Türkiye İnsan Hakları Vakfı'nın 11-14 Aralık tarihleri arasında, Fransız Kültür Merkezi ve İzmir Mimarlık Merkezi'ndeki filmlerle gerçekleştirilecek olan 10. İnsan Hakları Belgesel Film Günleri, çarşamba günü başlıyor. Bu yılkı teması "Düşünce, ifade ve basın özgürlüğü" olan etkinlikte film gösterimleri her zamanki gibi ücretsiz.
Dünyadan birçok ödüllü eserin seyirciyle buluşacağı film günlerinde Türkiye'de ilk defa gösterilecek olağanüstü yapımlar da var. Memlekette ve tüm gezegende insan hakları açısından yaşanan çok farklı problemlere dair izleyicilerde bir duyarlılık ve farkındalık oluşturmayı hedefleyen etkinlik, İletişim Çalışmaları Topluluğu, Fransız Kültür Merkezi, Heinrich Böll Stiftung Derneği Türkiye Temsiciliği, Avrupa Birliği Delegasyonu, İzmir Mimarlar Odası, İzmir Barosu ve İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi tarafından destekleniyor.
Etkinlikte yer alacak eserler arasında yönetmen Özcan Alper'e ait "Yıkıntılar Arasında" ve ana dil hususunda çok manidar olan, Ardin Diren imzalı "Her Ev Bir Okul" adlı, kaçırılmaması gereken belgesel de var.
Üvey evlat muamelesi gören denizlerimizde yeni felaketlerin doğmasına neden olacaklara karşı bilinçlenmek üzere, Karabiga kıyılarına inşa edilmesi düşünülen termik santrallere dur demek için Nejla Osseiran'dan "Priapos'un Geleceği" de, kısa olduğu kadar etkili.
Dünyadan çarpıcı filmler
Daha geçenlerde, dünyanın en geniş kapsamlı belgesel etkinliği olarak bilinen, Hollanda'nın Amsterdam kentinde düzenlenmiş 32. IDFA'da seyirci ödülüne layık görülen "For Sama", Suriye savaşı hakkında görmeniz gereken önemli bir belgesel. Dünya prömiyerini yaptıktan sonra gezegenin birçok festivaline katılıp defalarca ödüllendirilmiş olan Waad al-Kateeb ve Edward Watts imzalı film, savaşı acımasızca körükleyenleri bir daha lanetlemenize sebep olacak.
Linç kültürünün gündelik hayata sızdığı günümüzde kaçırmamanız gereken bir diğer eser, yine IDFA ödüllü "Terminal'de Ölüm." Asaf Sudry ve Tali Shemesh imzalı film, belgesel estetiğinin zirvelerini zorlarken hınç, nefret ve şiddet dolu toplumlara layıkıyla ayna tutuyor.
Dünyada sefalet, açlık, adaletsizlik, çevresel felaketler ve savaşlar devam ederken aksaması mümkün görünmeyen faaliyetlerden futbol hakkında "İşçilerin Kupası", İsrail devletinin Filistinliler'e reva gördüğü muamelenin hafızanıza kazınacak kahramanı "Muhi", günümüzde tekrar siyasal ve toplumsal çöküntü içine düşen Güney Afrika'dan tüm dünyaya yayılmış Apartheid rejiminin sona erdiği günlere dair "Diğer Adam" ve yeryüzündeki muhtelif faşist liderlerden Bolsonaro'nun insafına kalmış Amazon ormanlarından, sade olduğu kadar vurucu "Piripkura" da kaçmaz.
İspanya'daki Franco diktatörlüğünün pisliklerini temizlemenin ne kadar zor olduğu da size tanıdık gelecektir. Robert Bahar ve Almudena Carracedo'nun yönettiği "Başkalarının Sessizliği"nde Almodovar'ın katkısı da var.
Savaşa alet edilmiş bir devlet fotoğrafçısının pişmanlıkları da Maryam Ebrahimi'nin çiğ olabildiği kadar vurucu "Kurşundan Da Güçlü" filminde size manidar gelecektir.
Rûken Tekeş'e ait "Aether" Hasankeyf hakkında tekrar düşünmenizi sağlayacak, yakalanan belgesel estetiği belki de harekete geçmenize sebep olacaktır.
Varolma Coşkusu
Yahudi azınlığını bir şekilde korumayı başarmış İzmir'de, Holokost'tan canlı olarak kurtulmanın ne demek olduğunu layıkıyla aktaran "Varolma Coşkusu"nu da kaçırmayın derim. Fakat bu bildiğimiz anlamda iç karartıcı bir Pogrom belgeseli değil. Réka Szabó imzalı film, hayata sıkıca sarılmayı başarmış yaşlı kahramanına saygı duruşunda bulunuyor, seyirciyi öforik bir koreografinin, neşeyle yoğrulmuş valslerin, kısacası yaşam dansının içine sürüklüyor. Travmaların ağırlığını da hissedeceksiniz, hayattaki belli başlı değerlerden daha fazlasına ehemmiyet vermenizin gereksiz olduğunu da. Filmin kahramanı Macar Yahudisi Éva Fahidi genç dansçı Emese Cuhorka ile yaşamı boyunca özlediği sahneyi doya doya duyumsarken filmin yönetmeniyle ulaştıkları uyum, kadın dayanışması hakkında da görülesi bir misal oluşturuyor. Sizin de hayran olacağınızı tahmin ettiğim, ileri yaşına rağmen gösterilerine devam eden Fahidi'ye sevgilerimle...
Film günlerinden haberler
Bu yıl belgesel film günleri kapsamında 'düşünce, ifade ve basın özgürlüğü' temalı, ülke çapında katılıma açık bir afiş yarışması da gerçekleştirildi. 331 tasarımcının 571 eser ile katıldığı bu yarışmanın birincisi seçilen eser 10. İnsan Hakları Belgesel Film Günleri'nin afişi oldu. Ayrıca yarışmaya katılan eserlerden en beğenilen 26'sı, 9 – 15 Aralık 2019 tarihleri arasında gösterimlerin yapıldığı Mimarlık Merkezi'nin sergi salonunda sergilenecek.
Yine belgesel film günleri kapsamında 5 – 8 Aralık 2019 tarihlerinde Mimarlık Merkezinde gazeteci, yazar ve belgesel sinemacı Ümit Kıvanç'ın kolaylaştırıcılığında genç sinemacılar, insan hakları savunucuları ve sivil toplum örgütü üyelerinden oluşan 20 katılımcıya insan hakları temalı belgesel film yapma beceri ve tekniklerinin uygulamalı olarak aktarıldığı "Belgesel Sinema Atölyesi" yapıldı.
Unutulmaması gereken bir diğer husus aklıma gelmişken, her yıl olduğu gibi bu yıl da gösterilen filmlerden bazılarının yönetmenleri İzmir'deki salonlarda olacak ve filmlerine dair izleyicilerle söyleşi yapacaklar. (MT/AÖ)
Etkinlik hakkında teferruatlı malumata buradan ulaşabilirsiniz.