Haberin foto-galerisini görmek için tıklayınız.
Haberin videosunu izlemek için tıklayınız.
Bu gece, ev kadını, öğrenci, bankacı, seks işçisi, reklamcı, gazeteci, siyasetçi, transseksüel, öğretmen, eşcinsel, işsiz, her koldan, her evden kadınlar, asla tedirgin olmadan yürüyemedikleri, “Beyoğlu”nda, İstiklal Caddesi’nde bağıra çağıra yürüdüler.
“Geceleri de sokakları da meydanları da terk etmiyoruz.”
Sokakları "istiyoruz" değil "terk etmiyoruz"
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde her yıl olduğu gibi bu yıl da gündüz miting meydanında başlayan isyan karanlığın çökmesiyle sokaklarda devam etti.
Geçen 8 Mart’ta olduğundan çok daha kalabalık olmanın verdiği cesaretten olacak bu kez kadınlar “Sokakları istiyoruz” yerine “Sokakları terk etmiyoruz” dediler.
“Sindirella gitme baloya, 8 Mart’ta haydi alana”
Geride bıraktığımız 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nde, gündüz sergileri polisçe dağıtılan kadınlar gece soluğu Taksim meydanında alıp da 300 kişilik kalabalığa ulaşmış ve 8 Mart’ta, aynı saatte, aynı yerde buluşma sözü vermişti.
Kadınlar bu gece İstiklal Caddesi’nde 500’ü aşan bir kalabalığa ulaştılar.
Kadınlar “Patriarkaya, kapitalizme, militarizme, milliyetçiliğe, feminist mücadele” pankartı arkasında Taksim Tramvay Durağı’ndan Galatasaray Lisesi önüne kadar sloganlarla şarkılarla düdük öttürerek, darbuka, ıslık çalarak yürüdüler.
“Sindirella gitme baloya, 8 Mart’ta haydi alana”, “Gelsin baba, gelsin koca, gelsin devlet, gelsin cop inadına isyan inadına özgürlük”, “Ar değiliz biz, zar değiliz biz, mal değiliz biz, feministiz”, “Dünya yerinden oynar, kadınlar özgür olsa”, “Bağır herkes duysun erkek şiddeti son bulsun”, “Kadınlar meydanlara erkekler çocuk bakmaya” sloganlarına “Hür doğdum Hür yaşarım”, “Kadınlar vardır” şarkıları eşlik etti.
Erkek soruyor: Geceler kimin ki?
bianet muhabiri Bawer Çakır İstiklal Caddesi’nde kadınları izleyen erkeklere sordu:
Murat “Memlekette ne kadar feminist varmış, çok şaşırdım” derken Mustafa “Bugün ne ki günlerden? Kadınlar Günü değil mi? İyi yapıyorlar, yürüsünler” diye yorumladı.
“Geceler kimin ki kimden istiyorlar?” diye soran bir başka erkek “Erkeklere“ karşılığını alınca “Vallahi geceler benim değil” dedi.
Cevapları alt alta sıralayınca kadınların sesi gürleşmeye başladığında erkeklerin tedirgin olduğu orta çıkıyor.Yürüyüşü izleyenler sadece erkekler değildi. Bir kadın ise hem cinslerinin eylemini “Helal olsun” diyerek destekledi.
Şiddet, yoksulluk, tecavüz, eve mahkumiyet, ev işi bitmiyor
Yürüyüş bitip de Galatasaray Lisesi önüne gelen kadınlar Kürtçe ve Türkçe basın açıklamalarını okudular.
Kadınlar geçen yıl Pippa Bacca’nın öldürülmesiyle karşıladıkları 8 Mart’tan bu yana kadına yönelik şiddetin hız kesmeden devam ettiğini söylediler.
“Saymakla bitmeyen” dertlerden bazıları şöyleydi:
“Muhafazakarlık yaşam alanlarımızı baskılamaya devam ediyor. Milliyetçilik, ‘vatan sağolsun’ palavraları ve halkların kardeşliğine düşman ruhuyla, ölmek ve öldürmek için; dini muhafazakarlık ise aileyi ve erkek egemen dini değerleri yüceltmek için bize doğurmayı salık veriyor. Nerede örtünüp nerede giyineceğimiz militarizmle siyasal islamın mücadele alanı olmaya devam ediyor.”
Kadın emeğinde yaşanan olumsuzluklara da değinildi:
“Erkeklerden daha düşük ücretlerle, aynı anda ev işlerinin de yükünü üstelenerek katıldığımız çalışma hayatında, şimdi de kriz bahanesiyle ya eş değer işe eşit ücreti unutarak erkeklerin yerine çalıştırılıyor ya da ilk işten çıkarılanlar oluyoruz. IMF ve sermayenin talebiyle kadın ve emekçi düşmanı AKP’nin 2008’de çıkardığı SSGSS ve İstihdam yasaları ile kreş ve sağlık hizmeti gibi tüm haklarımız tırpanlandıktan sonra önümüze konulan seçenek, ya açlık ya da kölelik ücretleriyle çalışmak. Babaların, kocaların fiziksel ve duygusal baskısı altında her daim yemekten, bulaşıktan, çamaşırdan çocuk ve yaşlı bakımından sorumlu olmaya devam ediyoruz.”
"Beyoğlu'na sözümüz var"
Kürtlere yönelik inkar, imha ve savaş politikalarının kadınlara yoksulluk, taciz, tecavüz olarak döndüğünü söyleyen kadınlar ilk kez yerel seçimlerde bağımsız feminist aday çıkarmalarından da bahsedip “Bu yıl seçimlerde feministlerin sözü var” dediler.
“Erkek siyaset sağcısıyla solcusuyla biz kadınları siyasetin öznesi olarak görmüyor. Ancak bu seçimlerde artık yeter dedik... Önce Demokratik Özgür Kadın Hareketi, Kürt illerinde seçilebilecek yerlerden 15 kadın belediye başkan adayı çıkardı. Biz İstanbullu feministler de siyasette biz de varız, Bey-oğlu’na sözümüz var, adayımız Saime Ulfet Taylı Taş dedik. Onu destekleyelim.”
"2010'da Taksim'de buluşalım"
Eylem saat 20:00’de sona erdi. Bu gecenin son mesajı ise bir daha ki yılda, 8 Mart 2009'da çok daha fazla kadının evinden çıkıp Taksim'de olacağını müjdeliyordu:
"'Bir günü değil dünyayı istiyoruz' diyerek gelecek 8 Mart'ında emekçi kadınların yazdıkları tarihin, köylü, kentli, ev kadını, çalışan, anne ya da bekar her ulustan tüm kadınlara armağan edilişinin yüzüncü yılında 2010'da 'Taksim'de buluşalım' diyoruz." (EZÖ-BÇ)