Mahkemelerin iş yükünün azaltılması, uyuşmazlıklarda çözümün hızlandırılması amacıyla “arabuluculuk” zorunlu hale getiriliyor. İş Mahkemeleri Kanunu’na arabuluculuk konusu dahil edilerek yeniden düzenlenirken, İş Kanunun, geçersiz fesih ve işe iade konularını düzenleyen maddelerine arabuluculukla ilgili eklemeler yapılıyor.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan ve “Komisyon”dan geçen İş Mahkemeleri Kanun Tasarısı'na göre bundan böyle, haksız ve geçersiz fesihlerde işe iade ve iş sözleşmesi sona ermiş işçilerin Kanun’dan, bireysel veya toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan “alacak” ve “tazminat” içerikli iş uyuşmazlıkları iş mahkemesine gitmeden önce mutlaka arabulucuya götürülecek.
İş Mahkemeleri Kanunu tasarısında sözü edilen arabulucu, tarafların kendi aralarında anlaştıkları bir kişi olmayacak. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ile düzenlenmiş sistem içinde “arabulucu” olarak belirlenmiş gerçek kişiler arasından görevlendirilecek. Arabulucunun çalışma biçimi de yine söz konusu kanun ve yönetmelikle belirlenmiş usullere göre olacak (*).
Dava koşulu olarak arabuluculuk
Arabuluculuk dava koşulu haline getiriliyor. Arabuluculuk süresi en fazla üç hafta olacak, gereksinim halinde süre en fazla bir hafta uzatılabilecek. Taraflar katılsın katılmasın, anlaşsın anlaşmasınlar bu süre sonunda arabulucu düzenlediği son tutanağı, “Arabuluculuk Daire Başkanlığı”na sunacak. Taraflar ancak arabuluculuk sürecinin tamamlanmasından sonra anlaşamamışlarsa mahkemeye gidebilecekler. İş Mahkemesine doğrudan gidilmişse, mahkeme arabulucu tarafından düzenlenmiş son tutanağı isteyecek, tutanak ibraz edilemezse dava koşulu yerine gelmediği için davayı reddedecek. Ancak arabuluculuk süreci tamamladıktan sonra mahkeme sürecine geçilebilecek.
Zorunlu arabuluculuk, iş kazası ve meslek hastalığı ile ilgili maddi ve manevi tazminat ile bunların rücu davalarını kapsamayacak. Bu davalarda, arabuluculuk “dava koşulu” olarak gündeme gelmeyecek, doğrudan iş mahkemesine başvurulabilecek.
Arabuluculuk süresi hak düşürücü olmayacak
Tasarıya göre, arabuluculuk süreci zaman aşımına yol açmayacak, hak düşürücü olmayacak. Esasen, alacak ve tazminat davalarında zaman aşımı süresi Borçlar Kanununa göre sırasıyla beş yıl, on yıl olduğundan(tasarıyla tazminatlarda da bu süre beş yıla indiriliyor) uzatma dahil en fazla dört hafta sürecek arabuluculuk süresi zaten hak kaybına yol açmıyor. Değişiklikten önceki şekliyle haksız ve geçersiz fesihlerde işe iade davasının, sözleşmenin feshinden itibaren bir ay içinde açılması gerekiyordu. Arabuluculuk sürecinin zaman aşımına veya hak düşürücü duruma neden olmayacak olması bu açıdan önemliydi. Ancak tasarıda İş Kanunu’nun konuyla ilgili maddesinde de değişiklik yapılarak işe iade istemiyle mahkemeye başvurmada hak düşürücü süre artık arabulucu tarafından düzenlenen son tutanak tarihinden itibaren 15 gün olarak belirleniyor. Bu nedenle, işe iade davalarında da, arabuluculuk nedeniyle hak düşürücü süreden söz etmek artık olanaklı değil. Bu tespitlere karşın, “arabuluculuk sürecinin” zaman aşımına yol açmayacak ve hak düşürücü sayılmayacak olması olumlu. Tasarıdaki düzenlemeye göre, arabulucu tarafından düzenlenecek son tutanak tarihinden itibaren 15 gün içinde iş mahkemesine dava açılabileceği gibi, tarafların aralarında anlaşmaları halinde uyuşmazlık konusu aynı süre içinde özel hakeme de götürülebilecek.
İş güvencesinde (işe iade) arabuluculuk
Haksız ve geçersiz fesihlerde işe iade istemli dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması zorunlu kılınıyor. Ancak, işe iade konulu uyuşmazlıkla ilgili olarak arabulucu tarafından düzenlenecek tutanakta bazı tespitlerin yer alması, belirtilmesi özellikle isteniyor. Buna göre tutanakta, işe başlatma konusunda tarafların anlaşmaları halinde işçinin işe başlatılma tarihinin ve mahkeme kararı kesinleşinceye kadar geçen sürenin dört aylık kısmı için ödenecek ücret ve diğer haklarının, işçinin işe başlatılmaması durumunda ise ödenmesi gereken işe başlatmama tazminatının parasal miktarlarının belirtilmesi gerekiyor. Bunlar tutanakta belirtilmemişse, anlaşma sağlanamamış sayılacak. Son tutanak buna göre düzenlenecek (m.12). Tutanakta bu hususlara yer verilmesinin zorunlu tutulması ile arabuluculuk sürecinde yasal usullerden uzaklaşılarak anlaşma yapılmasının önüne geçilmek istendiği anlaşılıyor.
Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin varlığı halinde işe iade talebiyle arabulucuya başvurulduğunda, anlaşmanın gerçekleşebilmesi için işverenlerin arabuluculuk görüşmelerine birlikte katılmaları ve iradelerinin birbirine uygun olması aranacak.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunundan kaynaklanan uyuşmazlıklarda usul
İş uyuşmazlıklarından olmasına karşın, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nu ilgilendiren davalarda, “arabuluculuk” dava koşulu yapılmıyor. Ancak, bu Kanundan kaynaklanan uyuşmazlıklarda arabuluculuk kurumunun yerini Sosyal Güvenlik Kurumu alıyor. Buna göre, hizmet sözleşmesi ile çalışmalarından dolayı zorunlu sigortalılık tespiti ile ilgili davalar hariç, bu yasadan kaynaklanan uyuşmazlıklarda iş mahkemesinden önce Sosyal Güvenlik Kurumuna başvurulacak. Kuruma başvuru tarihinden itibaren altmış gün içerisinde uyuşmazlık çözülemezse veya Kurum’dan yanıt gelmezse, ancak o zaman uyuşmazlık konusu iş mahkemesine götürülebilecek. Kuruma başvuru nedeniyle geçen süre, zaman aşımına neden olmayacak veya hak düşürmeyecek. Hizmet sözleşmesi ile çalışmalarından dolayı zorunlu sigorta tespiti ile ilgili uyuşmazlıkta ise, doğrudan iş mahkemesine dava açılabilecek.
Özetle
İş kazası ve meslek hastalığından kaynaklanan tazminat davaları ile hizmet sözleşmesi ile çalışmadan kaynaklanan zorunlu sigorta tespit davalarında, bugün olduğu gibi doğrudan iş mahkemesine başvurulabilecek. Bunların dışında kalan işe iade, ücret ve tazminat konulu uyuşmazlıklarda dava koşulu olarak önce arabulucuya gidilecek, arabuluculuk süresi içinde anlaşma sağlanmamışsa ancak bu sürecin tamamlanmasından sonra iş mahkemesine başvurulabilecek.
Zorunlu sigorta tespit davaları hariç 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’ndan kaynaklanan uyuşmazlıklarda ise, önce Kurum’a başvurulacak, Kurum tarafından altmış gün içinde uyuşmazlık çözülemediyse veya yanıt verilmediyse, o zaman uyuşmazlık iş mahkemesine götürülebilecek. (DK/HK)
(*) 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'ndan:
Arabulucu: Arabuluculuk faaliyetini yürüten ve Bakanlıkça düzenlenen arabulucular siciline kaydedilmiş bulunan gerçek kişiyi (m.2/a),
Arabuluculuk: Sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyarî olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemini (m.2/b),