Bir deprem oldu, ardından on binlerce insan kilometrelerce uzakta, daha önce belki de hiç gitmedikleri şehirlere "misafirliğe" gitmek zorunda kaldı.
İşte bunlardan bir kısmı da Van'dan 1600 kilometre uzaklıktaki İstanbul'a gelenler. Ailesinde özürlü olan 50 aile, toplam 260 kişi, bir ay önce kendi istekleriyle İstanbul'daki Yeşilköy Çiroz Özürlülüler kampına yerleştirildi.
bianet'in kampa girme isteği en başta reddedilmişti, ancak kampın dışında konuştuğumuz bir depremzedenin röportajının ardından Valilik'e bağlı İstanbul Ajansı gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Bekir Kaplan, bizi arayarak birlikte kampa gidebileceğimizi söyledi.
Bu sabah gezdiğimiz kampta en büyük sorun, aslında Van depreminin herkes için ardında bıraktığı belirsizlik
Kampa yazın özürlü aileler geldiği için büyük ihtimalle depremzedeler kış bitince kamptan ayrılmak zorunda kalacak; bu henüz belli değil.
Yeşil bir alana kurulan kampın bahçesinde kadın, erkek, genç, yaşlı birçok depremzedeyle görüştüm.
Depremzedelerin bir kısmı Van'da ev sahibi olduğu için yıkılan evlerinin yerine yeni yapılacak evlerden alabilecekler ancak kiracı olanların böyle bir hakları olmadığı için şu anda Van'dan ellerinde kalan hiçbir şey yok.
"Van en az bir 10 yıl daha kendine gelemez biz orada ne yapabiliriz ki" diyen ailelerin büyük bir kısmı İstanbul'a yerleşip, yeni bir hayat kurmak istiyor. Ama bunun için öncelikle hem kalıcı, hem de en az beş kişilik bir aileyi geçindirecek bir işe ihtiyaçları var.
Kamptaki erkeklerin bir kısmı, İşKur aracılığıyla farklı belediyelerde bahçe işlerinde asgari ücretle çalışmaya başlamış. Ancak konuştuğum kişilerden bir aydır hala iş beklediğini söyleyenler var; bunların içinde üniversite mezunu olup, "bağ bahçe işiyle" nereye kadar diyen de var.
Her ailenin tekrarladığı ortak cümle, "her aileden bir kişiye kalıcı bir iş bulunsun" idi. Aileler bu sayede yazı bile beklemeden kiraya çıkıp düzenini kurmak istiyor.
"Ayaklarımız üstünde durmak istiyoruz"
Bir kadın "her gün gözümüz bir başkasında olmasın" bir erkek, "devlete de bu kadar yük olmak istemiyoruz", bir diğeri, "kendi ayaklarımız üstünde durmak istiyoruz" diyor.
Kampın yetkilileri, İşKur ile birlikte çalışmak isteyen herkese iş bulma konusunda çabaladıklarını söylüyor.
Kampa gelenler, ilk hafta Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'ndan 500 lira maddi yardım almış; bu yardımın devam edip etmeyeceği ya da ne kadar devam edeceği belli değil.
Kampta, 80 ilköğretim ve lise öğrencisi, civardaki okullarda eğitimlerine başlamış. Bu durumdan çok memnunlar ancak aileler çocuklara harçlık verme konusunda sıkıntı çekiyor.
Bir de okullarda çocukların uyum problemi yaşadığı, diğer çocuklar tarafından Vanlı denerek ezildiklerini söylüyorlar.
Kamp yetkilileri, Milli Eğitim Müdürlüğü'nü arayarak rehber öğretmenler aracılığıyla bu konuyu çözeceklerini söyledi.
Kampın fiziki koşullarına gelirsek, üç dört kişilik tek katlı, minik evler, kalabalık aileler için biraz sıkıntı yaratıyor ancak ısınma problemleri yok. Kendilerini Van'da yaşayanlarla kıyaslayıp bu sıkışıklığı göz ardı edebileceklerini söylüyorlar.
Kıyafet konusunda çocuklar değil ama yetişkinler sıkıntı yaşıyor. Geldiği günden beri hiç kıyafet alamadığını söyleyenler var; kadınlar bazı temizlik malzemelerinin yetersizliğinden yakınıyor.
Kamp yetkilileri, depremzedelerin boy ve kilo ölçülerini aldıklarını Valilik'ten gelecek toplu yardımları dağıtacaklarını söylüyor. Dışarıdan gelen ikinci el kullanılmış kıyafetleri ve herkese yetmeyecek yardımları dağıtamadıklarını söylüyorlar.
Öğle yemeğini birlikte yediğimiz kamptakiler yemekle ilgili çok büyük bir sıkıntıları olmadığını söyledi.
Toplu taşımayı ücretsiz kullanmak isteyen depremzedeler için kamp yetkilileri özel bir kart ile bu sorunu halledeceklerini söyledi.
Aslında hepsinin tekrarladığı bir şey var; "yemek, kıyafet bunlar çok da önemli şeyler değil, bir kazakla da kışı geçiririz ama en büyük derdimiz belirsizlik."
Şu anda İstanbul'da devlet eliyle getirilen 3 bin depremzede var. Bunlardan 60 aile Valilik aracılığıyla yürütülen Evim Evindir kampanyası ile evlere yerleştirilmiş. Diğerleri ise çeşitli misafirhanelerde kalıyor.
5 bin kişi ise İstanbul'a kendi imkanlarıyla gelmiş. Kış bittiğinde, bütün bu insanların ne olacağı henüz belli değil.
İstanbul'da kalmak isteyenlere kalıcı iş, kira yardımı gibi devlet desteği sağlanmazsa yaşamlarını sürdürmeleri çok zor.
Çiroz Kampı ve diğer misafirhanedeki depremzedelere yardımda bulunmak isteyenler: Bahçelievler Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü, Lojistik Destek Müdürlüğü'ne (Eski Mezbahalar Müdürlüğü) gidebilir. (NV)