Gücün kadın ve erkek arasındaki dağılımı hala oldukça eşitsiz. Avrupa Konseyi’nin tavsiye kararının altında yatan temel fikir bu durumun üzerinden gelmekti. Bakanlar Komitesi kadın ve erkeğin politik ve kamu karar alım süreçlerinde eşit şekilde katılım sağlaması için harekete geçmeye karar vermişti. Amaç kadının güç pozisyonlarında görev almalarına kapı açmaktı. Şimdi sıra sonuçları değerlendirmekte.
Kadın ya da erkek temsili yüzde 40'ın altına düşmemeli
Komite öncelikle kadınların ya da erkeklerin karar alma sistemlerinde temsilinin en az yüzde 40 olmasını amaçlıyordu. Eylül 2005’te yapılan bir araştırma sadece İsveç’in ulusal parlamentosunda bu seviyeyi yakaladığını gösterdi. İskandinav ülkeleri dışında Avusturya, Belçika, Almanya, Hollanda ve İspanya da çok geri kalmış sayılmıyor.
Avrupa’nın yarısında kadın temsili yüzde 20’nin, yedi ülkede yüzde 10’un altında (Ermenistan, Macaristan, İtalya, Malta, Türkiye, Ukrayna ve Arnavutluk).
Bu ülkelerin bazılarında Avrupa Birliği’nin (AB) aldığı karardan sonra seçimler yapıldı ve bu seçimlerle durum biraz daha iyileşti. Fakat gidişat çok net – Avrupa parlamentolarında yüzde 40 cinsiyet kotasına ulaşmak için gidilmesi gereken çok yol var.
Durum hükümetlerde de benzer. Avusturya, İspanya ve İsveç yüzde 50 temsilini yakalamışken sekiz hükümette hiç kadın bulunmuyor, Avrupa genelindeyse kadın temsili ortalama yüzde 20.
Avrupa Konseyinde de durum farklı değil. Parlamenter Meclisi’nde temsil yüzde 26’dan falza değil, Yerel ve Bölgesel Otoriteler Kongresinde durum yüzde 27 civarı. Strasbourg’daki elçiliklerin yüzde 13’ü, 46 dışişleri bakanının sadece beşi kadın. Bu da yüzde 11’lik bir temsile tekabül ediyor.
Ne yapılmalı?
Bakanlar Komitesinin 2003 yılı tavsiye kararına göre kadınların katılımını tetiklemek ve desteklemek için çaba gösterilmeli. Çabaların özellikle ataerkil yönelimlerin sürekliliğini koruduğu ve kadınların sosyal hayatın kenarında tutulduğu bölgelerde yoğunlaşması gerekiyor. Sosyal ve aile politikaları kadının doğum yaptıktan sonra iş hayatına dönüşünü kolaylaştırıcı bir hale gelmeli. Kadınlar işlerinde kalabileceklerine emin olmalı ve politik tartışmalara katılabilecekleri hissettirilmeli.
Bu konuda da bir ölçüde gelişim yaşandı. Örneğin son raporlar gösteriyor ki Türkiye’de bazı kadınlar politik pozisyonlarda görev almak için çaba göstermeye başladı.
Yasal kota hala Avrupa’da çok rastlanan bir durum değil. Bazı durumlarda kotanın yasallaşması siyasi partiler için cinsiyet dengesine dikkat etmelerini sağlayan bir tehdit oluyor.
Kadın temsili neden önemli?
* Gerçek demokrasi için kadın temsiliyeti erkek temsiliyle eşit olmak durumunda. Aksi takdirde nüfusun yarısı temsilden dışlanmış oluyor.
* İnsan haklarının ve sosyal adaletin herkes için deneyimlenir hale gelmesi için,
* Entellektüalitenin ve diğer insan kaynaklarının harcanmasının önüne geçmek için,
* Politik ajandaya yeni konuların girmesi, politik önceliklerin yeniden tanımlanması ve hayat standartlarının herkes için artması için temsilde adalet olmalı. (GG)
Yazıyı Thomas Hammarberg'in makalesinden Gökçe Gündüç derledi ve Türkçeleştirdi.