*Görsel Betimleme: Siyah-beyaz fotoğrafta, Şermin ve Vejdi Cemiloğlu var. Solda Vejdi Cemiloğlu, açık renk bir gömlek ve yüksek belli bir pantolon giymiş, ayakta duruyor ve hafifçe eğilerek demir parmaklıklı bir balkona yaslanmış. Sağda ise Şermin Cemiloğlu var. Kısa kollu, desenli ve dantel detaylı bir elbise giymiş. Saçları kısa ve dalgalı, yüzü kameraya doğru dönük ve hafifçe gülümsüyor. İkisi de bir balkonda duruyor, arka planda muhtemelen bir duvar ve açık bir alan görünüyor.
Şermin Cemiloğlu’nun vefat haberini alınca kendisiyle 20 yıl evvel “İsyan Sürgünleri” kitabım için yaptığım görüşmenin kayıtlı bölümünü açıp baştan sona yeniden okudum.
Düşünün 1925’te yaşanan Şeyh Said isyanı sonrası sürgün edilir ailesi. Annesi onu doğurmak için 1926’da İzmir’de sürgünden şehrine, Diyarbekir’e gelip doğum gerçekleştikten sonra tekrar sürgüne İzmir’e geri döner.
Sürgünlük yıllarında Lüleburgaz, Denizli, Ordu eğitim gördüğü sürgün şehirleri olur. Sürgün yıllarında o denli devasa haksızlıklara ve ötekileştirmelere tanık olur ki bu yaşamında hep hüzün anıları olarak yer eder.
Yıllar sonra okul biter, becayişle bu kez Diyarbakır kız sanat okulu öğretmeni kimliğiyle şehrine geri döner. Okul idarecileri kimi öğretmenler “Size burada öğretmenlik yaptırmayız” derler. Hepi topu altı ay sürer öğretmenlik macerası.
Ailenin bir bölümü sürgün yıllarında Suriye’yi mesken tutmuştur. O da Suriye’ye gider orda beşik kertmesi olduğu amcazadesi Vejdi beyle evlenir.
Ve yıllar yıllar sonra bir daha geri dönmemek üzere şehri Diyarbekire geri döner.
98 yaşındaki Kürt bilgesi Cemilpaşazade Şermin Teyze şehrinde hayata veda etti.
Taziyede oğlu ve dostum Reşid’le sohbet ettik. “Kendisine sık sık telefondan müzik dinletirdim. Ölümünden bir gece önce ana sana ne dinleteyim dedim! ‘Çamlıcanın üç gülü’nü aç’ dedi. Açtım o Yesari Asım’ın Biz çamlıcanın üç gülüyüz şarkısını. Dinledi eşlik etti. Söylemedi ama bildim diğer iki bacısı Pervin ve Huşber teyzelerimi düşünerek bu şarkıyı dinlemek istediğini.”
Dedim ki Reşid; ya hu düşün 98 yıllık bir ömrün en fazla son on-onbeş yılı siz çocukları ile memleketinde huzurlu geçmiş bir kadın. Bu son birkaç yıl içinde de iki yıl kadar önce çok sevdiği kızı Ferda’nın erken ölümü kendisini yormuş. Hayatının bütün zamanları acı, elem, ıstırapla geçmiş. Bu az şey mi bir insan için.
Reşid “abi, sana o söyledikleri ve senin kitapta yazdıkların o kadar özeldi ki nasıl konuştu ve sana anlattı şaşırdım o zaman. Çok konuşkan değildi biliyorsun…”
Şermin teyze, şairdi Kürtçe ve Türkçe şiirler yazıyordu. Günlük tutardı ve çok güzel desenler çizerdi. Bir müzik aleti çalar mıydı, sormayı unuttum. Keşke sorsaydım…
Ruhu şad u handan olsun.
Kendi yazdığı bir şiiriyle uğurlayalım istiyorum…
Êvar
Hêdî, hêdî daket êvar
Li gundê me serê dîyar
Iro jî bu li me xisar
Şevê dirêj gavli gavê
Pêl gundê me kir li sawê
Çivîkekî deng zirav e
Dilorine lime xeve
Ya ra zu bike lime sibe
Dirêj meke lime şeve
1957
(ŞD/AS)