Arjantinli yazar Alberto Manguel, Karagöz’ü; Türkiye’nin büyük ve kudretli kişileriyle alay edebilen ulusal kahramanı olarak tanımlar ki bu tespit, çerçeve içine alınıp duvara asılacak evsaftadır. Hayalî Ayhan Hülagü, Karagöz perdesini ‘taşra’da açarak; her daim muhalefetin merkez üssü addedilen sokağın dilini kurguya dâhil ediyor. Ve Karagöz, zihni barikatlara tekme ata ata ilerliyor, dumanlı seslerin arkasındaki o metaforik sahneleri canlandırıyor.
Ayhan Hülagü’nün ‘Salıncak Sefası’, aslında Hayalî Küçük Ali’nin kurguladığı bir Karagöz oyunu. Mehmet Muhittin Sevilen, yani Hayalî Küçük Ali, geleneksel Türk tiyatrosunun büyüklerinden. Geleneksel temaşa sanatının önde gelen ilk isimlerinden Sevilen, Türkiye'de Cumhuriyet öncesi Karagöz ve Hacivat sanatının en bilindik temsilcisi. Cumhuriyet’in ilanı sonrasında Atatürk'ün huzurunda gösteri yapmış ve desteklenmiş bir sanatçı aynı zamanda. Hülagü’nün metinlerarası korelasyonu da ilhamın mayalandığı yeri göstermesi açısından da takdire şayan.
Komedi zekası…
Peki, Hayalî Ayhan Hülagü, Salıncak’ta kimleri sallıyor. Oyununu kurgularken; klasik metinlerden alıntılar yaptığını belirten Hülagü, isim değiştirme muhaveresini başka, fasılı başka, tipleri başka oyunlardan aldığına dikkat çekiyor. Ancak ana kurgunun ‘Salıncak Sefası’ olduğuna vurgu yapıyor. Salıncak oyununun hikayesi ise Manguel’in dile getirdiği o keyfiyeti imliyor, Karagöz sadece geçmişi değil, bugünü de konuşuyor. Buna göre, Karagöz her zaman olduğu gibi işsizdir. Salıncakçı Hacivat’ın işine ortak olur ve başına türlü türlü olaylar gelir. İşte, bu başa gelenlerin nasıl çekildiği Hülagü’nün hayal perdesinden ses veriyor.
Kimi zaman hüzünlü, kimi zaman sivri dilli; ama en çok eğlenceli bir anlatım çıkıyor karşımıza. Klasik Karagöz şarkılarıyla zenginleşen oyun, 7’den 77’ye hemen herkesin aurasına giriyor. Yahudi, Zenne, Arap gibi altı tip ‘ekrana yansıyor.’ Bu tiplemeler, gelenekte olduğu gibi Hülagü’nün sesiyle hayat buluyor. Ancak izleyici profiline göre tiplerin sosyal sınıfları, mizahı değişiklik gösterebiliyor. Ki yerinde iniş-çıkışlarla oyunun sıhhati daha yolunda ilerliyor. Nihad Sami Banarlı Karagöz’ü halkın zekasının bir ifade vasıtası olarak görür ve şöyle der: “Türk halkında hadiselerden komedi yaratma kudreti, dram yaratma kabiliyetinden üstündür. Karagöz, diğer halk komedileri gibi, Türk’ün bu komedi zekâsını sahneye koyar.” İşte, genç oyuncunun perdesinde mezkûr zekâ parıltıları saçılıyor.
Bursa imgesine selam!
Ayhan Hülagü, oyunda, hayal perdesinin ilk kurulduğu yer olan Bursa’yı sitayişle anıyor: “Bursa şehridir aslım/ Hacı Evhad’dır namım/ Safa meddahıdır tab’ım/ Zehî bir tane geldim ben.”
İmparatorluğun ilk başşehri, Karagöz-Hacivat’ın son uykusunu uyuduğu yer olması hasebiyle özerk bir duruma sahip. Sabri Esat Siyavuşgil’in deyişiyle halk, hayal perdesinin ilk defa Bursa’da kurulduğuna, Karagözle Hacivat’ın Bursa’da yaşamış hakiki birer şahsiyet olduğuna o kadar inanmıştır ki, bunun aksini iddiaya kalkışmak, adeta mukaddesata dil uzatmak gibidir. Haliyle Hülagü’nün ‘fiction’ında Bursa imgesi kutup yıldızı hüviyetinde ve genç sanatçı bu yörüngeden çıkmıyor.
Sözün özü, Murat Pay’ın da işaret ettiği üzere Karagöz ihya olmayı değil, icazet vermeyi bekliyor. Ve Ayhan Hülagü, bu diplomaya ulaşmak için çokça çalışıyor, okuyor, yazıyor, oynuyor… Meraklısına not: Ayhan Hülagü (Hayali) ile Gül Şener (Yardak)’in Salıncak oyunu 17 Haziran’da saat 21.45’te Balat Rendeci Sokak’ta ücretsiz izlenebilir. (SA/EA)