Eylül ayında Milano'da bir duvara çizilen bir grafiti, İtalya Başbakanı Giuseppe Conte'yi suikastı sırasındaki Jül Sezar olarak tasvir ediyordu. Bıçak kullanan komplocular arasında, Italia Viva partisini Kabine'den çekip ülkeyi siyasi kaosa sürükleyerek Conte’nin siyasi kariyerine neredeyse son veren, 2014- 2016 arasında başbakanlık yapmış olan Matteo Renzi de vardı. Ancak Brütüs, ölümcül bir darbe indirip hükümeti deviremedi, Conte İtalyan parlamentosundaki iki önemli güven oyundan kıl payı sağ kurtuldu. Yine de, Renzi’nin manevraları Conte'yi bir azınlık hükümetinin başında bıraktı ve zamanı tükenmeye başladı.
Başbakan Conte liderliğindeki 5 Yıldız Hareketi (M5S), Demokratik Parti (PD), Özgürler ve Eşitler (LeU) ile Italia Viva'nın (Iv) oluşturduğu koalisyon hükümetinde Renzi'nin bakanlarını koalisyondan çekmesi üzerine Conte istifa etmeyi reddetti ve bunun yerine onu parlamentoda bir hesaplaşmaya davet etti. Burada Conte, hükümeti kurtarmak için -diğer partilerden ve bağımsızlardan da dahil olmak üzere- yeterli desteği almayı başardı.
İstifa açıklaması
Fakat Viva Italia’nın ayrılmasıyla koalisyon hükümeti, parlamentonun iki kanadından biri olan Senato'da mutlak çoğunluğu kaybetti ve Senato'daki her oylamada Viva İtalia’nın pozisyonunun kritik hale gelmesi nedeniyle çıkış yolu arayışına girdi. Üstelik, bu hafta parlamentoda yapılması planlanan yargı reformu oylamasında hükümetin çoğunluğa ulaşamaması büyük ihtimal olarak görülüyordu. Conte, hükümete destek verecek "sorumluluk sahibi" senatör arayışına ağırlık vererek istifadan kaçınmaya çalıştı. Ancak bu arayışın sonuç vermemesi üzerine Salı sabahı Başbakanlık’ta kabinesini topladı ve istifa edeceğini açıklayıp bakanlarına çalışmalarından ötürü teşekkür etti.
Bakanlar Kurulu’nun ardından cumhurbaşkanlığı sarayı Quirinale'ye giden Conte, Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella'ya istifasını verdi. Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Mattarella'nın, Conte'nin istifasını aldığı ve bugünden itibaren parlamentoda temsil edilen siyasi partilerle yeni bir koalisyon kurulup kurulamayacağını görmek için istişarelere başlayacağı bildirildi. Ayrıca Mattarella, hükümetten bekçilik rolü üstlenerek "güncel işleri halletmek için görevde kalmasını" rica etti.
Böylece İtalya’nın II. Dünya Savaşı’ndan bu yana kurulan 66. hükümeti, Salı sabahı Başbakan Conte’nin istifasının ardından sona erdi. Bu durum pandemi sebebiyle 86.000'den fazla vatandaşını kaybeden ve II. Dünya Savaşı’ndan bu yana en kötü ekonomik krizle karşı karşıya olan ülkede siyasi belirsizlik yarattı.
Renzi desteğini neden çekti?
Renzi ve Conte'nin uzun süredir birbirlerinden hoşlanmadıkları gerçeği bir yana, Renzi’nin desteğini çekmesindeki sebep, AB’den gelen 209 milyar avro değerindeki pandemi yardım fonunun yönetimi başta olmak üzere Conte ile birçok konuda anlaşmazlık yaşamaları oldu. Renzi, AB fonlarının tahsisi konusunda milletvekilleri yerine teknokratların karar vermesini istemediğini söylüyordu. Renzi ayrıca, Conte'nin kurtarma planı konusunda başlangıçta koalisyon ortaklarıyla istişare etmediğinden şikayet etmiş ve İtalya'nın sağlık hizmetinin kapasitesini artırmak için Avrupa İstikrar Mekanizması’ndan gelen fonları kullanmasını talep etmişti. Fakat koalisyondaki en büyük parti olan 5 Yıldız Hareketi için Avrupa İstikrar Mekanizması, Yunanistan örneğindeki gibi verilen fonlar karşılığında AB’nin ülkenin iç işlerine karışma ihtimali olması nedeniyle bir kırmızı çizgi.
“Halkın avukatı” krizi fırsata çevirebilecek mi?
Hiçbir siyasi geçmişi olmayan, bağımsız bir hukuk profesörü olarak 2018’te iktidara paraşütle inen ve eski Belçikalı Başbakan Guy Verhofstadt tarafından kukla olarak tanımlanan mütevazı bir akademisyen olan Conte, herkesin tahmininden daha güçlü çıktı.
Renzi'nin 13 Ocak’ta koalisyondan çekilerek kalkıştığı hükümeti çökertme girişimi, sağ muhalefet lideri Matteo Salvini'nin 2019'da seçimleri zorlamayı denediğinde ve başaramadığında yaptığı hataya benzer şekilde, şimdi bir hesap hatası gibi görünüyor.
Roma'daki Luiss Üniversitesi Parlamento Çalışmaları Merkezi direktörü Nicola Lupo, Conte hakkında “İyi bir avukat gibi, her duruma uyum sağlıyor. Pragmatik biri” diyor. Conte’nin adapte olma yeteneği, hayatta kalmasının anahtarı gibi görünüyor.
Conte’yi destekleyenlerin oranı, koronavirüs krizinin patlak verdiği geçtiğimiz bahar aylarında yüzde 60 civarındaydı ve hala daha yaklaşık yüzde 55'te. Böylece Conte, II. Dünya Savaşı’ndan bu yana görevdeyken halk desteği artan tek başbakan olmuş oluyor. Koronavirüsten sert darbe alan ilk Avrupa ülkesi olan İtalya için AB'nin salgın sonrası ekonomik teşvik paketinin aslan payını ülkesi adına güvence altına aldığı için de ayrıca alkışları toplamıştı.
Öbür yandan, Conte'nin çok güçlü destekçileri var. Akademik çevrelerde iyi bağlantıları olan Conte, Mayıs'taki kapanmadan sonra endüstriyi yeniden açarak büyük işletmelerle ve sermaye kesimiyle ilişkilerini onardı. Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella ve eski Başbakan ve Avrupa Komisyonu Başkanı Romano Prodi ile bağları ise bir tür siyasi bitirme okulu olan Villa Nazareth. Üniversite günlerinden bu yana, Conte kiliseye yakın kaldı ve bu da onun desteğini almasına yardımcı oldu. Senato’da Pier Ferdinando Casini gibi kıdemli Hıristiyan Demokratların lehine oy kullanmasını bu sayede sağladı.
Ayrıca, Angela Merkel ve Ursula von der Leyen gibi AB liderleri, İtalya'ya AB teşvik paketinin yüzde 28'ini vererek Conte'yi desteklediklerini açıkça belirttiler.
Şimdi ne olacak?
Önümüzdeki yol belirsiz, ancak Conte için yolun sonu olmayabilir. Parlamentoda çoğunluğu yönetebilirse, oyuncuları değiştirilmiş yeni bir takımla geri dönebilir. Conte'yi yeniden atama veya İtalya'yı salgında ve yaklaşmakta olan ekonomik krizde yönlendirebilecek yeni bir lider atama kararı şimdi Cumhurbaşkanı Mattarella'nın elinde.
Mattarella, Cuma akşam üzerine kadar yürüteceği istişarelerde, erken seçim seçeneğinden önce mecliste yeni bir hükümet kuracak çoğunluk olup olmadığını değerlendirecek. Conte geniş bir koalisyon kurmayı başarırsa, bu 2018’den bu yana başına geçtiği 3. hükümet olacak. Şayet yeni bir çoğunluk oluşturamazsa, Cumhurbaşkanı Mattarella İtalya'nın siyasi partilerinin liderlerinden kendisi olmadan bir çözüm bulmalarını isteyecek. Yani İtalya salgınla savaşırken ve hala her gün yüzlerce vatandaşını kaybetmeye devam ederken bir yandan da yeni bir başbakan arayışında olacak.
Muhalefet liderleri seçim talebinde bulundular, ancak koalisyon ortakları arasında buna pek rağbet yok. Çünkü referandumda kabul edilen anayasal reformlar, bir sonraki seçimde parlamentonun üçte bir oranında küçültüleceği anlamına geliyor. Bu durumda anketlere göre yalnızca yüzde 2,5 desteği olan Renzi’nin partisi büyük olasılıkla ortadan kalkacaktır. Öbür yanan, yalnızca İtalyan cumhurbaşkanının çağrı yetkisine sahip olduğu yeni genel seçimler, pandemi sırasında seçimlerin yapılmasının lojistik sebeplerle zor olması nedeniyle olası görülmüyor.
Koalisyon ortakları ise kabine toplantısında Conte'nin liderliğinde yeni hükümet kurulması görüşüne destek verdiklerini belirtti. Parlamentodaki sandalye sayısı bakımından özellikle üst kanat Senato'da salt çoğunluk sayısına ulaşamayan ortakların bu durumda yeni bir grubun desteğine ihtiyacı var. Bu üç parti, koalisyonu bozan Italia Viva ile yeniden bir araya gelme fikrine ise olumlu yaklaşmıyor. Buna karşın basında yer alan senaryolarda, Conte'nin hükümeti kuramaması halinde, ortakların başka bir teknokrat isimle yeni bir hükümet kurabileceği de yer aldı. Basında, eski Avrupa Merkez Bankası Başkan Mario Draghi ve eski IMF Türkiye Masası Şefi ekonomist Carlo Cottarelli'nin isimleri de başbakan adayları arasında geçiyor.
Tepkiler ne oldu?
Hükümetlerin ortalama ömrünün 1,1 yıl olduğu ülkede her ne kadar siyasi belirsizlikler bir norm haline gelmiş olsa da, pandemi nedeniyle olağanüstü bir dönemden geçen ülkede sokaklardan yükselen sesler usanmış, yaralı ve yorgun bir halka ait. Avrupa’da salgından en kötü etkilenen ülkelerden biri olan İtalya’da halk henüz trajik günleri geride bırakamamışken ülkeyi ayağa kaldıracak güçlü bir hükümete en çok ihtiyacı olduğu bir zamanda Renzi’nin oyunbozanlık yapmasına hayli öfkelenmiş görünüyor Öyle ki Ipsos'ta yapılan bir ankette, katılımcıların yüzde 73'ü Renzi'nin siyasi krizi tetikleyerek "kişisel çıkarlarının ve partisinin çıkarlarının peşinden gittiği" görüşünde. Roma’da taksicilik yapan 52 yaşındaki Dario durumu şöyle özetliyor: “Başımızda o kadar büyük dert varken, söyleyin sırası mıydı?” Tor Vergata Üniversitesi öğrencisi 22 yaşındaki Martina’ya göre ise Conte bir hükümet kuramazsa, seçimlere gitmek son ihtimal olmalı çünkü aşırı sağcı Salvini fırsattan istifade edebilir.Bunun yerine krizi idare edebilecek teknokratik bir hükümet kurulmalı. Demopolis'in son kamuoyu araştırmasına göre, İtalyanların yüzde 40'ı, Conte'nin yeni bir hükümet kurmasından yana. Ankete göre, hükümet kurulamaz ve erken seçime gidilirse aşırı sağcı Lig Partisi, yüzde 23 ile ilk sırada yer alacak.
Koalisyondaki en büyük ortak olan Beş Yıldız Hareketi, "Conte'nin yanında kalacağını" söyledi. Beş Yıldız Hareketi’nden gelen dışişleri bakanı Luigi di Maio, Conte ile uyumlu kalacağını belirtti. Twitter'da "Ülke, salgın nedeniyle şimdiye kadarki en kötü anlarından birini yaşıyor ve kendisini birinin bencilliğinden kaynaklanan absürt bir hükümet krizinde buluyor. Şimdi birliğe ihtiyacımız var, hepimiz Guiseppe Conte'nin etrafında toplanmalıyız” diye ekledi.
Kalan koalisyon ortakları, herhangi bir siyasi partiye üye olmayan Conte'ye süratle destek açıklamaları yaptılar. Conte’nin istifa planları onaylandıktan hemen sonra Demokrat Parti lideri Nicola Zingaretti başbakana verdiği desteği yineledi. Twitter'da "Açıkça Avrupa yanlısı olan ve geniş bir parlamento tabanı tarafından desteklenen Conte'li yeni bir hükümet" diye yazdı.
Sol Özgürlük ve Eşitlik Partisi'nden Sağlık Bakanı Roberto Speranza, Conte'nin “zor bir zamanda ülkeye yön verecek doğru kişi” olduğunu ve yanında kalacağını söyledi.
Merkez sağ Forza Italia partisini yöneten eski başbakan Silvio Berlusconi, Matterella'nın "siyasi bilgeliğine" güvendiğini söyledi.
Aşırı sağcı Matteo Salvini, "Söz hakkını halka geri verecek ve beş yıl boyunca İtalyanlar tarafından seçilen ciddi ve meşru bir hükümet" için seçim talep etti. "Mevcut hükümet, İtalya'yı bu felaketten çıkarabilecek kapasitede bir hükümet değil” diye ekledi.
Belçika'daki bir etkinlikte konuşan Avrupa Ekonomiden Sorumlu Komisyon Üyesi Paolo Gentiloni, “İtalya'da başımız biraz dertte… Krizin sosyal ve mali bir krize dönüşmeyeceğini garanti edebilecek bir hükümete ihtiyacımız var” dedi.
Derecelendirme kuruluşu Fitch'e göre, İtalya'nın yaşadığı siyasi kriz "ekonomi politikasının risklerini artırıyor". "Erken seçimlerin olası olmadığına" inanan Fitch, "Siyasi krizin sonuçları net değil" diyor.
(NÖ)