''İşittiğimi bellemek, bellediğimi öğrenmek için öyle bir hevesim var ki onu yenemiyorum'"
Fatma Aliye
''İçim ayıp / dışım geçim / sol yanım sevgi''
Gülten Akın
Birkaç yıl önce Fener'deki Kadın Eserleri Kütüphane'sinde Hollanda'dan gelmiş genç bir kadınla karşılaştım. 19.Yüzyıl sonlarında yayınlanmaya başlayan ilk kadın dergilerinden biri olan ''Hanımlara Mahsus Gazete'' sinin kopyaları önünde yığılıydı. Osmanlı döneminin en uzun ömürlü, yaklaşık on üç yıl (1895-1908) basımı yapılan bu haftalık dergilerden Fatma Aliye'nin yazılarını buluyordu. Nedeni ise onu ilk feminist roman yazarı olarak tanımlamasıydı.
Fatma Aliye, tarihçi, hukukçu ve devlet adamı Ahmet Cevdet Paşa'nın iyi eğitim almış kızı olarak on yedi yaşında evlendirilir. Evlendikten on yıl sonra ve kocasının izniyle Fransızca'dan bir roman çevirir. Kendi adını veremeden ''Bir Kadın''adıyla yayınlanır. Ardından gazeteci-yazar, Ahmet Mithad Efendi ile birlikte yazdığı Hayal ve Hakikat adlı ilk romanda da adını kullanamaz. İmzası yine Bir Kadın'dır.
Aslında yüzyıllar öncesinde Mihri Hatun'un kadın duyarlılığına, kadının sözünün duyulmasına ilişkin şiirlerinden oluşan divanı vardır. Yine Şair Zeynep Hatun kadın hünerine, kadının üstün yanlarına ilişkin dizeler yazmıştır.
Bir Kadın'ın yazdığı ilk roman döneminde toplum, kültür ve gelenek tarafından bastırılan mahremiyet ve sessizlik içindeki ''kadın dili''nin özelliklerini Hayal ve Hakikat romanı içinde bir ölçüde görmeye başlayabiliriz. Daha ilk sayfada kadının sığınacağı yer olarak, anneliği doğanın özelliği bir araya getirilerek betimleniyor: '' Bir iyiliksever koruyucu gölgesine sığındığım ağaç, evladını kolları arasında muhafazaya çalışan bir valide-yi müşfika gibi dallarını üstüme doğru açarak oraya güneşin ışıklarının girmesine bile mani oluyordu.''
Bu sözlerin sahibi, diğer kadınlar gibi süse düşkün olmayan, okuma yazma ve el becerileri ile meşgul olan, bütün âlemin çiçeklerle bir gelin odasına döndüğü baharda evlenmek isteyen kadın kahraman Vedad'tır. Bir Kadın duyarlı ve şiirsel kadın dilini kullanarak onu anlatır: '' Bir sonsuz deniz için de kalıp da konacak hiçbir dal bulamayan kuşlar gibi kızcağız hiçbir fikir ve mütalaasında karar edemeyerek...'' Vedad, kendisini terk eden nişanlısına karşısında kadın halinin kimsesizliği ve boyun eğişi onu ölümcül hastalığa götürür. Cibinlikli, dantelâlı yatak ve renkli ilaç tasvirlerinin yanında kadın olarak terk edilmenin çaresizliği ve acıya hapsolması vardır.
Fatma Aliye, bazı erkek şairlerin ve yazarların içinde aşk olduğu için kadınların roman okumasının zihinlerini bulandırdığını ve bu nedenle okumamalarını söylediği dönemde roman yazar. Kadınların eğitimi için birer okul niteliğinde olan kadın dergilerinde edebiyat kulüplerine giden İngiliz kadınlarını örnek alınmasını ister. Gündelik hayata dair kadın duyarlığındaki ayrıntılar kadar, kadının eğitimi, eşit haklara sahip olması da yazdıkları arasındadır. Daha sonra kendi adıyla yazdığı romanlarda kendi dilini arayan ve kendi diliyle söyleyen kadın kahramanlara yer verir.
Günümüzde doğru geldiğimizde ise çok sevdiğim ''yazdıkça yaşama katılacağız'' sözünün sahibi, kadın olmanın bastırılmış halini, yok sayılmayı, kuşatılmayı şiirlerinde var eden bir şairimize gelmek istiyorum: Gülten Akın.
1956 yılında ilk şiir kitabı yayınlanan Gülten Akın'ın şiirlerinde töre, yasak, ayıp, yasa tarafından erkek egemen sistemin sıkıştırdığı kadının dili vardır. Eşiyle birlikte ülkenin pek çok yöresini gezerken avukatlık ve öğretmenlik yapar, beş çocuk büyütür. Pek çok yabancı dile çevrilen şiirlerinden bir kısmını sıralayarak onun dilini daha iyi anlayabiliriz: Kapıcı Kadınlar Şiiri, Korkak Kadınlar Şiiri, Sorunlu Kadınlar Şiiri, Deli Kızın Türküsü, Eskiyen Adamın Karısı, Düşleri Çıkmayan Kadınlar, Oğlunu Soran Kadının Şiiri, Evdeki Kadının Şiiri, Kadın Olanın Türküsü.
Son sözü geçtiğimiz ay Kadın Yazarlar Derneği tarafından Onur üyeliği verilen günümüzün en önemli şairlerinden birinin, Gülten Akın'ın kadın dili ile -Kestim Kara Saçlarımı- söyleyelim.
Uzaktı dön yakındı dön çevreydi dön
Yasaktı yasaydı töreydi dön
İçinde dışında yanında değilim
İçim ayıp dışım geçim sol yanım sevgi
Bu nasıl yaşamaydı dön (NE/EK)