Çalışanların sağlık ve güvenliklerinin korunması, iş hukukunun önemli alanlarından birini oluşturmaktadır. Çalışanlar içindeki kadınlar, çocuklar ve engelliler ise özel olarak korunan riskli grupları oluşturmaktadırlar. Kadınlarla ilgili koruyucu düzenlemelere bakıldığında bunların bir bölümünün genel nitelikli olduğu görülecektir.
Nitekim, 4857 sayılı İş Kanunu, kadınların genel olarak ağır ve tehlikeli işlerde, yer altı ve su altı işlerinde çalışamayacaklarını hükme bağlamıştır. Ağır ve tehlikeli işlerden olmakla birlikte bazılarında kadın işçilerin (K) ve 16 yaşını doldurmuş genç işçilerin (Gİ) çalışabilmesine izin verilmiştir. Bu işler, "Ağır ve Tehlikeli İşler Yönetmeliği"nde karşılarına (K) veya (Gİ) kısaltma işaretleri konularak tek tek belirlenmiştir. Ağır ve tehlikeli işlerden olmasına karşılık (K) işaretli olanlarda kadınlar, (Gİ) işaretli olanlarda ise, genç işçiler çalışabileceklerdir. Gelişen teknolojiler ve giderek önem kazanan cinsiyet ayırımcılığının engellenmesi çalışmaları karşısında kadın işçilere koruyuculuk altında getirilen söz konusu yasaklamaların kadın işçiyi koruyucu niteliği tartışma yaratmaktadır.
Örneğin, maden mühendisi olan kadın işçiler yer altı işlerinde çalışamayacaklar mıdır? Bunlar, ayrı bir tartışma konusu oluşturduğundan, mevcut yasal düzenlemeler ışığında bugün yukarıdaki paragrafta söylenenler, genel koruyucu yaklaşımlar olarak varlıklarını korumaktadır.
Bu genel düzenlemeler dışında bazı özel koruyucu düzenlemelere, kadın çalışanın cinsiyetinden kaynaklanan nedenlerle yer verilmiştir.
Kadın işçilerin cinsiyetinden dolayı özel olarak düzenlenmiş koruyucu hakların başında, doğum öncesi ve sonrası dönemde verilecek izinler gelmektedir. Buna göre:
1. Periyodik kontrol izni
Gebe kalan kadın işçi için özel olarak gündeme getirilen ilk koruyucu önlem, gebeliğin seyrini takip amacıyla yaptırılacak sağlık kontrolleri için kadın işçiye izin verilmesi uygulaması olacaktır.
Buna göre, gebe kadın işçinin ve bebeğin sağlık kontrollerinin yaptırılabilmesi amacıyla kadın işçiye izin verilecektir. Hekim tarafından yapılacak söz konusu sağlık kontrollerine yasada "periyodik izin" denilmiştir. Bu iznin periyodu da duyulan gereksinime göre hekim tarafından belirlenecektir. Periyodik izinler ücretli olacaktır. Bir başka söyleyişle, periyodik kontrol için verilen izinler, çalışılmış gibi sayılacaklardır.
Periyodik iznin süresi yasada belirlenmemiştir. Kadın işçinin çalıştığı işyerinin bulunduğu yer ile periyodik sağlık kontrolü için gidilecek yer arasındaki uzaklığın önceden bilinemeyecek olması veya her işçiye ve işyerine göre farklı sürelere gereksinimin duyulabilmesi sebebiyle periyodik kontrol süresinin belirlenmemiş olduğu düşünülmektedir. Gerçekten, söz konusu hakkın kullanımı için gerekecek süre, işyeri ile periyodik kontrolün yapıldığı yerin bulunduğu mekana, kentin büyüklüğüne göre farklılık taşıyacaktır.
Bu nedenlerle, "periyodik kontrol" süresi, özel koşulların gerektirdiği süre kadar olacak ve duyulan gereksinime göre taraflarca belirlenecektir.
2. Doğum öncesi ve sonrası izin
4857 sayılı İş Kanununa göre doğum öncesi ve sonrası izinler sekizer hafta olarak belirlenmiştir. Ancak, gebeliğin çoğul olduğunun anlaşılması halinde doğum öncesi izin süresi iki hafta daha artacaktır. Çoğul gebeliğin varlığı elbette hekim raporu ile kanıtlanacaktır. Bu durumda kadın işçi, doğum öncesi iznini toplam on hafta olarak kullanacaktır.
Ayrıca yasa, doğum öncesi izin süresinin esnek olarak kullanılabilmesine olanak vermiştir. Buna göre, eğer kadın işçi kendisini sağlıklı, güçlü hissediyorsa ve bu durum hekim raporuyla da belgeleniyorsa kadın işçi, son üç hafta kalıncaya kadar çalışmaya devam edecek, kullanmadığı beş haftalık iznini, doğum sonrasına taşıyabilecektir. Yani, kadın işçi bu durumda doğum sonrası iznini sekiz artı beş olmak üzere, onüç hafta olarak kullanabilecektir. Elbette, kadın işçi çoğul gebe ise ve yine son üç haftaya kadar çalışmışsa, doğum sonrasına taşınacak izin süresi yedi hafta olacağından, doğum sonrası iznini onbeş hafta olarak kullanabilecektir.
Burada hemen belirtilmesi gereken husus, doğum öncesi iznin bir kısmını doğum sonrasına taşıma istemi kadın işçiye ait olacaktır. İşveren, kadın işçiyi bu yönde karar almaya zorlayamayacaktır. Doğum öncesi iznin bir kısmını doğum sonrasına taşıma yönünde düşüncesi olan kadın işçi bu düşüncesini ancak, sağlık koşullarının uygun olduğunun hekim raporuyla saptanmış olması halinde hayata geçirebilecektir.
Doğum öncesi ve sonrası izinler, ücretli izinler değildir. Bu dönemlerde işverenler tarafından, bireysel ya da toplu iş sözleşmeleri ile ücretlendirme koşulu getirilmemişse, kadın işçilere ücret ödenmeyecektir (Basın İş kanununa göre gazeteci olarak çalışan kadınlar hariç. Bunlara, doğum öncesi ve sonrası izin dönemlerinde geçici iş göremezlik ödeneği alsalar dahi, aylık ücretlerinin yarısı ödenmeye devam edecektir).
Doğum öncesi ve sonrası izin süreleri, hekim raporuyla uzatılabilecektir.
Doğum öncesi ve sonrasındaki izin sürelerinde işçilere, hekim tarafından verilen raporla bu süreler uzamış olsa da, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından geçici iş göremezlik ödeneği ödenecektir.
Hekim raporuyla eklenen süreler dahil yasayla belirlenmiş doğum öncesi ve sonrası izinlerde kadın işçinin çalışması istenemeyecektir. Bu süreler içinde çalışmaması gerekçe gösterilerek kadın işçilerin iş sözleşmeleri sona erdirilemeyecektir.
Doğum izninde bulunan kadın işçilerin iş sözleşmelerine sağlık nedenleriyle ancak, yasal doğum izin sürelerinin üstünden altı hafta geçtikten sonra bildirimsiz olarak son verilebilecektir.
3. Emzirme izni
Öteden beri uygulanmakta olan haklardan biri olarak yasal düzenlemede yer almıştır. Doğum sonrasında çocuğun yaşaması halinde bir yaşına gelinceye kadar uygulanacak bir izindir. Dolayısıyla pratik olarak, çocuğun yaşamasına bağlı olarak, doğumdan sonra bir yıl boyunca uygulanacak bir izin olarak değerlendirilmelidir.
Emzirme izni ücretli olacaktır. İzin süresi günde 1.5 saat olarak belirlenmiştir. İşyerlerinin büyük şehirlerde kentin çok dışına çıkabilmesi, her işyerinde emzirme odası veya kreş bulunmaması nedenleriyle tanınan emzirme izni süresi içinde çocuğun emzirilmesi olanaklı olamayacağından, iznin her zaman adına ve amacına uygun kullanılmasından söz edilemeyecektir.
Esasen,"periyodik izin" konusunda olduğu gibi, "emzirme izni" düzenlemesinde de sürenin, duyulan gereksinime göre taraflarca belirlenmek üzere açık uçlu bırakılabilmesi olanaklı olmakla birlikte bu yola gidilmemiştir.
Emzirme izninin ne zaman ve ne şekilde kullanılacağı hususu kadın işçiye bırakılmıştır. Bu izin, bütün veya parçalı olarak kullanılabilecektir. İznin ne şekilde ve hangi saatlerde kullanılacağına kadın işçi karar verecek ve uygulanmak üzere işverene bildirecektir.
4. Fazla Çalışma Yasağı
Doğum öncesinde ve doğum sonrasında bir yıla kadar geçen sürede, kadın işçiye fazla çalışma yaptırılamayacaktır. Aksi takdirde, oluşabilecek bir iş kazasında bu uygulama risk olarak değerlendirileceğinden işveren başka hiçbir neden olmasa bile kusurlu bulunacaktır.
5. Gece Çalışma Yasağı
Doğum öncesinde ve doğum sonrasında altıncı aya kadar kadın işçilere gece işi yaptırılamayacaktır. Hekim raporuyla bu süre doğumdan sonra bir yıla kadar uzatılabilecektir.
6. Hafif İşlerde Çalıştırma
Özel olarak çalışabilecekleri gösterilmemişse, kadın işçilerin yasal olarak ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılamayacakları yasa hükmü gereğidir. Ancak, kadın işçinin çalışabilmesine izin verilmiş olanlarında veya ağır ve tehlikeli olmayan işlerde, doğum öncesi ve sonrasında bir yıla kadar geçecek sürede, kadın işçinin daha hafif işlere verilmesi gerekmektedir. Ağır ve tehlikeli işlerden olmamasına karşın örneğin, sadece ayakta kalmayı, hafif de olsa yük taşımayı, uzanarak iş görmeyi gerektiren işlerde çalışan kadın işçilerin, doğum öncesi ve sonrası dönemde, daha hafif işlere verilmesi gerekmektedir. Keza, kimyasallarla çalışan kadın işçiler, özel dönemleri tamamlanıncaya kadar bu işlerden uzaklaştırılarak daha hafif işlere alınacaklardır. Hatta, kadın işçilerin bu özel dönemlerinde stres yaratan işlerden de uzak tutulmaları beklenmektedir.
7. Kadınların özel günlerinde çalışması
Yine, "Ağır ve Tehlikeli İşler Yönetmeliği" ne göre, bu kapsamda olmakla beraber, kadınların çalışmasına izin verilmiş olanlarında çalışanlar, özel hal (adet) gördüklerinde bu işlerde çalıştırılamayacaklar, hafif işlere alınacaklardır. Özel hal süresi, yönetmelikle beş gün olarak belirlenmiştir. Sürenin başlangıcı, kadın işçinin beyanına göre dikkate alınacaktır. (DK/EZÖ)