Yazının İngilizcesi için tıklayın
CHP ile İYİ Parti tarafından oluşturulan Millet İttifakı'ndan, 6'lı Masa'ya gelinen süreç uzun yıllar sonra ilk iktidar alternatifi olarak ortaya çıkmıştı. Yerel seçimlerde muhalefetin önemli kazanımlar elde etmesi, ekonomik kriz nedeniyle AKP ve MHP'nin desteğini yitirmesi Millet İttifakı'nın şansını arttırmıştı.
Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı uun süredir merak konusuydu. CHP lideri üstü kapalı olarak aday olduğunu söylese de AKP'ye yakın gazeteciler aracılığı ile Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş isimleri dile getiriliyordu. İmamoğlu, adını öne sürenler arasında bir de İYİ Parti lideri Meral Akşener vardı.
Akşener ve İYİ Parti'den bazı isimler bu duruşu 'kazanacak aday' ile yarışa girmek olarak değerlendiriyordu. Akşener bu yolda hızını alamadı, CHP'nin 'içişlerimize karışma' uyarısına 'aptallık' yanıtı verdi. Depremin kısa bir süre sonrasından çıktığı tv yayınında onun gündeminde yine CHP ve İmamoğlu vardı.
3 Şubat'ta yapılan 6'lı masa toplantısında Akşener masadan kalkmayı tercih etti. Beş partinin Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığı üzerinde ortaklaşması onun için son nokta oldu. Akşener masadan kalkmakla 'kazanacak aday' olasılığından da uzaklaşmış oldu. İYİ Parti'nin bir (B) planı olmadığı söyleniyordu. Oysa ortaya çıkan tabloya bakıldığında Akşener'in tutumunun, bir planın parçası olduğunu söylemek de mümkün.
Akşener'in köprüleri kesip atan yaklaşımı sonrasından ortaya atılan en önemli iddia, 'Beşli Çete' olarak adlandırılan müteahhitlerin sürece dahil olduğuydu. Müteahhitler, sık sık 'beşli çete'ye aktarılan 418 milyar doların' hesabını soracağını söyleyen CHP lideri Kılıçdaroğlu ile görüşmek istemiş ancak geri çevrilmişti.
Bu kez yönlerini İYİ Parti'ye çevirdiler. Yapılan görüşmenin ardından yön değiştirme sırası İYİ Parti'ye geldi. Gazeteci Merdan Yanardağ ve Serpil Yılmaz'ın, Akşener'in müteahhitler ile yaptığı görüşmeye ilişkin iddialarına henüz net bir yanıt gelmedi. Sadece İYİ Partili Koray Aydın, söz konusu görüşmede olmadığını dile getirdi. Ancak, Akşener'in masadan kalkmasının hemen sonrasında Kılıçdaroğlu'nun yaptığı "418 milyar dolar ile ilgili çok kararlı olduğumun tekrar altını çizmek isterim. Her kuruşu bu milletin insanlarına geri verilecek. Kim olduğunuz, nasıl düşündüğünüz, kime oy verdiğinizin hiçbir önemi yok; bu para sizin, hakkınızı alacaksınız." paylaşımı dikkat çekiciydi.
İYİ Parti'nin, Kılıçdaroğlu'nun adaylığına hayır diyen kararı Genel İdare Kurulu toplantısında oy birliği ile alındı. Blok bir tavır gibi görünse de, parti içinde bazı isimlerin Akşener'i yeniden masaya oturmaya ikna etmek için uğraştıkları bilgisi yayılıyor. Partide etkili bazı isimlerin "Masaya dönülebilir" açıklamaları da dikkatle izleniyor.
Akşener, son konuşmasında "Ya tarih yazacağız ya tarih olacağız" diyordu. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde "kazanacak" isimlerin adaylık çağrısını geri çevirmesi ile İYİ Parti 'tarih yazma' şansını kaybetmiş görünüyor. Bundan sonra önünde iki seçenek var gibi görünüyor; İkinci turda Kemal Kılıçdaoğlu'nu desteklemek ya da Erdoğan'ın iktidarına payanda olmak. Her iki durumda da Akşener için 'tarih olma' olasılığı öne çıkıyor. bakalım önümüzdeki günlerde yapılacak kamuoyu araştırmaları ne gösterecek.
Masadan kalkmalarının hemen ertesinde uluslarası basın kurumlarının da "Erdoğan'ın, muhalefetin inşaatlardaki usulsüzlükler, yolsuzluklar ve diğer çarpıklıkları yerden yere vurmasından ve seçim kampanyasında avlanmaktan korkmasına gerek kalmadı." yorumu yapmasını dikkatle izlemek gerekli.