Virüs salgını nedeniyle bir süredir çalışma ilişkilerini sürdürebilmek, istihdamı koruyabilmek amacıyla iş yasalarında geçici uygulamalar yapıldı. Kısa çalışma ve kısa çalışma ödeneği ile ilgili maddede yapılan kolaylaştırıcı düzenlemeler, telafi çalışma yapılacak sürenin dört aya çıkartılması ve bir süreliğine işverenlere fesih yasağı getirilirken işçilerini ücretsiz izne çıkarabilme yetkisi veren düzenlemeler örnek olarak verilebilir.
Virüs salgını tam olarak geçmese de, diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de sosyo-ekonomik hayatın normalleşmesine Haziran ayından itibaren geçilmeye başlandı. Ancak, her ne kadar normalleşme adımları atılıyor olsa da bir taraftan virüs salgını nedeniyle uygulanmış kısa çalışma ve nakdi ücret ödeme sürelerinin uzatılmasına ihtiyaç bulunuyor bir taraftan da istihdamı koruyarak işyerlerinin yeniden faaliyete geçmesi isteniyor.
Nitekim bu amaçla, TBMM’ye 14.07.2020 tarihinde verilmiş Kanun teklifi, 24.07.2020 tarihinde TBMM Genel Kurulunda 7252 sayılı Kanun olarak kabul edildi(1). Kanun ile 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’na, “Geçici madde 26” ekleniyor. 01.07.2020 tarihinden önce “kısa çalışma” ya da “ücretsiz izne” çıkarılan işçileriyle birlikte normal çalışma sürelerine dönen işverenlere yapılacak destek açıklamaları bu maddede yer alıyor. 4857 sayılı İş Kanunu’nun, fesih yasağını düzenleyen, “Geçici 10. maddesi”nde, fesih yasağının istisnaları ile Cumhurbaşkanı’nın uygulamayı uzatma yetkileri düzenleniyor. Bunların dışında da değişik konularda düzenlemeler var. Bunlardan çalışma yaşamını ilgilendirenler şöyle:
1. 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’na “Geçici madde 26” ekleniyor. Buna göre;
a) 7226 sayılı Kanun ile 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’na eklenmiş, “geçici madde 23” ile virüs salgını nedeniyle, kısa çalışma ödeneğine hak kazanma olanağı geçici olarak kolaylaştırılırken(İş sözleşmesinin 120 gündür devam ediyor olması koşulunun 60 güne indirilmesi; üç yılda ödenmiş olması gereken prim ödeme gün sayısının 600 günden 450 güne indirilmesi) kısa çalışmaya başvuru süresinin de ihtiyaca göre 31.12.2020 tarihine kadar Cumhurbaşkanı tarafından bütün olarak uzatılabileceği yönünde düzenleme yapılmıştı.
Yapılan düzenlemeye göre, kısa çalışma için başvuru süresi ile kısa çalışma ödeneğinden yararlanma süresi Cumhurbaşkanı tarafından, sektörel olarak ayrı ayrı veya bir bütün olarak 31.12.2020 tarihine kadar uzatabilecek (m.3).
b) 7252 sayılı Kanun’a göre, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun, “Geçici 23. maddesi” kapsamında, 01.07.2020 tarihinden önce kısa çalışma başvurusunda bulunmuş özel sektör işyerlerinde kısa çalışma ödeneğinden yararlanan sigortalıların, işyerindeki kısa çalışmanın sona ermesi ve aynı işyerinde haftalık normal çalışma sürelerine dönmeleri durumunda 31.12.2020 tarihini geçmemek üzere kısa çalışmanın sona erdiği tarihi takibeden üç ay süreyle 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 82.maddesi uyarınca asgari sigorta prim miktarları üzerinden ödenecek işveren ve işçi sigorta prim tutarları toplamı, her ay işverenlerin Kuruma ödeyeceği prim miktarlarından mahsup edilmek üzere işverene prim desteği olarak sağlanacak(m.4/1).
7244 sayılı Kanun ile 4857 sayılı İş Kanunu’na eklenen “Geçici madde 10” ile işverenlere üç ay süreyle fesih yasağı getirilmiş, bu sürede işçilerini kısmen veya tamamen ücretsiz izne çıkarabilme yetkisi verilmiş. 7244 sayılı Kanun ile 4447 sayılı Kanun’a eklenen “Geçici madde 24” ile de, ücretsiz izne çıkarılan işçilere (15.03.2020 tarihinden sonra iş sözleşmesi feshedilmiş ve işsizlik sigortasından yararlanamayan işçilere de) nakdi ücret desteği (günlük 39.24 TL) olanağı getirilmişti.
7252 sayılı Kanun’a göre, kısa çalışma uygulamasında olduğu gibi, 01.07.2020 tarihinden önce ücretsiz izne çıkarıldıkları için nakdi ücret desteğinden yararlanan işçilerle birlikte işverenin, normal çalışma süresine dönerek çalışmaya başlaması halinde de, işveren ve işçi sigorta prim tutarları toplamı, her ay işverenlerin Kuruma ödeyeceği prim miktarlarından mahsup edilmek üzere üç ay süreyle işverene prim desteği olarak bırakılacak (m.4/2).
Her bir ay için işverene sağlanacak destek süresi ise, kısa çalışma ödeneğinden yararlanan işçiler ile nakdi ücret desteğinden yararlanan işçilerin, kısa çalışma ödeneği ya da nakdi ücret desteği aldıkları sürede, aylık ortalama gün sayıları ne ise, işverene verilecek destek de bu süreler kadar olacak (m.4/3).
Örneği bir işçi için düşündüğümüzde, kısa çalışma veya ücretsiz izne çıkarma uygulaması süresi içinde ayda ortalama 30 gün çalışılmamış veya ayda ortalama 30 gün ücretsiz izne çıkarılmışsa, işverene verilecek destek ayda ortalama 30 gün üzerinden olacak. Eğer, kısa çalışma veya ücretsiz izne çıkarılma süresince ortalaması alındığında ayda ortalama 20 gün çalışılmamış veya ücretsiz izne çıkarılmışsa, işverene verilecek destek ayda ortalama 20 gün üzerinden olacak.
Örneği iki işçi üzerinden verecek olursak, A işçisinin kısa çalışmada veya ücretsiz izinde bulunduğu sürede çalışmadığı günlerin ortalaması ayda ortalama 20 gün, B işçisinin ise ayda ortalama 30 gün ise, A işçisi için işverene yapılacak destek aylık ortalama 20 gün dikkate alınarak, B işçisi için yapılacak destek 30 gün dikkate alınarak, toplam 50 gün üzerinden olacak. Yani kısa çalışma ödeneği ile nakdi ücretten yararlanılan aylık ortalama gün sayılarına bakılmaksızın ayda 30 gün üzerinden destek verilmeyecek (m.4/3).
Kısa çalışma ve/veya ücretsiz izin uygulamalarını bitirerek bu uygulamalara muhatap olan işçileriyle birlikte, normal çalışma süreleriyle faaliyete geçen işyerleri işverenlerine sağlanacak destek miktarı, bu durumda olan her işçi için, işveren ve işçinin sigorta primlerinin toplamından ibaret olacağından işçinin, prim desteğinde yer alan kendisine ait sigorta prim miktarını işverenden isteyemeyeceği 7252 sayılı Kanun’da ayrıca ve özel olarak vurgulanıyor (m.4/7).
c) Bazı sigortalılar için işverenlere destek verilmeyecek (2). Bunlar arasında, sosyal destek primine tabi çalışanlar, 5510 sayılı Kanunun Ek madde 9 da tanımlanan ev hizmetlerinde çalışan sigortalılar ile yurtdışında çalışan sigortalılar da bulunuyor (m.4/4).
d) Cumhurbaşkanı, desteğin uygulanacağı üç aylık süreyi, sektörel olarak ayrı ayrı veya bütün olarak altı aya kadar uzatabilecek (m.4/9).
Ayrıca, işverenler destekten yararlandıkları sigortalı işçiler için, diğer sigorta primi indirimlerinden yararlanamayacaklar (m.4/6). İşverene sağlanan destek miktarı, gelir ve kurumlar vergisi kanunu çerçevesinde, gelir, gider ve maliyet unsuru olarak değerlendirilemeyecek (m.4/8).
2. 4857 sayılı İş Kanunu’nun, “Geçici 10. maddesi” ne eklemeler yapılıyor.
4857 sayılı İş Kanunu’na 7244 sayılı Kanun ile eklenen, “Geçici madde 10” uyarınca işverenler için geçici olarak gündeme getirilen fesih yasağına, “ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışlar” nedeniyle fesih hakkı istisna olarak tanınmıştı.
Söz konusu maddeye, süreç içinde ihtiyaç duyulan birkaç istisnai durum daha ekleniyor. Bunlar, “belirli süreli iş veya hizmet sözleşmelerinde sürenin sona ermesi”, “işyerinin herhangi bir nedenle kapanması ve faaliyetinin sona ermesi”, “ilgili mevzuatına göre yapılan her türlü hizmet alımları ile yapım işlerinde işin sona ermesi halleri” olarak belirleniyor. Bu gibi durumlar söz konusu olduğunda, fesih yasağına rağmen iş sözleşmesi sona erebilecek (m.5).
4857 sayılı İş Kanununun Geçici 10. maddesi uyarınca üç ay süreyle getirilen fesih yasağı ve ücretsiz izne çıkarma yetkisinin Cumhurbaşkanı’na verilmiş, altı aya kadar uzatma yetkisi, her defasında üçer aylık sürelerle olmak kaydıyla 31.12.2021 tarihine kadar uzatma yetkisine dönüştürülüyor (m.5).
3. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda düzeltme yapılıyor
Önemli bir düzenleme de, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda yapılıyor. Bilindiği üzere, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 2013 yılı başından itibaren “çok tehlikeli işyerleri”nde, 2014 yılı başından itibaren “tehlikeli” işyerlerinde yürürlüğe girmiş, “az tehlikeli” işyerlerinde ise uzatmalarla birlikte nihayet 01.07.2020 tarihinde yürürlüğe girmişti. Kanun Teklifi’nde yapılan düzenleme ile “az tehlikeli” işyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun yürürlüğe giriş tarihi 31.12.2023 tarihine kadar erteleniyor (m.10 ).
4. Soma’da kıdem tazminatı almaya hak kazanmış işçilerin tazminatları Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu tarafından ödenecek
4857 sayılı İş Kanunu’na “Geçici madde 11” ilave ediliyor. Buna göre, 2014 yılında Soma’da meydana gelen maden kazası sonrasında, Maden Kanunu uyarınca Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu’nun taraf olduğu rödevans sözleşmesi kapsamında yer alan Işıklar, Atabacası ve Geventepe ocaklarında çalışan ve kıdem tazminatı almaya hak kazanacak şekilde hizmet sözleşmesi sona erdirilen işçilerden kıdem tazminatını ve/veya iş sözleşmesinin bildirim şartına uyulmaksızın feshinden kaynaklanan tazminatını alamayanların kıdem tazminatlarının Kurum tarafından ödenmesi gündeme getiriliyor. Bu nedenle söz konusu işçilerin iki ay içinde Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu’na başvurmaları gerekiyor. Ödemelerin altı ay içinde yapılacağı hükme bağlanıyor (m.6).
(1) 7252 sayılı Kanunun 1.maddesiyle, “Türkiye Büyük Millet Meclisi Bünyesinde Dijital Mecralar Komisyonu” kurulmuş olup, takip eden fıkralarında, üye sayısı, toplantı biçimi, karar sayısı, görevleri, yetkileri düzenleniyor.2.madde olarak, 278 sayılı Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu ile İlgili Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanunun ek 3 üncü maddesine fıkra ekleniyor.
(2) Destekten yararlanamayacaklar. “5535 sayılı Kanun’un 30.maddesinin ikinci fıkrasına giren Kurum ve Kuruluşlara ait işyerleri ile 2886 sayılı Kanuna, 4734 sayılı Kanuna ve uluslararası anlaşma hükümlerine istinaden yapılan alım yapım işleri ile 4734 sayılı Kanundan istisna olarak yapılan alım ve yapım işlerine ait işyerleri ve sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanlar, 5510 sayılı Kanunun Ek madde 9 da tanımlanan ev hizmetlerinde çalışan sigortalılar ve yurtdışında çalışan sigortalılar hakkında uygulanmaz(m.4/4)”. (DK/NÖ)