Bu hafta önemlidir. Bu hafta ülkemiz tarihindeki “görünen” en büyük iş cinayetlerinden biri olan Soma katliamının 2. yıl dönümüdür.
Bu hafta aynı zamanda ülkemizde 8. Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) konferansı düzenlenmektedir, önemlidir.
Konferansın ana teması “sürdürülebilir İSG” olarak belirlenmiş. Basından izlediğim kadarıyla ülkemizdeki İSG tablosunun asıl sorumlusu da gösterilmiştir: işçiler. Bu vahim tablonun çilesini çekenler aynı zamanda sorumlu olarak da ilan edilip, sürünürken ve ölürken daha dikkatli olmaya davet edilmişlerdir…
TIKLAYIN - ERDOĞAN: BİZİM ANLAYIŞIMIZDA İNSAN HOMOEKONOMİKUS DEĞİLDİR
Basından bunları okurken aklıma takılan soruları burada paylaşmak istedim:
- Sayın iktidar sahipleri 14 yıllık idarenizde görünen iş cinayetlerinin 17 bini aşması, hemen her yıl rekor üstüne rekor kırmasını da bu konferansta gündeme getirecek misiniz?
- İş cinayetleri şeklindeki iş kazalarından ölenlerin en az 6 katının yani en az 100 bin meslek hastalıklarına bağlı ölümün kayıt altına alınmamasının nedenlerini de irdeleyecek misiniz?
- Mayıs 2006’da çıkardığınız 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu (SSGSSK) ile iş kazaları meslek hastalıkları hakkı ve uygulama işlemleri sadece ve sadece eski SSK’lıların (yeni 4a) bir hakkı olarak devam ettiği halde bunun tüm çalışanların bir hakkı olduğu söylemlerinizin gerekçesi nedir?
- Hal böyleyken bir yenilik olarak sunduğunuz Haziran 2012’de çıkardığınız 6331 sayılı İSG yasası ile SSGSSK arasındaki çelişkileri gidermek için ne yapmayı düşünüyorsunuz?
- Başka bir ifadeyle tüm çalışanların iş kazaları ve meslek hastalıklarının yasal ve sosyal haklarından yararlanabilecekleri iş kazası ve meslek hastalıkları sigortacılık sisteminin 4a dışındaki çalışanlara da uygulanabilmesi için hangi adımları attınız?
- SSGSSK ile İSG kanunlarındaki iş kazası ve meslek hastalıkları tanımları arasındaki uçurum şeklindeki farklılıkların düzeltilmesini ne zaman gündeminize alacaksınız?
- İSG kanununda meslek hastalıkları tanımının uygulaması için Sağlık Bakanlığı nezdinde hangi birimi ve alt yapıyı oluşturdunuz?
- İSG kanunu ile tanımı yapılıp da SSGSSK ile yasal kılıf oluşturduğunuz “meslek hastalıklarını kayda almama için her türlü bıktırıcı yolun denenmesi” işlemlerinin pratiğe makul ve mantıklı olarak dönüşmesi için bir çaba harcayacak mısınız?
- Bu iki kanun (5510 ve 6331) arasındaki uçurumun meslek hastalıklarının görür olmasını giderek daha da engellediği gerçeğini ne zaman kabul edeceksiniz?
- İş kazaları için verilen iş cinayetleri şeklindeki ölüm sayılarının en az 6 mislinin meslek hastalıklarına bağlı olduğu ILO düsturunun her geçen gün ülkemizi daha da tirajik boyutlara ulaştırdığını ne zaman göreceksiniz?
- Bir ülke düşünün ki iş kazlarından ölüm sayıları her geçen gün artarken meslek hastalıklarına bağlı ölüm sayıları giderek sıfırlanıyor, hangi mantığa sığar bu durum? Bunun en son ve somut örneği SGK’nın bu konudaki en son istatistiklerinde iş kazalarından ölüm >1600 iken meslek hastalıklarına bağlı ölüm gerçekte bunun en az 6 katı olması gerekirken devletin resmi kayıtlarına 0 –sıfır- olarak geçirilmiştir. Bu konuda bir adım atmayı düşünüyor musunuz?
- Meslek hastalıkları kayıt ve bildirim sisteminin asli sahibi olması gereken Sağlık Bakanlığı ne zaman konuyu sahiplenecek?
- Haziran 2012’de çıkardığınız İSG yasası ile İSG eğitim ve uygulama alanını konunun asli unsurları olan TMMOB ve TTB’yi tamamen bertaraf etmek uğruna ticarileştirip vahşi kapitalizme teslim ettiğiniz gerçeğini ne zaman göreceksiniz?
- Ticarileştirdiğiniz İSG uygulamalarının eğitim ve uygulama pratiklerinin yapılıyormuş görüntüsüyle süslenip bu iki bağımsız kuruluşun kontrolünden tamamen çıkarmanızın alanı daha da kaotik bir hale getirdiği gerçeğini ne zaman kabul edeceksiniz?
- Üniversitelerin güdümünüzdeki sekretarya hizmetleri dışında konuya gerçek anlamda evrensel katkı sunmalarının önünü ne zaman açacaksınız?
- Ülkemizde hemen her yıl 5-6 adet Soma katliamı şeklinde “görünür” iş cinayetleri olduğu, bunun en az 6 misli “gizli” meslek hastalıklarından ölümün oluşturduğunuz sistemin eseri olduğu gerçeğini ne zaman kabul edeceksiniz?
Evet, bu hafta önemlidir. Soma katliamı haftasıdır. Hepimizin içini acıtan bu katliamların gelecekte yaşanmaması için sistemin kusurlarının, hatalarının açıklıkla görülmesi gerekir. Ancak maalesef çalışma yaşamı giderek bir sistemsizliğe dönüşmektedir: “Bırakın yapsınlar, bırakın geçsinler” sistemsizliği daha fazla devam edemez, etmemelidir. Önlemek için öncelikle olanın görünür kılınması gerekir.
Konferansta meslek hastalıklarının önlenmesi için proaktif yaklaşımlar şeklinde oturum var. Üzeri giderek örtülen, gizlenen bir alanı, olguyu, gizlediğiniz, görünmez kıldığınız meslek hastalıklarının neyini önleyeceksiniz?
Adeta orta çağ kölelik sistemi ile üç kuruşa kiralanarak çalıştıracağınız; dünyanın egemenlerinin en kirli, en sağlıksız işlerini yaptıracağınız insanların işe bağlı hastalıklarının, meslek hastalıklarının hangisini, hangi sistemle görünür kılacaksınız?
Ülke bizim, hepimizin. Devlet olmanın ana nedenlerinden biri güvenilir çalışma ortamları, çalışanlar başta olmak üzere tüm insanların sağlığın korunmasıdır. Çalışma ortamlarındaki koşulların güvenlik açısından teknik boyutu ülkelerde Çalışma Bakanlıklarının yetkisi ve sorumluluğundadır. Bu alanlarda çalışan kişilerin sağlıklarının gözetimi ise ülkelerin Sağlık Bakanlıklarının yetkisi ve sorumluluğundadır. Nerde bu birliktelik, bu yetki ve sorumluluk paylaşımı? (İA/HK)