Ermenek maden kazasından sonra “iş sağlığı ve güvenliği” başlığı altında yeni bir paket açıklandı.
İki ay önce de, 11 Eylül’de Soma maden kazasından sonra, o günlerde asıl işveren-alt işveren ilişkilerini düzenlemek amacıyla TBMM komisyonlarında görüşülen 6552 sayılı Torba Kanun tasarısı madenleri de ilgilendiren bazı eklemelerle kanunlaşmıştı.
Hükümet yeni paketi sadece konu başlıkları üzerinden yaptığı için değerlendirme güçlüğü var ama ön değerlendirme yapılabilir.
Önceki paket
6552 sayılı kanunda madenlerle ilgili şu değişiklikleri yeniden hatırlayalım.
* Madenlerde yer altında çalışan işçilerin günlük çalışma süresi 6 saate, haftalık çalışma süresi de 36 saate indirildi.
* Linyit ve kömür madeni çıkaran işçilerin ücretleri yasal asgari ücretin iki misline çıkarıldı.
* 20 yıl sigortalıların emeklilik yaşı 55 den 50 ye indirildi.
* İtibari hizmet süresi hesaplanırken izinde, hastalıkta vb çalışılmadan geçen süreler de itibari hizmet süresine eklendi.
* Yer altında çalışanların yıllık izin süreleri dörder gün uzatıldı, ,
* Yeraltında çalışan işçilere iş güvencesi uygulanırken, işyerinde 6 aydır çalışıyor olma koşulu kaldırıldı.
Bu çerçevede, madenlerde çalışma süresi aniden azaltılıp, linyit ve kömür ocaklarında yeraltında çalışanların ücretleri asgari ücretin iki katına çıkarılınca ani maliyet artışını karşılayacak bir önlem de geliştirilmediğinden üretim artışının zorlanması şaşırtıcı değil.
Ermenek’teki kayıtsızlığın bir nedeni bu. Yemekte yani ara dinlenmesinde ocak dışına çıkılmasına, su baskınını anlamak için üretimin durdurulmasına bile tahammül yok. Gelen suyun acı olmasına, tatlı olmasına bakarak su baskını olmayacağına karar verilmesi şaka gibi ama gerçek.
Yeni paket
Yeni iş sağlığı ve güvenliği paketinde ise, biraz daha farklı ve iş kazalarını önleme amaçlı kısıtlayıcı düzenlemeler var. Bunlar; rodevansa yani taşeronlaşmaya sınırlama, eğitim, yaptırım- teşvik, denetim, bürokratik alanda alınacak önlemler ile bazı nokta düzenlemeler olarak özetlenebilir. Bu açıklamaların bir bölümü öne çıkıyor.
Rödovans özel sektörde yasaklanıyor
Madende rödovans (maden kirası sözleşmesi), basitçe taşaronlaşma anlamına gelir. Yapılacak düzenlemeye göre, ruhsat sahibi gerçek veya tüzel kişiler, madenin işletilmesinde artık rödovansçı, yani taşeron kullanamayacaklar.
Madeni bizzat kendilerinin işletmesi gerekecek. Bir anlamda, rödovansa güvenerek ruhsat sahibi olma yolu kapanıyor. Böylece, iş risklerine karşı önlem almada yetersiz kalabilecek kişilerin taşeron olarak madeni işletmelerinin önüne geçilmek isteniyor.
Ancak, alan kontrol altına alınamayacaksa, Maden Kanunu’nda yeri olmadığı halde eylemli olarak hem de yoğun biçimde yaşanan rödovans gerçeğinin, yasaklanması yerine kamu denetimine alınması yolu da tercih edilebilir.
Kamudaki rödevansçı
Kamuda rödovans uygulaması korunmakla birlikte, rödovansçının işi bütünüyle başka bir taşerona devretmesi önlenmek isteniyor.
Eğer işin gereği hizmet alımı söz konusu olursa ilgili Bakanlıkla görüşülerek yapılabilecek.
Böylece kamunun, madeni işletecek rödovansçıyı usulüne uygun olarak değerlendirip belirleyerek, iş sağlığı ve güvenliği çalışmalarını da kontrol altında tutabileceği düşünülüyor. Rödovansçının işi tümüyle başka bir taşerona vererek kontrolün elden kaçması önlenmek isteniyor.
Rödovans süresi en az 15 yıl
Rödovans süresi kısa tutulduğunda, olabilecek en az yatırımla en çok kazancın elde edilmesi yaklaşımının öne çıkması şaşırtıcı değil. Bu nedenle, rödovans süresi en az 15 yıl olarak belirleniyor. Böylece, madeni işletecek olan işverenin, zaman baskısından uzaklaşarak, sağlık ve güvenlikle ilgili önlemler için yatırım yapmaktan kaçınmasının önlenebileceği öngörülüyor.
Üretim zorlanarak arttırılamayacak
Ermenek maden kazasındaki temel nedenlerden birinin de üretim artışını zorlamak olduğu giderek anlaşılıyor.
İşverenin üretimi arttırmak için zaman kaybına meydan vermeden çalışanların durmaksızın çalışmalarını istediği, yemeğin maden ocağında yenmesinin sebebinin de, su sızmasının bildirilmiş olmasına karşın önemsenmemesinin nedenlerinden birinin de bu olduğu anlaşılıyor.
Bu nedenle rödovansla işletilen madenlerde, uygun planlama yapılarak üretimin arttırılması amacıyla taşeron tarafından yapılan zorlamanın önüne geçilmek isteniyor. Zorlama saptanırsa iş durdurulacak, sözleşme feshedilecek.
Bu düşüncenin hayata geçirilebilmesi, çalışanların tehlikelerle karşılaşma olasılığını elbette azaltabilecektir. Ancak, uygulamanın teknik alt yapısının nasıl sağlanacağı, uygun planlama yöntemiyle üretimin zorla arttırılmasının nasıl önleneceği tasarı hazırlandığında daha iyi değerlendirilebilecektir.
İşi durduran acil haller
Halen, bina, tesis, iş ekipmanları, çalışma şekli ve üretim yöntemlerinde yaşamsal tehlike saptayan iş müfettişi, işyerinde işin tamamı veya gerek duyulan bölümlerinde durdurulmasını istediğinde, üç müfettişten oluşan heyetin bu kanaata katılması gerekiyor. Acil durumlarda ise müfettiş durdurma kararını hayata geçirirken üçlü komisyon incelemesi arkadan geliyor.
Açıklanan önlemden, acil durumlarda işin durdurulmasını uygulamaya sokacak yaşamsal tehlikelerin somut olarak belirleneceği ya da tanımlanacağı anlaşılıyor. Bunlar saptandığında, işin hemen durdurulması söz konusu olabilecek. Kulağa mantıklı gelen bu önlemin mevzuata dönüştürülmesinin ve uygulanmasının kolay olmadığını söylemek gerekiyor.
Ödüllendirme
Belirlenecek süre içinde işyerinde ölümlü iş kazası olmayan işveren, iş kazası sigorta prim miktarı azaltılarak ödüllendirilecek. İşverenin kusurlu olduğu ölümlü iş kazası olmuşsa, ödenecek iş kazası sigorta prim miktarı arttırılacak.
Ödenecek iş kazası prim miktarlarındaki azalma veya yükselme, işyerinde çalışan sayısının yüksek olduğu durumlarda bir anlam ifade edebilir. Az sayıda çalışanın bulunduğu yerler de dikkate alınarak ödül ve yaptırım uygulamasının zenginleştirilmesi düşünülmeli.
Mesleki eğitim
Çok tehlikeli işlerde çalışan 2 milyon 700 bin çalışana mesleki yeterlilik belgesi alma zorunluluğu getiriliyor. Eğitimin ne şekilde yapılacağı, maliyetin kim tarafından karşılanacağı konusu henüz belirsiz. Çalışanların, profesyonel olarak yaptıkları işle ilgili mesleki formasyonu, sertifikası olacağından söz ediliyor.
Ancak, halen yürürlükte bulunan 6331 sayılı Kanuna göre, tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfa giren işyerlerinde mesleki eğitimi olmayan kişilerin çalıştırılması zaten yasak.
Ayrıca Kanunda hangi belgelerin mesleki eğitim belgesi sayılacağı belirlenmiş. Meslek Eğitimi Kanunu çerçevesinde verilen çıraklık, kalfalık, ustalık belgeleri, kanunla verilmiş yetkiye dayanılarak kurumlarca verilen sertifikalar, İşkur tarafından açılan meslek edindirme kurslarında verilen sertifikalar, ateşçi belgeleri ve MEB’ndan onaylı eğitim kuruluşları tarafından yapılan eğitimler sonunda verilen belgeler örnek verilebilir.
Kanuna göre, söz konusu belgelerden yoksa, çalışan ya çalıştırılmayacak ya da bu konuda eğitim veren kuruluşlardan eğitim almaları sağlanarak çalıştırılacak.
Ancak bu yükümlülük, 1 Ocak 2013’den beri eylemli olarak yürürlükte olduğu halde yükümlülüğün yaygın biçimde yerine getirildiğinden söz etmek bugün için olanaklı değil.
Bu nedenle, 6331 sayılı Kanunda zaten var olan benzer uygulamaya karşın, çok tehlikeli işyerlerinde çalışan 2 milyon 700 bin kişinin mesleki yeterlilik belgesi için eğitimden geçirilmesi yönündeki düzenlemenin beklenileni karşılayıp karşılamayacağını zaman gösterecek.
İş sağlığı ve güvenliği dersi
Meslek liselerinde ve ilgili yüksek okullarda iş sağlığı ve güvenliği konusu ders olarak yer alacak.
Elbette işlevsel olacak yetkinlikte olması kaydıyla, her düzeyde çalışan ve çalıştıranda genel bir sağlık, güvenlik kültürü gelişmesine yardımcı olacak bir önlem olarak düşünülebilir.
Zaten, yasalar ne kadar gelişmiş olursa olsun, zihinsel olarak sağlık ve güvenlik önlemlerinin önemi algılanarak davranış değişikliği gerçekleşmiyorsa, yasalarla sonuç alınması olanaksız.
Okullarda sağlık ve güvenlik eğitimi, hemen sonuç getirecek bir yaklaşım olarak görülmese de yarın için riskler ve önlemleri konusunda daha duyarlı alt yapı oluşturmaya katkı sağlayabilecek.
Bazı önlemler
Madenlerin yeraltı planları üç boyutlu hazırlanacak; kamu ihalelerinde iş sağlığı ve güvenliğine yönelik düzenleme olacak; madenler iki yoldan yer üstüne bağlanacak; acil durumlarda çıkış için fosforlu hayat hattı yapılacak; maden çalışmalarının her aşaması elektronik ortamda kaydedilecek.
Bilgisayara işlenecek bilgiler aynı anda Enerji Bakanlığına geçilecek. Yılda bir olan acil durum plan ve tahliye tatbikatları altı ayda bir yapılacak. Sadece madenlerdeki şikayetleri değerlendirmek için ayrı bir hat kurulacak; maden sahalarının denetim ve faaliyetlerinin bağımsız kuruluşlar tarafından izlenmesi sağlanacak.
Ve diğerleri
Yapı denetim firmalarına iş sağlığı ve güvenliği açısından sorumluluk verilmesi; Şantiye şeflerine, madenlerde daimi nezaretçilere, iş güvenliği uzmanı belgeli olma yükümlülüğünün getirilmesi; İş denetimlerinin kamera eşliğinde yapılması; idari para cezalarının arttırılması; Ölümlü kazalarda kusurlu bulunan işverenlerin, TCK’na göre verilecek ceza dışında ayrıca kamu ihalelerine katılmalarının engellenmesine ilişkin düzenlemelerden söz ediliyor.
Elbette açıklanan her önlemin bir anlamı, sağlık ve güvenliğe katkısı olabilir. Ancak, burada ifade edilen önlemlerin, sağlık ve güvenlikle ilgili olarak başta işverenler olmak üzere şantiye şefi, daimi nezaretçi, teknik nezaretçi, iş güvenliği uzmanı ve hatta iş müfettişlerinin iş sağlığı ve güvenliğini algılama şeklini dönüştürücü rolü beklenemez.
Bu önlemler, ancak sağlık ve güvenlikle ilgili anlayıştaki olumlu ve köklü değişimin gerçekleşmesinden sonra daha katkılı bir çalışmanın gerçekleşmesini sağlayabilir.
Önlemler dönüştürücü mü?
Gündeme getirilen değişikliklerden, “özel sektörde rödovansın kaldırılması”, “kamuda rödovansçıya verilen madeni bütünüyle başka bir taşerona devrinin önlenmesi”, “rödavansın en az 15 yıl süresince verilmesi”, “madenlerin yeraltı planlarının üç boyutlu hazırlanması”, “kamu ihalelerinde iş sağlığı ve güvenliğine yönelik özel düzenlemenin yer alacak olması”, “madenlerin iki yoldan yer üstüne bağlanması”, “acil durumlarda çıkış için fosforlu hayat hattının yapılması”, “maden çalışmalarında her aşamanın elektronik ortamda kaydedilmesi”, “bilgilerin aynı anda Enerji Bakanlığına geçilmesi”, “yılda bir olan acil durum plan ve tatbikatlarının 6 ayda bir yapılması”, sadece madenlerdeki şikayetleri değerlendirmek için “ayrı bir alo hattının” kurulması, “maden sahalarının denetim ve faaliyetlerinin bağımsız kuruluşlar” tarafından izlenmesi açılarından yapılacak olanlar iş sağlığı ve güvenliğini algılama biçimlerini dönüştürücü önlemler değil.
Ancak, iş kazalarının (meslek hastalığından hiç söz edilmiyor) meydana gelmesini azaltıcı maddi önlemler olarak düşünülebilirler.
Ayrıca, iş sağlığı ve güvenliği madenlere özel bir konu olmadığı halde, son zamanlarda toplumu kederlendiren kazalar madenlerde yaşandığı için pakette, madenlere özel önlemlerin sıralandığı görülüyor.
İnşaat sektöründen büyük endüstriyel kaza olasılığı olan işyerlerine, tersanelere, çok tehlikeli kimyasalların işlendiği yerlere kadar çok tehlikeli sınıfa giren pek çok işyerlerinin bulunduğu düşünülecek olursa, ülkenin iş kazaları profili çerçevesinde yapılması gerekenler bütüncül bir yaklaşımla ele alınmalı ve hayata geçirilmelidir.
Köklü değişiklik
İş sağlığı ve güvenliği esasen bir akıl meselesidir. Sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamı önce doğal olarak maliyet getirir ama sonuçta maddi ve manevi sorunsuzluk kadar, rekabet ortamında güvenilir olmaya, işbirliği içinde olunmasından gocunulmayacak bir partner olmaya ya da uluslararası ortamda temiz işçilik konusunda öne çıkmaya yardımcı olur.
Çalışanların daha verimli olmasını sağlar. İşyeri kültürü gelişir. Hepsi bir araya gelince verimlilik de kazanç da artar.
Bu nedenle, işvereniyle çalışanıyla herkesin iş sağlığı ve güvenliğine bakış açısında köklü bir değişikliğin yaşanabilmesi için bilinçle ve ısrarla konunun üzerinde durulması, eğitici, bilgilendirici faaliyetlerin sürekli gündemde tutulması gerekiyor.
Bu konuların, iş kazalarından sonra acilen değil, yaşanan deneyimlerin ışığında bir süreç olarak ele alınması ve önlemlerin geliştirilmesi, güncelleştirilmesi gerekiyor Sağlık ve güvenlik kültürünün olgunlaşması ince ve uzun bir yol. (DK/BA)