Bildiğimiz gibi kadın sağlık politikaları siyasi iktidarların ideolojik yönelimleri doğrultusunda düzenleniyor ve bu durum kadın haklarına vurulan etkili bir darbe olarak uygulamaya dönüşüyor.
Çünkü kadının sağlık hakkı en temel insani hakkıdır ve hiçbir siyasi otoritenin teveccühüne bağlı değildir.
Değişen iktidarlarla birlikte yeniden yeniden yapılan düzenlemeler kadın sağlığı alanında politik boşluklar doğmasına sebep oluyor ve sonucuna kadınların katlanmak zorunda olduğu durumlar uzun vadede toplumsal bir soruna dönüşüyor.
Zira ülkelerin gelişmişlik düzeyini gösteren parametreler arasında kadın sağlığı, anne-bebek ölümleri, bulaşıcı hastalıklar, sağlıklı nesiller gibi birçok başlık altında önemli bir alanı kaplamaktadır.
Bu yazıda kadın sağlık politikalarının aile planlaması konusu altında kadınların hayatını nasıl zorlaştırdığını ortaya koymaya çalışacağız.
Aile planlaması denince, kadının kaç çocuk doğuracağına tek başına karar vermesi gibi yanlış bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Halbuki Aile Planlaması hizmeti çok kapsamlı bir halk sağlığı hizmetidir. Sağlık Bakanlığının düzenlediği hizmet kapsamında;
-üreme sağlığı eğitimi
-güvenli doğum kontrol yöntemleri kullanma eğitimi
-doğum kontrol malzemelerinin ücretsiz temini
-cinsel yolla bulaşan hastalıklar eğitimi
-çocuk ergen üreme sağlığı eğitimi, gibi toplumun tamamını ilgilendiren aile sağlığı eğitimleri ve hizmeti verilmesi gerekiyor.
Peki uygulamada durum nasıl ?
TNSA verilerine göre güvenli yöntem kullanma oranı önceki yıllara göre düşüş göstermiş, bunun en önemli sebeplerinden biri olarak kadınların hangi güvenli yöntemi kullanacakları konusunda bilgi sahibi olmadıkları gösterilmiş.
İkinci önemli etken karar verseler dahi yöntemlere ulaşmakta zorluk çekmeleri olarak gösterilmiş. Devletin ücretsiz dağıtması gereken aile planlaması materyallerine ulaşamayan kadınlar bu hizmeti kendi imkanlarıyla temin etmek zorunda kalıyorlar ve mevcut ekonomik koşullarda neredeyse mümkün değil.
Doğum kontrol hapları 260 lira ile 400 lira arasında bir fiyatla satışa sunulmuş durumda ve SGK tarafında karşılanmıyor.
Kondom fiyatları ise içinden 12 tane çıkan paketler 150 liradan başlıyor. Elbette daha ucuz olanları da var fakat görüştüğüm eczane yetkilisi ucuz kondom alanların beklenmeyen gebelikle karşılaştıklarını ifade etti.
Bununla birlikte SGK tarafından karşılanmayan doğum kontrol hapları sadece gebeliği önlemek amacıyla kullanılmıyor.
İçinde hormon bulunduran bu ilaçlar genç kadınlarda sıklıkla görülen adet düzensizliği belirtileriyle ortaya çıkan bir takın hormonal hastalıkların tedavisi için de kullanılıyor.
Eğer doğum kontrol hapları sadece gebeliği önleyici yöntem olarak görülüyor ve bu sebeple ödeme kapsamına alınmıyorsa tedavi amaçlı kullanıldığında sağlık hakkı elinden alınan kadınlara bunun hesabını kim verecek.
Eğer hormon içeriği sebebiyle ödenmiyorsa yine kadınların menopoz dönemindeki şikayetlerini gidermek amacıyla kullanılan hormon içerikli ilaçların ödenmesi bu fikri çürütüyor.
Tekrar tekrar ifade etmekte fayda var. Kadının sağlık hakkı en temel insani hakkıdır. Aile planlaması yöntemlerine ulaşmak da asla vazgeçmeyeceğimiz haklarımızdan biridir.
(ÜA/EMK)