Sonra içlerinden biri "Sen bu kadar şeyi nereden biliyorsun" diye sordu. Futbol bir devlet sırrıdır ya ülkemizde, ancak çok özel kişiler bu konuda bilgi sahibi olabilir. Anlamaz gözlerle bakmakla yetindim. Anlamsız sorulara cevap vermeyi de anlamsız bulurum. Başka bir arkadaşım "Ofsaytı biliyor musun" diye sordu.
"Bence tek cümleyle anlatamaz"
Diğeri daha insaflıydı; "Bence tek cümleyle anlatamaz" dedi. En azından ofsaytı bilme ihtimalimi düşünmüştü ama tek cümleyle anlatamazdım ona göre.
Hayatım boyunca bu soruya o kadar çok maruz kalmıştım ki artık tek cümleyle, üç cümleyle, isteğe göre ofsayt tarifi yapmakta uzmanlaşmıştım. Ama akıllanmıştım da. Kendimi kime neden ispatlamak zorunda hissediyordum? Soruyu soruyla cevapladım. "Siz ofsaytın ne olduğunu biliyor musunuz" dedim. E herhalde biliyorlardı, soruya bak sen! Ne demek istediğimi anladılar mı, hâlâ emin değilim.
Havacılık sektöründe faaliyet gösteren 800 kişilik bir şirkette çalışan tek kadın uçak mühendisiydim. İnsanlar henüz kadın mühendisle çalışmanın şokunu atlatamamışken bir de futbol çıkmıştı piyasaya.
Kadından mühendis de olmazdı
Futbol sohbeti yapan kadınları çok itici bulduğunu söyleyenler, "Benden daha iyi futbol bilen bir kızla hayatta çıkmazdım" diyenler, her şeye rağmen "Kadınlar futboldan anlamaz" diyenler bir yana, "erkek Fatma-delikanlı kız" yakıştırmaları havada uçuşuyordu.
Kadından mühendis olmazdı. Kadın hangar ortamında çalışamazdı. Kadınlar futbol maçı bile izlememeliydi.
Tüm bunları söyleyenler Türkiye'nin en iyi üniversitelerinden mezun, mühendislik diploması sahibi insanlardı. Olayın eğitim seviyesiyle ne derece ilintili olduğundan ciddi şüphelerim vardı artık. Her sınıftan, her eğitim seviyesinden tüm erkekler aynı görüşteydi. Erkeklerle özdeşleşmiş, erkeklere ait bir dünyada kadınların yeri yoktu.
Futbol benim için bir başkaldırıya dönüşmüştü
Futbol sadece bir oyun değildi benim için. Büyüdükten ve farkındalıklarım arttıktan sonra bir başkaldırıya dönüşmüştü. Futbol izlediğim için televizyondan uzak tutulduğum, garipsendiğim bir toplumda bana dayatılanı değil, kendi istediğimi yapmayı ilk bu oyunla öğrendim.
12-13 yaşlarındaydım, kimseye kulak asmamıştım, futbolu izlemeye/okumaya/oynamaya devam etmiştim. Belki de bu yüzden daha bir sıkı sarılıyorum futbola. Her şeyin üzerinde tutuyorum onu.
"En sinir olduğum şey 'anlamak' fiili"
Türkiye'de kendini futbol konusunda ispatlamış ve ülkenin en iyi futbol bilen kadını Banu Kılıçoğlu Yelkovan'la konuştum geçen gün. Söyledikleri anlamlıydı:
"İnsanlar tabii ki benim futboldan anlayıp anlamadığımı sorguluyorlar ama ben artık ofsayt aşamasını geçtim, onu pek soran yok... En sinir olduğum şey 'anlamak' fiili... Kadınlar futboldan anlamaz diyorlar ya, işte ona ifrit oluyorum... Hayır oraya başka bir fiil koysalar, kadınlar futbolu sevmez, kadınlar futbolla ilgilenmez, vs. o kadar batmayacak. Gerçi genelleme olduğu için yine batar ya, neyse...
"Ama 'Kadınlar futboldan ANLAMAZ' çok absürt geliyor bana... Erkekler futbolu kendi tekellerinde tutmak için çok girift bir şeymiş, çok derinlikliymiş, aman bizim görmediğimiz neler oluyormuş, gibi yansıtmaya çalışıyorlar. Ciddi suratlarla oturup tartışıyorlar falan ama, olmuyor işte... :)))"
Futbol bu dünyadaki en basit oyun olduğu için bu kadar çok seviliyor. Hatta gün geçtikçe teknik anlamda daha da basitleştiriliyor. Bir yandan da gün geçtikçe karmaşıkmış gibi gösterilmeye çalışılması işin ilginç yanı. Ama erkeklere göre kadın beyni bu karmaşanın altından kalkamaz, öyle değil mi? (AK/TK)
* Aslıhan Karlıdağ'ın yazısı kadinmuhendisler.org'da yayınlandı. Ara başlıklar bianet tarafından eklendi.