63. Berlin Film Festivali 7 Şubat'ta başladı.
Festivalde gösterilen Avusturyalı Anja Salomonowitz'in Karamo'suz 727 Gün adlı belgeselinde biri Avrupa Birliği'ne (AB) üye bir ülkeden diğeri ise AB'li olmayan fertlerden oluşan çiftlerin başına gelenler ironik olduğu kadar dramatik bir dille aktarılıyor.
Avusturya'da çift olmak
12 Kasım 1976 Viyana doğumlu Anja, sinema kariyerinde oyunculuk ve senaryo yazarlığı da yapmış, daha önce üçü kısa ikisi uzun metrajlı olmak üzere beş tane film de çekmiş.
Karamo'suz 727 Gün belgeselinde AB'nin en katı ülkelerinden biri olarak tanınan Avusturya'da göçmenlikle ilgili yasalar sevgilileri bezdirmekle kalmıyor, bazılarının çok uzun süreler boyunca birbirlerinden uzak kalmalarına sebep oluyor.
Göçmenlere empoze edilen dil zorunluluğu dışında evliliklerin devam edebilmesi için öngörülen ekonomik yaşam standartları yüzünden de çiftler birbirinden ayrı kalabiliyor. Devlet özel hayatlara müdahale edip insanları psikolojik olarak sarstığı gibi sevgililerin birbirine kavuşma sürecini de çetin bir mücadele haline sokuyor.
Hem yabancılar hem de Avusturya vatandaşları birer suçlu muamelesi görebiliyor; işler tam yoluna girebilecekken yeni taleplerle yokuşa sürülebiliyor; yaratılan gerginlik duygulara da yansıyabildiğinden stratejinin insanları bezdirmek üzere uygulandığını düşüntürtebiliyor.
Başarılı sinemacı Anja, sarı renkteki obje ve dekorları belgesele yedirerek militan ruhunu seyirciye yansıtmakla kalmıyor, mücadele edilmesi gereken bu durum karşısında da adeta tavır almamızı bekliyor.
Berlinale'nin açılışı
Bu sene 63. kez düzenlenen Berlin Film Festivali Hong Kong'lu yönetmen Wong Kar Wai'nin Grandmaster filmiyle açıldı. Avrupa film endüstrisinin en köklü ve saygın etkinliklerinden olan devasa şölende jüri başkanlığı da yapan usta sinemacı festival seyircisinin sıcak ilgisiyle karşılaştı.
7-17 Şubat tarihleri arasında tüm dünyadan gelen sinemaseverlere evsahipliği yapacak olan Berlinale iddialı bir Uzakdoğu seyirliğiyle başladı. Wong Kar Wai'nin estetik bombardımanı bu sefer dövüş sanatlarına yöneldi, Çin'in yakın geçmişine yapılan zaman yolculuğunda kadınların giyimleri en başta olmak üzere seyircilerin gözleri birbirinden muhteşem görüntülere doydu.
Özellikle In The Mood For Love/Aşk Zamanı filmiyle hatırladığımız müzikal altyapı bu filmde de seyirciyi duygu fırtınalarına sevk ederken yönetmenin sık sık karşımıza çıkardığı yaşanamayan ilişkiler teması hassas kalplere yine dokunmayı başardı.
Berlinale'nin açılışı sırasında son eseri etkinlikte gösterilecek İran'lı yönetmen Jafar Panahi'nin Almanya'ya gelebilmesi için ilgililere çağrı da yapıldı. (MT/NV)