İran sineması, dünya sinemasında belirli bir özgünlüğü ve saygınlığı olan bir ülke sineması. Dünya sinemasına kattığı nitelikli yönetmenleriyle ve Doğuya ait insan hikâyelerini dünya sanat ortamına sunmadaki başarısıyla takdiri hak eden bir yapısı var. Sinemacılar toplumun kültür kodlarını yitirmeyerek sistemin kısıtlayıcı tavrını da yok saymadan film yapma başarısını gösteriyorlar.
İran sinemasında dil çeşitleniyor
Ülke yönetiminin politik tercihleriyle dönemsel olarak baskıcı ya da daha özgürlükçü bir sinema atmosferi ortaya çıkmakla birlikte filmlerin diliyle ilgili son yıllarda önemli bir çeşitlilikten söz edebiliriz. Son yıllarda artan bir çeşitlilikle İran’da Farsça dışındaki dillerdeki sanat üretimi artmaya başladı. İran sineması ülkenin zengin alt kültürlerinden beslenen bir çizgiye doğru ivmesini hızlandırıyor. Artık daha fazla Kürtçe, Azerbaycan Türkçesi, Türkmence ve Belluç dilinde kısa ve uzun metraj filmler, belgeseller görmek mümkün. Bu yazımda Bahman Ghobadi sonrasında İran’ın Kürt sinemasında çekilen uzun metraj kurgu filmlerin izini sürmeye çalışacağım.
Uzun metraj Kürtçe filmler

Kürt sineması için bir milat: Bahman Ghobadi sineması
1990’da başladığı sinema macerasına, 2000’e kadar 10’dan fazla kısa film sığdıran Bahman Ghobadi, Abbas Kiyarüstemi’ye asistanlık yaptıktan sonra 2000’de Kürt dilinde çektiği Sarhoş Atlar Zamanı (Dema Hespên Serxweş), Anavatanımın Şarkıları (Awaza Dayika Niştimam, 2002), Kaplumbağalar da Uçar (Kûsî Jî Dikarin Bifirin, 2004) ve Yarım Ay (Nîvê Heyvê, 2006) adlı dört uzun metraj filmlerinde, Kürt sinemasını başat örneklerini ortaya koymuştu. Hâlihazırda yaşamını İran dışında sürdüren yönetmen, ardında önemli bir deneyim bıraktı. Bahman Ghobadi sonrasında uzun metraj Kürt filmi çeken yönetmen sayısı giderek çoğalsa da bu konuda hızlı bir ivmeden söz etmek zor. Bir kolektif yaklaşımla 2000’lerin ilk 10 yılında çoğunlukla yönetmenin İranlı, çekilen ülkenin ya da filmin sermayesinin ise Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nden olduğunu söylememiz mümkün. 2010 sonrasında İran’da yapımcı desteğinin artması, yerel kanallar ve İran’ın bölgesel sinema derneklerinin destekleriyle İranlı Kürt yönetmenler İran’da uzun metraj film sayısını arttırmaya başladılar.
Bahman Ghobadi sonrası İran’da Kürtçe filmler
2005’te Cemil Rüstami’nin çektiği ilk uzun metraj film olan Karın Ağıdı (Marsiya Barf), Ghobadi sonrası İran’ın Kürt sinemasının uzun metraj örneklerinden biri. Filmde; kuraklığa karşı yağmur duasına çıkan köylülerin doğaya karşı mücadelesi, erkek egemen sisteme karşı mücadele eden Rojin’in mücadelesiyle iç içe devam eder. Yönetmen bu filmiyle, İran’ın en önemli film festivali olan Fecir Film Festivali’nde Ortadoğu ve Asya’nın En İyi Yönetmeni Ödülü’nü almıştı. Ayrıca aynı yıl Oscar için de komşu ülke Irak’ı temsil etti ve Irak’ı temsil eden ilk Kürtçe film oldu. Sonraki yıllarda bu gelenek devam edecekti. Cemil Rüstami’nin 2007’de çektiği Jani Gal filminde Irak’ın Süleymaniye şehrinde 1940’lı yıllarda hamile karısına ebe bulmak için dışarı çıkan bir kocanın toplumsal bir gösterinin ortasında kalıp güvenlik güçlerince tutuklanıp 10 yıl hapis yattıktan sonra ailesini aramak için dönmesinin hikayesini anlatır. İranlı yönetmenin Irak’ta çektiği bu film de Irak adına Oscar yarışına yollanmıştı.
1997’den başlayarak 10’dan fazla kısa film çeken 1971 doğumlu Shahram Alidi kısa filmleriyle çok sayıda ulusal ve uluslararası ödül almıştı. 2009’da ilk uzun metraj filmi Whisper with the Wind'i Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin desteğiyle çekti. Bu filmiyle Cannes Film Festivali’nin Eleştirmenler Haftası’na seçilen yedi filmden biri oldu ve 3 ödül birden kazandı. Film, kasetlere kaydedilmiş konuşmaları adeta bir postacı gibi taşıyıp Irak Kürdistan bölgesinin çeşitli dağ köylerinde sahiplerine ulaştırarak hayatını kazanan Mam Baldar’ın hikayesi. Bu orijinal senaryolu, estetik görüntülerle ve ağıtlarla bezeli film, İran sinemasının estetik kodlarıyla Kürtçeyi buluşturmuştu. 2015 yapımı Black Horse Memories isimli filmi Türkiye’de çoğunluğu Türkiyeli oyuncularla çektiği 2. uzun metraj filmi. Film, dağ köylerinde gizlice Kürtçe öğretirken vurulan bir genç kadının son isteği olan çocukken yanında olduğu atıyla buluşması isteğini sağlamaya çalışan arkadaşlarının, gerçekle mitolojiyi buluşturan mücadelesine odaklanıyor. Yönetmen 2 uzun metraj filmini de İran dışında çekse de İran’da doğup büyümüş bir insan. Birkaç yıldır Avrupa’ya göç eden sinemacı şu sıra yeni filminin hazırlıklarını yapıyor.
1971 doğumlu Rahim Zabihi de kısa filmlerden uzun metraja geçen yönetmenlerden biri. 2004 yapımı ödüllü kısa filmi Havar'da eşinden boşanıp ağabeyinin evine dönen genç bir kadının yaşadığı toplumsal ve ekonomik sorunlara odaklanmıştı. Yönetmen 10 kısa filmden sonra ilk uzun metraj filmi 2008 yapımı The Land of Legend filminde İran-Irak savaşından sonra, Saddam Hüseyin rejiminin acımazlığına karşı birlikte hareket edip imza kampanyası toplayan insanların hikayesini anlattı. Yönetmen 2018’de -tartışmalı bir şekilde- alev alan arabasında hayatını kaybetti.
1976 doğumlu Taha Kerimi de İran Kürt sinemasının erken kaybettiği yönetmenlerden biri. Çektiği 5 kısa filmden sonra The Qandil Mountains isimli ilk uzun metraj filmini 2010’da Irak’ta çekmişti. Film Kandil Dağları’nda farklı milletlerden kadınların kaybolan yakınlarını aramalarının masalsı bir anlatımıydı. 2013’te 1001 Apples ismindeki kurguyla belgeselin iç içe geçtiği Dokudrama bir yapım. Film, Saddam Hüseyin’in Kürt soykırımında öldürülecekken kaçmayı başaran 10 kişiden biri olan Faraj’ın, İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından ABD'ye götürülüp soykırım konusundaki farkındalığı artırma çalışmalarına katıldıktan sonra Kürt bölgesine dönüşünü anlatıyor. Faraj katliamda sevdiklerini kaybeden ailelere uzlaşma ve barış sembolleri olarak 1001 kırmızı elma ve karanfil dağıtır. Yönetmen Kerimi 2013’te bir trafik kazasında erken yaşta hayatını kaybetti.
1975 doğumlu Salem Salavati oldukça üretken İran Kürt yönetmenlerinden. Görüntü yönetmeni olarak 4 uzun metraj 30 da kısa metraj filmde görev almasının yanında 11 kısa film, 3 belgesel ve 2010 sonrasında çektiği 4 uzun metraj filminin yönetmeni. 2011’de çektiği The Departure Time, 2014 yapımı The Last Winter ve 2019 yapımı At Dawn ve 2021 yapımı Fathers isimli çalışmaları Salavati’nin uzun metraj filmleri. Filmleriyle çok sayıda ödül kazandı. 2019 yapımı At Dawn filminde; İran sinemasında son dönemde sıklıkla karşımıza çıkan bir tema olan idam üstünde durmuş. İşlenen bir cinayet sonrasında İdam kararına karşı ailenin af hakkını kullanıp kullanmama gerginliği ve hükmün uygulanma bürokrasisini kız kardeşi öldürülen bir adamın üstünden anlatmış. 2011 yapımı kısa filmi Going'te ise İran ve Irak Kürt filmlerinin yaygın bir teması olan sınır kavramı ve sınırdan geçmeye çalışan insanların yaşadıkları drama odaklanmış. Filmlerini kimi zaman Farsça kimi zaman da Kürt dilinde üretiyor.
1965 Mahabad doğumlu İbrahim Saeedi Tahran Sanat Okulu mezunu. Çok sayıda filmin kurgusunu yaptıktan sonra. 1997’den başlayarak 5 kısa film ve belgesel yönetti. 2009’da All My Mothers isimli uzun metraj belgesel filmini çekti. Saddam Hüseyin döneminin Kürt soykırımının toplu mezarlarından birinin bulunma sürecini çocuklarını kaybeden anneler üzerinden anlatı. 2010’da ilk kurgu filmi olan Mandoo'yu çekti. Irak Kürdistanı’nında çekilen filmde İslam Devrimi sürecinde İran’dan Irak’a giden İran Kürtlerinden bir ailenin dönüş hikayesini anlattı. Mandoo çok sayıda festivalde gösterim şansı buldu, ödüller aldı. Film 2017’de İran’da Farsça altyazıyla gösterime de girdi. 2023’te çektiği The Taste of water belgeselinde filminde İran’da kuruyan Urmiye Gölü’nün Azerbaycan Türkleri ve Kürtler üzerindeki etkilerini ve farklı baş etme yöntemlerine odaklandı. 2024 yapımı Sakar filminde Irak sınırındaki İran’ın Serdeşt kentinde bomba bulan iki gencin yaşadıklarına odaklandı.
1973 doğumlu Hiwa Aminnejad, 1973'te İran’ın Kürt şehri Bane doğumlu. İran’da yaygın sinema eğitimi veren Gençler Sinema Derneği’nde sinema eğitimi aldı. İran Kürtleri'nin günlük yaşamından, geleneklerinden, bölgede yaşanan çatışmalardan, coğrafyanın etkilerinden meydana gelen bir sinema anlayışı olduğunu savunuyor. Çektiği yedi kısa film birçok festivalde gösterildi ve birçok ödül aldı. Light on This Match, İsfahan Uluslararası Gençlik Filmleri Festivali’nde En İyi Görüntü ödülünü kazandı. Saddam Hüseyin devrildikten sonra Irak’ın Kürt bölgesindeki yaşamdan kesitler sunan Hennabadan e dictator (2005) ve Four Prayers for Kirkuk (2007) filmleri Londra Kürt Film Festivali’nde gösterildi. 2015’te çektiği ilk uzun metraj filmi Farewell Analog'ta İran’ın dağ sırtlarındaki bir Kürt köyünde meraklı biri köyün yerel hayatını ve yaşam kültürünü kameraya almaya çalışır. Bölgenin eski bir halk türkücüsü ise projeye dahil olmak istemez. Hiwa Aminnejad Senendec kentindeki sinema derneğinde yönetmenlik dersleri de verdi.
Senendec doğumlu Cemîl Mefaxirî’nin (Jamil Mafakheri) 2017’de çektiği I Had Seeded Pomegranate for You filminde; oğlunun Sirwan Nehri'nde boğulmasından sonra yalnızlığı seçmiş bir adamın zamanla bakış açısını değiştirip nehre bir köprü yapma hikayesini anlatır.
Parniya Kazemipoor’un 2019’da çektiği Borva, İran sinemasında yaygın olan çocuk hikayesine Kürtçe bir katkı yapıyor. Köydeki okul kapanınca yeni okula gitmek için nehri geçmesi gereken Bahman suda korkan ve yüzme bilmeyen 8 yaşında bir çocuktur.
Aslen Halepçeli olan Shahram Maslakhi 1986 Tahran doğumlu. Birkaç televizyon belgeselinden sonra ilk uzun metraj filmi olan Burning Nests'i 2012’de çekti. Annesi Halepçe’de ölen bir çocuğun hikayesini anlattı. 2013 yapımı Lovers Die Standing filminde İran-Irak savaşında hayatını kurtaran “ıraklı bir askeri bulmak için Irak’a giden İranlı bir gazetecinin yaşadıklarına odaklandı. Film Kürtçe ve Farsça dillerindeydi. 2023 yapımı filmi White Collars Farsça bir ticari sinema örneğiydi.
Nima Yar'ın yönettiği 2018 yapımı Kajal, sık tekrar eden bir tema olan sınır kaçakçılığı üstüne. Fakat bu kez sınır kaçakçılığı yapan bir kadın. Tahran’da üniversite öğrencisi bir kadının abisi ölünce İran'ın Kürdistan eyaletine dönüp ailesine bakmak için ağabeyinin bıraktığı yerden kaçak malları sırtlayıp sınır kaçakçılığına başlamasını anlatıyor. İyi bir görüntü yönetmenliğiyle çekilen film Cannes’in market bölümünde görücüye çıktı.
Kürt yönetmen Arsalan Amiri’nin çektiği 2021 yapımı Zalava Kürt köyünde 1978’de geçen bir korku atmosferi kurmasıyla oldukça orijinal bir yapım. Çoğunluğu Farsça olan film hibrit dilli filmlerden biri.
Son uzun metraj Kürt filmlerinden biri, daha önce 8 kısa film 4 belgesel çekmiş olan Senendec doğumlu Moshfegh Shojaei’in (Müşfik Şocayi) uzun metraj filmi 2024 yapımı Migration. Filmde; ülkeden bir tarım ilaçlama uçağıyla kaçmaya çalışan bir adamın yaşadıkları anlatılıyor.
İran’da gelişen Kürt sineması, 2000’lerin ilk yarısında özelikle Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin ekonomik imkanlarıyla ortak hikayeler üstünde dururken günümüzde daha çok İran merkezli hikayelere odaklanmış halde yoluna devam ediyor. Halepçe Katliamı, sınır kaçakçılığının insan üzerindeki etkileri, gelenekler ve feodalitenin kadınlar üzerindeki etkileri gibi temalar sık tekrar ederken son yıllarda konu çeperinin daha fazla çeşitlendiğini söylemek mümkündür. İran’ın Kürt sinemacıları İran sinema sektörü içinde Kürtçe olmayan filmlerle de üretim yaptıkları için Kürt yönetmenlerin Farsça filmlerin de sayısının fazla olduğunu söyleyebiliriz.
(RO / AB)






