin ikinci uzun metrajı olan "6 Numaralı Kompartıman" ise, Finlandiyalı yazar ve sanatçı Rosa Liksom'un aynı isimli romanından uyarlandı. Roman, yayımlandığı dönemde duru ve dingin anlatımıyla ya da bir durumu, basit cümlelerle ama güçlü bir şekilde anlatmasıyla Çehov'vari bir eser olarak değerlendirdi.
Olli Mäki'nin En Mutlu Günü.
Gürültülü Ljoha
Kitapta olduğu gibi filmde de Laura (Seidi Haarla), 1990'ların Moskovası'nda sevgilisi Irina'yla çıkmayı planladığı tren yolculuğuna Irina'nın son anda gelememesi nedeniyle yalnız çıkmak zorunda kalır.
Moskova'dan Murmansk'a petroglifleri (kaya resimleri) görmek üzere yola çıkan Finlandiyalı arkeoloji öğrencisi Laura'nın şanssızlığı bununla sınırlı kalmaz. Hiç hesapta olmayan yeni yol arkadaşı son derece gürültülü Ljoha (Juri Borisov) olur.
Maden işçisi Ljoha'nın, kompartımanı adeta işgal etmesi, Laura'nın hayatında ne olup bittiğini anlamaya çalıştığı ve huzur aradığı bu yolculuktaki tüm beklentilerini bir çırpıda yerle bir eder. Ancak, uzun süreli gerilimlerden sonra iki yolcu da kendilerini farklı gözlerle, yeniden görmeye ve değerlendirmeye başlar.
Dev bir yumak
6 Numaralı Kompartıman, başlangıçta neden sevdiğinizi çok da anlayamadığınız filmler listesinde yerini alabilir. Çünkü film size yaşamın akışını son derece "düz" bir anlatımla veriyor. Fakat çoğu eleştirmen tarafından 2021'nin en iyi filmleri arasına girdi bile.
Kaba bir çerçeve çizmek gerekirse, film toplumdaki sınıflar arasında kurulan tahakküm ilişkilerini ve insanların birbirlerine duydukları önyargıları ele alıyor. Senaristliğini Andris Feldmanis ve Livia Ulman'la birlikte üstlendiği bu filmde Juho Kuosmanen bize dev bir yumak hediye ediyor: İpleri elinde tutan Irina, sürekli başka yöne sürüklenen Laura ve treni yakmaktan bile imtina etmeyecek Ljoha.
Moskova'daki entelektüellerin dar ama güçlü camiasından çıkan Laura, esasen kendisinden yaşça büyük sevgilisi Irina tarafından görünürde çok da önemsenmez. Öyle ki, bu durum Laura'da bir özgüven sorununa yol açar. Yazarların, kitapların ve filozofların ismini doğru telaffsuz edemeyen Laura'nın yanı sıra, Irina bir bilgi küpüdür.
Bir diğer düğüm ise zaten buradadır, Irina alanında yetkin bir profesördür. Laura'ya yönelen özensizlik, filmin ilerleyen sahnelerinde planlanan romantik tren yolculuğuna Laura'nın yalnız başlamasıyla yüzeye çıkar.
Laura ve Ljoha.
Beklenmeyen gelişme
Laura'nın yeni kompartıman arkadaşı maden işçisi Ljoha, orada olması gereken aslında son insandır. Çünkü Ljoha'nın gürültüsünden Laura hiçbir şekilde kafasını dinleyemez, telefonlarına çıkmayan ve kendisini terk ettiğini düşündüğü sevgilisinin yasını tutamaz ve uyuyamaz. Sarhoş olduğunda daha da katlanılamaz hale gelen Ljoha, sürekli ettiği küfürlerle sürdürdüğü sözel tacizinin boyutunu iyice katmerler.
Ljoha'nın kadın düşmanı olduğunu düşünmemiz için yönetmen de elinden geleni yapar. Fakat Ljoha'dan gittikçe rahatsız olduğunuz filmde, yönetmen sizi ters köşeye yatırarak ikili arasında cinsel bir gerilim yaratır.
Süregiden hikâyenin yanı sıra trene farklı konuklar da gelir bazen. Laura ile aynı sınıftan ve aynı entelektüel birikime sahip olduğunu düşündüğümüz bir çocuk girer örneğin kompartımana. Ancak işler beklediğimiz gibi ilerlemez. Çocuk, kendi varış noktasına geldiğinde Laura'nın çok sevdiği ve içinde bir ton anısını biriktirdiği fotoğraf makinesini çalar. Kuosmanen bunu kör göze parmak bir şekilde göstermez bize ama. Zaten film boyunca sürdürdüğü başarısının ayrıntıları da bu anlarda gizlidir.
Bir itiraz
Filmde zaman ve mekân bir kurulumdan ziyade, gittikçe bir bükülmeye doğru evrilir. Roller, insanlar, mekânlar ve tarih ekseriyetle değişir. Trenden inilen anlarda, farklı bir tarihselliğe doğru sürükleniriz örneğin. Laura ve Ljoha'nın konuk olduğu evlerden birinde Sovyetler'in yıkımını dinleriz. Bu tür ipuçları ise bize filmin 90'ların başında değil de sonlarında bir aralıkta geçtiğini gösteriyor. Çünkü Sovyetler yıkılmıştır ve insanlar yaralarını yeni yeni sarmaya başlamıştır.
Juho Kuosmanen büyük bir yetenek ve belli ki bir süre daha kendisinden övgüyle söz edeceğiz. Ancak filme dair düşmek istediğim bir şerh var: Laura'yı, kendisini taciz eden Ljoha'ya mahkûm etmesek de olurdu. Ya da Ljoha, klasik anlayışın aksine tacizci bir işçi olmasa, sadece kaba-saba ve tedirgin edici biri olsa da olurdu.
Künye
Yönetmen: Juho Kuosmanen
Senarist: Andris Feldmanis, Livia Ulman, Juho Kuosmanen
Oyuncular: Seidi Haarla, Yuriy Borisov, Dinara Drukarova
Orijinal adı: Hytti Nro. 6
Yapım: Finlandiya, Estonya
2021
(TY)