Amerikan ve İngiliz silahlı kuvvetleri Irak'ta bir savaşa hazırlanırken, giderek yaklaşan bu insan hakları felaketi çok az kişi tarafından fark ediliyor. Amerikalı yetkililer, savaş uçaklarının sivilleri hedef almayacağı sözü verseler de, birçok diğer tehlikeyi göz ardı ediyorlar.
Savaş karşıtları, Amerika'dan şüphe duyuyorlar. Ama yanlış sebeplerden dolayı. Irak'taki sivillerin karşılaşacağı en büyük tehlike Amerikan bombaları değil. Batı savaş teknolojisi Vietnam Savaşı'ndan beri çok gelişti. Amerikan uçakları büyük ihtimalle köylere yakıt dökmeyecek, Turuncu Ajan boşaltmayacak, veya kalabalık semtleri bombalamayacak.
Bunların yerine, asıl tehlike, çatışmanın tetikleyeceği zincirleme olaylarda gizli.
30 bin Şii öldürülmüştü
Savaş başladığında, Irak'taki silahlı kuvvetler, ülkenin güneyindeki Şii topluluğunun ayaklanması halinde, saldırıya geçecektir. On binlerce sivil bu çapraz ateşte hayatını yitirebilir.
1991 yılında, Kuveyt'te konuşlanmış Amerikan güçleri Şiileri isyana teşvik ettiğinde böyle bir olay yaşanmıştı. Iraklı askerler, çoğu Şii olmak üzere yaklaşık 30,000 kişiyi öldürmüş, Amerikan ordusu da, Şiilere herhangi bir yardımda bulunmamıştı.
Irak'ın kuzeyindeki Kürtler de aynı derecede tehlike altında. Amerikalı ve İngiliz savaş uçaklarının da yardımıyla milisler özerk bir bölge oluşturdular. Irak'taki kara ordusu ise, Batılı güçlerin tepkisinden korktukları için bu bölgeyi işgal etmediler.
Ölüm ve evsizlik
Ancak büyük bir savaşın çıkması halinde, Iraklı askerlerin bu bölgeye girmeleri ve masum insanlara zarar vermeleri çok muhtemeldir. 1991 yılında, yaklaşık 100,000 Kürt evini terk etmiş ve zorlu, sarp arazide çok büyük sıkıntılar yaşamıştı.
Uzun süren Irak bombardımanı, elektrik, su, ulaşım, ve gıda dağıtım ağları gibi hayati önem taşıyan altyapı tesislerine de büyük zarar verecektir. Irak halkının günlük yaşamı büyük ölçüde hükümet hizmetlerine bağlıdır. Bir savaş durumunda bu hizmetlerin duracağı kesindir.
Birleşmiş Milletler ve Dünya Sağlık Örgütü yetkilileri bu tehlikelerin farkında. Bu yetkililer, geçen hafta İngiliz Radyo ve Televizyon Kurumu'na sızdırılan bir raporda, Amerika'nın Irak'a karşı bir müdahalesinde 500,000 Iraklının hayatını yitireceğini, ya da yaralanacağını, ve yaklaşık 3 milyon Iraklının evlerini terk etmek zorunda kalacağını belirtmişlerdi. Rapora göre, evini terk edenlerin üçte biri sınır ötesi ülkelere göç edecek, geriye kalanı ise, Irak topraklarında dolanıp duracaklar.
Misillemeye karşı önlem yok
Umuyoruz ki Amerikalı askeri yetkililer tüm bu tehlikeleri göz önünde bulundurarak en kötü senaryo için hazırlık yapıyorlar. Ancak geçmişte yaşananlar endişelenmemize neden oluyor.
1999 yılında, Amerika savaş uçakları Yugoslavya Başkanı Slobodan Miloseviç'in güçlerine karşı saldırıya geçtiklerinde ben Kosova'nın Arnavutluk sınırındaydım. Human Rights Watch (İnsan Hakları Gözetimi) için düzinelerce Kosovalı göçmenle röportaj yaparken öğrendim ki Amerikalı pilotlar sivilleri vurmamak için çok içten bir çaba harcıyorlardı.
Ancak Amerikalı güçler, Kosovalıları Sırpların misillemelerine karşı korumak için hiçbir şey yapmıyorlardı. Geçerli bir koruma planı çerçevesinde Amerikan paraşütçü askerler Kosova'ya inebilirdi.
Sırp askerleri 10 bin Kosovalı öldürdü
Ancak bu da, kara çatışmalarında can kaybını göze almayı gerektirirdi. Clinton yönetimi bu riski almamaya karar verdi. Amerikan yönetimi, Miloseviç rejimini cezalandırmaya kararlıydı, ancak bunun için Amerikalı askerlerin hayatlarını tehlikeye atmak istemiyordu.
Sonuç olarak, yaklaşık 10,000 Kosovalı Sırp askerlerce öldürüldü ve 800,000'den fazla Kosovalı da sınır ötesi ülkelere kaçmak zorunda kaldı.
Sırp askerler, Amerikan uçakları ve CNN kameralarının burnunun dibinde, Kosovalılara tecavüz etti, işkence yaptı, küçük çaplı katliamlar gerçekleştirdi ve zorla yürüyüşler yaptırdı.
Mültecilere yardım
Tüm bunlara bir de hakaret eklercesine, Amerika'nın mültecilere yardım için hiçbir hazırlık yapmadığını öğrendim. Mülteciler, yiyecek, su ve gerekli ilaçlardan mahrum halde Arnavutluk sınırına akın ettiler. Gerekli tesisleri kurmak haftalar aldı.
Belki Pentagon Kosova'daki hatalarından ders almış ve savaş başladığında Irak'taki sivilleri korumak için kapsamlı bir plan hazırlamıştır.
Kürtle ve Şiilerin Amerika'da oy hakkı yok
Irak'taki Şiiler ve Kürtlerin Amerika'da oy hakkı yok. Amerika'daki siyasi partilere de herhangi bir katkıda bulunamazlar. Amerikan siyasi sisteminde hiçbir temsilleri yokken seslerini duyurmaları çok zor.
Hatırlayın ki, bundan önceki bazı Amerikan yönetimleri, uluslararası ambargolarla Irak'taki sağlık kurumlarını yok etmeye çok istekliydi. Bu, siviller için yıkıcı olurdu.
Medyaya göre saldırı Şubatta
Medya'da yer alan haberler, Amerika'nın gelecek ay Irak'a saldıracağını öngörüyor. Bu arada, ilgili tüm kurumlar bir fark yaratmak için çaba gösterebilir, ve göstermelidirler de.
Amerikan askeri planları hakkında ayrıntılı sorular sormalı, savaşa desteğin ancak sivilleri koruyacak geçerli bir planın varlığıyla mümkün olacağını ısrarla belirtmelidirler.
Ufukta bir felaket görünüyor, ancak bu felaketin en kötü etkileri doğru dürüst bir planlamayla hafifletilebilir.(JR/EA/NM)