Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yüksel Taşkın’ın İran’da geçen hafta yapılan seçimlerden yola çıkarak yaptığı analizi iki bölüm halinde yayınlıyoruz. Birinci bölümü okumak için tıklayın.
Laricani Kliği
En son Meclis seçimlerinde öne çıkan Ali Laricani ve Tahran Belediye Başkanı Muhammed Bekir Galibaf’ın Geleneksel Sağ’a yakın isimler olduklarının altı çizilmeli. Yine de Laricani’nin, Hamaney kuşağına göre daha pragmatik tavırlar takınabilen, zamana ve zemine göre hareket edebilen ve kendisine yakın kişilerden oluşan nispeten özerk bir kliğin lideri olduğunu da vurgulamalıyız.
Laricani, anımsanacağı gibi, İran’ın nükleer enerji konusundaki müzakerelerini yürütordu ve Ahmedinejad’a göre da ılımlı bir tavrı olduğu için istifa etmek zorunda kalmıştı. Geleneksel Şii Uleması’nın en önemli merkezlerinden olan Kum Kenti’nden, yüzde 76 oyla seçilmesi de, Devrim sonrası Devlet’e el koyan din adamlarının Ahmedinejad’la aralarının daha da açıldığını gösteriyor. Böylece, Geleneksel Sağ’ın daha ilk turda 80’e yakın vekil seçtirdiği ve zaman zaman Reformcularla ittifaka giderek, Ahmedinejad’ı ciddi biçimde zorlayabileceği anlaşılıyor.
Rafsancani ve Pragmatik Sağ
Tam da bu noktada İran’ın son yirmi yılına damgasını vurmuş bir isimden, “dokuz canlı” Eski Cumhurbaşkanı Haşemi Rafsancani’den bahsetmemiz gerekiyor. Rafsancani, Reformcularla Laricani yanlılarına eşit mesafede ve ciddi bir taraftar kitlesine sahip. Ahmedinejad’ın Cumhurbaşkanı seçildiği 2005’de, Rafsancani de ikinci tura kalmıştı. Rafsancani taraftarları için Pragmatik Sağ, Modern Sağ veya Ilımlı Muhafazakar gibi değişik tanımlamalar kullanılıyor.
İran’ın karmaşık seçim sisteminde en fazla güce sahip Ruhani Önder’i seçme hakkı, Uzmanlar Meclisi adıyla bilinen ve üyeleri sekiz yılda bir popüler oyla seçilen din adamlarından oluşan kilit bir kuruma ait. Ruhani Önderi görevden alma yetkisine de sahip olan Uzmanlar Meclisi’nın en son Aralık 2006’da yapılan seçimlerinde Rafsancani yanlıları ciddi ağırlık kazandılar. Eğer Hamaney’in yerine Rafsancani yanlısı bir Ruhani Önder seçilebilirse, bu sistemde domino taşı etkisi yapacak ve aşılamaz sanılan Muhafazakar kaleleri birer birer düşürebilecektir. Ama bu gelişme, Reformcular için açık bir zafer olmaktan çok, asıl güçlerini iki uzlaşmaz kanadın (Muhafazakar ve Reformcu) ‘artılarını’ temsil ettikleri iddiasından ve yumuşak bir geçiş yapabilecekleri vaatlerinden alan Pragmatik Muhafazakarların başarı hanesine yazılacaktır.
Rafsancani’nin teknokratik-iktisadi rasyonaliteyi ve bunların kaçınılmaz sonucu görülen Neo-Liberal reformları sahiplenen çizgisi, dünya siyasetinde de güçlülerle çatışmama şiarını öne çıkarıyor. Küreselleşme süreciyle uyumlu bir Pragmatik Muhafazakarlığı en fazla destekleyenlerin, özellikle sanayiciler, üst düzey yöneticiler gibi oldukça varlıklı kesimler olması da çelişkili olmasa gerek. Bu kesimler Rafsancani’nin, İran’ın dünyayla- özellikle ABD’yle-olan sorunlarını çözme ve ülkeyi yükselişte olan küreselleşme trendlerine entegre etme vaadlerinden etkileniyorlar.
Değişimi Muhafazakar Klikler Başlatabilir
Son dönemde Laricani yanlılarıyla Rafsancani kliği arasında bir yakınlaşma yaşandığının da altını çizmeliyiz. Belki de İran’da değişimi, pek çok çevrenin sandığı gibi Reformcular değil de, Muhafazakar klikler başlatacak. Ama değişim bir kez başladığında; en azından Hatemi’nin istediği gibi, İran halkı, bir hükümeti beğenmiyorsa onu zora başvurmadan değiştirebilme hakkına sahip olduğunda, neler yaşanacağını şimdiden kestirmek güç görünüyor. Adil bir seçimin asıl galibinin –şimdilik-Reformcular olacağının altını çizmeliyiz.
Reformcular
Hatemi Çizgisindeki Reformculardan daha ılımlılar, bir önceki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine de katılan; daha önceki Meclis’te Başkanlık yapan Mehdi Kerrubi’nin liderliğindeki İtimat-ı Milli Partisi etrafında örgütlüler. Bu kesim, Aralık 2006’daki Yerel Seçimlerde Rafsancani Çizgisi’nin adaylarını destekledi ve bu adaylar seçimlerde büyük başarı kazandılar.
Reformcu Geleneğin daha radikal sol unsurları, Muhammed Hatemi’nin kardeşi Rıza Hatemi’nin İran Katılım Cephesi etrafında partileşmiş durumda. Katılım Cephesi, Anayasa’nın mevcut haliyle korunmasıyla köklü reform yapılamayacağı konusunda olukça kararlı. En fazla adayları veto edilen kesimin bu Cephe olması da tesadüf değil. Gençlik ve Kadın Hareketleri içerisinde yoğun desteği olan Cephe’nin sahici bir partileşme sürecine girerek, orta-sınıfların altında kalan kesimlere ulaşabilme başarısını gösterebilmesi, geleceği açısından yaşamsal öneme sahip. Zira son seçimlerde popülizm kartını Ahmedinejad’a kaptırdıkları açık...
Siyasetin dinamizminden ürkerek yargıçlar devleti veya derin devlet pratiklerinden medet uman, halkının özgür iradesine ipotek koyan ve çoktan iflas etmiş İran Rejimi’nin yakın gelecekte kimler eliyle ve nasıl şekilleneceği, Türkiye ve Ortadoğu için son derece önemli. Bu ülkeyi sadece uluslararası ilişkiler prizmasına sıkışmadan izlemeye çalışmak, unutmamak bizler için ahlaki bir görev ve bunda da çok başarılı olduğumuz söylenemez... (YT/KM).
*Ara başlıkları bianet ekledi.