11 Eylül 2022’de İsveç’te seçim var. 24 Ağustos’ tan itibaren, isteyenler ‘erken oylama’ ile oylarını kullanabiliyorlar. Ben ve eşim Songül de oyumuzu bu şekilde kullandık.
İsveç, parlamenter demokrasiye dayalı Anayasal bir monarşi. Kral’ın yetkileri törensel ve sembolik.
Birçok partinin -örneğin Sosyal Demokratlar, Sol Parti, Çevre Partisi- programlarında monarşiyi kaldırma varken, şimdiye kadar konuyu doğrudan ve ciddi olarak parlamento gündemine getirmediler. En büyük engel ise halkın büyük çoğunluğu kraliyetin korunmasını istemesi.
İsveç Parlamentosu'nun (Riksdagen) yüzde 49,1 kadın, yüzde 50,9'u erkek vekillerden, hükümetin ise yüzde 52,2’si kadın, yüzde 47,8'e erkek bakanlardan oluşuyor.
Parlamentodaki sekiz partiden dördünün başkanı kadın, Çevre Partisi ise eş başkanlık sistemiyle yönetiliyor. Liberal Parti'nin başkanı da Afrikalı bir kadındı. Parti liderliğini yürütemedi ve istifa etti.
Seçimleri tek başına bir partinin kazanması beklenmiyor. Birbirinden pek farklı olmayan iki birleşimden söz ediliyor.
* Sosyal Demokratlar, Çevre Partisi (Miljö parti), Merkez Partisi (Center Parti)
* Muhafazakar Parti ( Moderaterna), Hıristiyan Demokrat Parti, Irkçı İsveç Demokratları (Sverige Demokrater) ve Liberal Parti.
Yüzde 10 civarında oyu olan, İranlı genç bir kadın, bizim neslin çocuklarından Nooshi Dadgostar liderliğindeki Sol Parti'nin (Vänster Partiet) durumu Türkiye’de HDP’nin durumuna benziyor.
Zaten HDP ile kardeş partiler. Şartları kabul edilirse Sosyal Demokrat bir hükümette yer almak istiyorlar. Fakat Merkez Partisi, Sol Parti ile işbirliğini reddediyor. Belirtelim ki Sosyal Demokratlar, tutuklanan HDP milletvekilleri ile dayanışmak için Mart 2017’de ‘kardeş vekil’ kampanyası başlatmışlardı.
Magdalena Andersson- İsveç Başbakanı
2021 Kasım ayı başlarında, işçi kökenli Sosyal Demokrat Parti başkanı Stefan Löfven başbakanlıktan ayrıldı. Onun yerine Magdalena Andersson parti başkanlığına seçildi. Hükümet kurma görevi de Andersson'a verildi. Çevre Partisi ile beraber, önceden olduğu gibi bir azınlık hükümeti kurdular.
Yedi saatlik başbakanlık
24 Kasım 2021’de, Magdalena Andersson İsveç’in ilk kadın Başbakanı olarak seçildi. Fakat bu görev sadece yedi saat sürdü. Aynı gün Mecliste bütçe oylaması da vardı. Hükümetin bütçesi onaylanmadı. Sağ partilerin ortak hazırladıkları bütçe onaylandı. Çevre Partisi, ırkçı partinin bütçe ve programı ile hükümette devam edemeyeceğini bildirdi ve hükümetten ayrıldığını açıkladı. Böyle olunca da hükümet düştü ve Andersson'un başbakanlığı da yedi saat sonra sona erdi.
Hükümeti kurma görevi tekrar, en büyük parti olan Sosyal Demokratların lideri Magdalena Andersson’a verildi. Andersson, Merkez Partisi, Çevre Partisi, Sol Parti ve bağımsız Kürt milletvekili Amina Kakabaveh’in karşı oy kullanmamaları sayesinde 29 Kasım 2021'de tekrar Başbakan seçilmiş oldu ve Sosyal Demokrat azınlık hükümeti yoluna sağ partilerin ve ırkçı partinin bütçe ve programı ile devam etti.
Andersson, daha önceleri Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası’nda çeşitli üst düzey görevlerde bulunmuş bir ekonomist. ABD’ye yakınlığını ve bağlılığını Rus-Ukrayna savaşından sonra, NATO’ya girmek için gösterdiği çabalarla ortaya koydu.
İsveç'in askeri paktlar konusunda hep bağımsız ve tarafsız bir politika izler gibi bir görünümü vardı. Halkın NATO karşıtlığı da hep yüksekti. Fakat Ukrayna-Rus savaşı başladıktan sonra, kamuoyundaki NATO karşıtlığı tersine dönmeye başladı.
NATO’ya girişlerinin kabulü için, ABD’nin de desteği ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile anlaşmaya gittiler. Gerek İsveç kamuoyundan, gerekse Sosyal Demokratların tabanından ve eski üst düzey yöneticilerinden gelen tepkiler üzerine, her şeyin İsveç ve Uluslararası hukuk ve yasalarına göre olacağını belirtmek zorunda kaldılar.
Magdalena Andersson biraz Türkiye’nin Tansu Çiller’ini anımsatıyor. Bir kadının ülkede ilk defa Başbakan seçilmesi sevindirici geliyor ilk başta fakat değişen pek bir şey olmuyor. Cİ/EMK)