İkinci Dünya Savaşı, Almanya'nın Avrupa'da 8 Mayıs 1945'te, Rusya'da ise 9 Mayıs'ta teslim olmasıyla sona erdi. Asya'da ve Pasifik okyanusunda ise silahlar 2 Eylül 1945'te sustu. Yani 75. yılındayız bu tarihi günün!
8 ve 9 Mayıs farkı nereden geliyor? 7 Mayıs'ta Alman Orduları Genel Komutanı Alfred Jodi Fransa'nın Reims şehrindeki Alman karargahında Almanya'nın kayıtsız şartsız teslim olduğuna dair anlaşmayı imzalıyor.
Ancak, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği (SSCB) lideri Jozef Stalin bunu itibar sorunu yapıyor, anlaşmayı geçersiz sayarak Berlin'de yeni bir anlaşmanın imzalanmasını istiyor.
Bunun üzerine, Alman generalleri Keitel, Friedeburg ve Stumpff ile SSCB Kızıl Ordu'nun en kıdemli komutanı Mareşal Georgi Jukov Berlin'de 8 Mayıs gecesi yeni antlaşmayı imzalıyorlar.
Bu sırada artık gün 9 Mayıs'a geçtiği için savaşın bitiş gününü SSCB/ Rusya 9 Mayıs'ta, Avrupa ise 8 Mayıs'ta kutluyor. 45 milyonu sivil yaklaşık 60 milyon insanın hayatına mal olan bu en kanlı savaşın sonu Avrupa için 8-9 Mayıs 1945!
Anna Marly’nin söylediği “Le Chant des partisans” (partizanların şarkısı) o yıllarda yaşananları anlatır. Daha sonra bu şarkı sözleri André Malraux tarafından değiştirilerek, Nazilerin öldürdüğü Fransız direnişçi Jean Moulin’in küllerinin Panthéon'a nakli için yapılan 19 Aralık 1964'deki törende söyleniyor.
Fransızlar 1945'te zafer anıtının altından bu şarkıyı söyleyerek geçip Champs Ellysee'ye girmişler…
8 Mayıs Fransa dahil birçok Avrupa ülkesinde tatil. Karantinasız yıllarda askeri resmi geçitlerinde olduğu 8 Mayıs'ta bu yıl başkan Macron, iki eski başkan Sarkozy ve Holland'la birlikte Meçhul Asker anıtına çelenk koydu ve başka tören olmadı.
Rusya'da ise Putin olağanüstü bir tören istiyordu. Merkel ve Macron dahil bütün Avrupa ve Dünya liderlerini de davet ederek 75.yılı kendi ülkesinin yenilmezliğini ve gerekliğini bir kere daha göstereceği bir güç gösterisine dönüştürmeyi düşünüyordu ama hergün 10 bin yeni Covid-19 vakasının kaydedildiği ülkesinde Kızıl Meydan'da tören bile olamadı.
Kendisi de Kremlin Sarayı yakınındaki Meçhul Asker anıtına, önünde diz çökerek kırmızı gül demeti koymakla yetindi. Bu arada fiziki (sosyal) mesafeye dikkat edildiği gözleniyordu.
Putin Moskova banliyösündaki evinde birkaç haftadan beri karantinadaydı. Moskova semalarında sadece hava kuvvetlerinin gösterileri yapıldı.
Putin konuşmasında İkinci Dünya Savaşı'nda hayatını kaybeden 27 milyon Sovyet vatandaşının Avrupa'yı, Rusya'yı ve dünyayı kurtarmak için hayatlarını verdiklerini ve onların hepimiz için bir örnek olduğunu vurguladı.
Almanya'da ise 8 Mayıs ilk defa kutlandı.1999'teki küçük tören dışında genelde Almanlar 8 Mayıs'ı kutlamıyordu ama bu yıl Berlin bu günü tatil ilan etti ve 75. yılında, bu tarihi Nazilerden kurtuluşun ve toplama kamplarının sonu olarak kutlamaya karar verdi.
Cumhurbaşakanı Frank-Walter Steinmeier 1600 kişilik büyük bir tören düşünmüştü ama onun yerine Angela Merkel ile İkinci Dünya Savaşı'nda hayatlarını kaybedenlerin ve Holocaust'ta hayatlarını kaybeden 6 milyon Yahudinin anısına bir çelenk koyarken, Yahudi düşmanlığının dünyada ve ülkesında yeniden artmaya başlamasına dikkati çekti ve kınadı.
Bu arada üç yıl önce parlamentoya giren aşırı sağcılar 8 Mayıs'ın yenilgi günü olduğunu binlerce Almanın Müttefik devletlerin bombalarıyla öldüğünü ve Almanya'nın önemli topraklarını kaybettiğini şefleri Alexander Gauland’ın ağzından ifade ettiler. Diğer bütün politik gruplar aşırı sağcı partiyi kınadı.
Covid-19 yüzünden tören İngiltere'de de yasaklandı. Kraliçe 2. Elisabeth saat 20.00' de, yani babası Kral IV. George'un 1945'te konuştuğu saatte yaptığı 8 Mayıs konuşmasındaki "Savaş her yerdeydi ve herkes kaybetti" cümlesini tekrarladı, “sokaklarımız boş değil, bizim sevgimizle dolu oralar, kahraman askerlerin ülkesi olmaktan gurur duyuyoruz” diye de ekledi.
Babasının hiçbir zaman savaşmaktan vazgeçmeyip, direnmeyi önerdiğini de hatırlatıp yaşadığımız pandemiye atıfta bulundu.
Karantinadan çıkış adımları
Bu arada yavaş yavaş karantinadan çıkmaya çalışan Covid-19 savaşçıları! Adı olmayan, çoğu devlet başkanının “savaş“ diye gösterdikleri bu yeni savaş ne zaman bitecek sorusunun cevabı yok.
Bu da topyekün bir savaş, her kesime dokunuyor, zengin, fakir ama zayıfların şansı daha az. Az donanımlıların şansı daha az bütün savaşlarda yaşandığı gibi!
Amerika Birleşik Devletleri'ndeki ölü sayısı 20 yıl süren Vietnam savaşında ölen Amerikalı asker sayısını geçti, 1955-75 yılları arasında ölen asker sayısı 58.220 iken şu ana kadar ABD'de iki ayda, Covid'den ölenlerin sayısı 76.000!
Garip bir savaş ve tünelin ucunu bir türlü göremiyoruz, karantinadan çıkmak üzere olanlar, daha önce çıkanların hikayeleriyle ürküyorlar, bazıları çıkamıyorlar.
Fransa'nın pazartesi günü karantinadan çıkması kesinleşti, ama hepimiz aynı haklara sahip değiliz! Aynı savaştaki gibi özgürlüklerimizin kısıtlanmasından kamu yararı adına söz etmiyoruz, edemiyoruz.
Örneğin Fransa'da acil sağlık durumu ilan ediliyor, bu "terörle mücadeledeki olağanüstü hal kanunları" gibi! Her şeye devlet-hükümet karar veriyor. Sözde bilimsel tavsiye alsalar da son karar politikacıların.
Bunu maske konusunda çok açıkça gördük, herkes maskenin faydalarını bilse de, doktorların tavsiyesi bu yönde olsa da hükümet herkese maske veremiyeceği için, uzun süre maskenin işe yaramadığı söylemini sürdürdü yakın zamana kadar!
Şimdi ise maskesiz sokağa çıkmayı yasaklamaya gidiyorlar gibi. Şu anda bunu ortak taşıma araçları için getirdiler ama devamı geleceğe benziyor.
Bir de karantinadan çıkamayanlar var, örneğin İspanya'da ölenlerin üçte biri Madrid'de ve İspanya 11 Mayıs'ta karantinadan çıksa da Madrid karantinada kalıyor, aynı şey Barselona, Valancia içinde geçerli…
Fransa'da Yeşiller (yeşil bölge) daha özgür olurken, Kızıl (kırmızı) bölgelerde karantinadan çıkış daha sınırlı.
Bir de Almanya'daki gibi karantinadan çıkıp da bulaşı yüzünden yeniden karantinaya alınan şehirler ve bölgeler var.
Karantinanın sonundan iki gün sonra Kuzey Westfalya eyaletindeki Coesfeld şehrinde et ürünleri imalatında çalışan bir fabrikada 1200 işçiden 100'ünde Covid-19 görülünce fabrika kapatılıyor ve bu kişilere ve çevrelerine yeniden karantina uygulanıyor.
Holstein eyaletindeki Segeberg şehrinde bir mezbahada 109 yeni vaka görülüyor, Thüringe eyaletinin Greiz şehrindeki yaşlı bakım kurumlarında da yeni vakalar var.
Yetkililer eyaletleri değil de şehirleri yada kurumları karantinaya almayı düşündüklerini açıklarken, virologlar ikinci dalganın geleceğinden emin olduklarını söylüyorlar!
Fransa'da Dordogne bölgesinde Perigueux şehri yakınlarında geçen haftalarda karantinaya rağmen bir kilisedeki cenaze töreninde otuz kişi biraraya geliyor, sonra da bunların büyük bir kısmı Fransa'da adet olduğu gibi ölenin evinde buluşup, yiyip içiyorlar.
Geçen hafta, 5 Mayıs'ta bunlardan birinin hasta olup doktora gitmesi üzerine o bölgedeki sağlık yönetimi olaya el atıyor ve 127 kişiye test yapılıyor. Şu anda 9 kişide Covid-19 tesbit edilmiş durumda; evlerinde karantinada ve takip ediliyorlar.
Şu anda hastanede ölen yok ama olay tesbit edilmeseydi ve bir kişi bulgu vermeseydi bu 9 kişinin bulaştıracağı insan sayısını tahmin etmeyi size bırakıyorum.
Bu daha karantinadan çıkmadan önceki durum, Fransa'da ikinci dalga eylülde bekleniyor ve eğer kurallara saygı gösterilmezse ölü sayısının Prof. Dr. Nicolas Hoertel’in “Nature Medicine“ dergisinde yayına kabul edilen çalışmasına göre 217 bin olması bekleniyor.
Bir dolu yerlerde, dopdolu hayatlar yaşayacağımız günlerin umuduyla hoşça kalın.
(ÇCŞ/DB)