"Yaygın medya ve alternatif medya arasında bir asimetri var ama bunun açıklaması birinin güçlü diğerinin zayıf olduğu tespitini yapmakla bitmiyor. Bu asimetri birinin savunduğu davanın daha fazla insan tarafından benimsenmesinden, diğerinin toplumsal mücadelesinin daha zayıf olmasından kaynaklanıyor. Toplumsal muhalefet güçlendikçe bağımsız medya, ana akım medya olacak."
Alternatif küreselleşme hareketi denilince Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) akla gelen ilk isimlerden biri olan Michael Albert'la yaptığım söyleşinin ardından aklımda en çok bunun kaldığına kani oluyorum.
Bir de benim için imzaladığı kitabı ve söyleşi için aldığım randevu saatinin gelmesini beklerken organizatörlerden biriyle sohbetimiz var...
Olabildiğince insana ulaşmak
Organizatör bana Albert'ın kahvaltıyla durduğunu anlatıyor. Bunu konuştuğumuzda saat 18:00. Albert, muhtemelen 10 saattir bir şey yememiş. Neden peki? Organizatör diyor ki:
"Seminerlerin dışında kalan zamanda medya mülakatları yapıyor. Bir saati yemek yemeye ayırmaktansa iki mülakat fazla yapabileceğini hesaplıyor. Olabildiğince çok insanla konuşmak, derdini mümkün olduğunca çok anlatmak istiyor. İşini böylesi bir tutkuyla yapması bana çok umut verdi. İstanbul'u gezdirmeyi teklif ettim örneğin, bunun için gelmediğini söyledi."
Yeni baştan hepsini gözden geçirerek kitabı açıyorum: "Kapitalizmin Ötesinde Yaşam; Umudu Gerçeğe Dönüştürmek". Kitabın ilk sayfasında şunlar yazıyor: "Söyleşi için teşekkür ederim. Medya çalışmalarında başarılar. Mücadeleye devam..."
Söyleşi başlarken
Boğaziçi Üniversitesi'ndeki seminerin ardından yine üniversitedeki -öğrencilerin deyimiyle- "Saatli Bina"ya geçiyoruz. Söyleşi saatim geldiğinde organizatörler bizi yalnız bırakıyor. Başlamadan önce Albert soruyor: "Belim biraz rahatsız bu yüzden arada ayağa kalkabilirim, dikkatiniz dağılmaz değil mi?" Benim için sakıncası yok.
Kayıt cihazının kayıt ettiğinden emin olmaya çalışıyorum. Çabamı Albert'a anlatıyorum.
"Tabii ki. Söyleşinin ardından elinizde bir şey olmadığını fark etmeniz hoş olmaz."
Gülümsüyorum.
Ve söyleşi...
Herkes Albert'la "Katılımcı Ekonomi" konuşuyor. Ama ben ZNet'i ve alternatif medyanın rolünü merak ediyorum.
İki maddede özetliyor:
- Gerçeği anlatmak. Sadece zengin ve güçlü olanların değil herkesin çıkarları için mücadele etmek. Değişim için gerekli vizyonu ve bilgiyi üretmek. İnsanlar arasında iletişim kurmak.
- "Katılımcı Ekonomi"nin ne olduğuna kendisi bir örnek oluşturmak. İç yapısını kapitalist bir şirket gibi değil de, demokratik ve katılıma izin vererek kurgulamak. Böylece bunu gören insanların "Sevdim, benimsiyorum, uygulayacağım" demesini sağlamak.
"Ana akım medya bir şirkettir. Sahibi vardır, karar alma hiyerarşisi mevcuttur. Güç en tepedekilerde toplanmıştır ve benzeri... Kendisine alternatif diyen bazı medya da benzer bir oluşumda. Böyle bir oluşum içinde gerçekten iyi bir iş yapamazsınız. Çünkü iyi bir iş yapması demek kendi çıkarlarına ters düşmesi demektir."
Araya giriyorum. bianet'i anlatıyorum. Editörlerin ve yayın yönetmeninin üç aylık periyotlarla yer değiştirdiğinden bahsediyorum. Çünkü Albert seminerde işbölümünün insanları köreltmesini anlatıyordu.
Yorum yapıyor:
"Bu yeterli değil. Örneğin editörlerin yine belirli periyotlarla temizlik işlerini de üstlenmesi gerekiyor. Temizlik görevlisi de editör olmalı. Ben tam olarak bundan bahsediyorum. ZNet'te biz bunu yapıyoruz."
Toplumsal mücadelenin parçası olarak "medya"
"Alternatif medyanın rolü yine aynı aslında: İnsanlara gerçeği söylemek. Eleştriye devam etmek gerek. Problemli yerleri gösterip, örtülü gerçeklerin üzerini açıp böylece insanların bunu çözmesine yardımcı olmak..."
Peki bağımsız medyada yer alması -politik geçmişiyle beraber düşünüldüğünde- ne anlama geliyordu. Albert, üniversite yıllarından itibaren çeşitli toplumsal muhalefet hareketleri arasında yer almıştı...
"Okulda fizik eğitimi alıyordum. Fizikte de gayet iyiydim. Ama toplumda bir şeyler olmaya başlamıştı. Bunu gördükçe anaakımda yer almak istemediğime karar verdim. Toplumsal mücadelenin parçası olmak istedim. Yaptığım iş 'devrimcilik' olarak adlandırıldı."
Ya ZNet...
"Mücadele ederken yaptığımız işlerden bir tanesi yayınevi kurmaktı. Daha sonra yayınevi, bahsettiğim örnek model olacak, sosyal değişim için gerekli bilgiyi üretecek bir kuruma evrildi. Henüz ortada 'katılımcı ekonomi' kavramı yokken biz bunu uygulamaya başladık. Yazılar arkadan geldi. Deneyimlerimizden yola çıkarak yazdık."
Yaygın medyada gazeteciler
Albert yaptıkları işe yaygın medyada daha önce çalışmış gazetecilerin uyum sağlayamadığını ifade ediyor: "Onları dönüştürmek zor."
Ama neden?
"Genel olarak yaygın medyada yükselmek için adaletsizliğe karşı kör olmak gerek. Dünyada ve toplumda neler olduğuna kendini kapatmalı ve görmezden gelmelisin. Yaptıkları saçmalığın, saçma olmadığına inanmaları gerekiyor. Eleştirel düşünme yeteneklerini kaybediyorlar."
İşte bu yüzden ZNet'te dünyanın çeşitli yerlerinden aktivist kimliği olan yazarlarla çalışıyorlar.
"Z Medya Enstitüsü'nde yazları medya ve aktivist olma eğitimleri veriyoruz. Çok seyrek olarak yaygın medyadan katılanlar oluyor. Bu eğitimler onlar için oldukça travmatik..."
Peki sermayeye karşı çıkarak medya faaliyetlerini sürdürmek nasıl oluyor?
"Çoğunlukla bağış alıyoruz, destek veren kurumlar da var ama bunlar azınlıkta kalıyor. ZNet'te bu bağlamda yeni bir uygulama başlattık. Bağış yapanların elektronik postalarına sitedeki yorumları gönderiyoruz. Çoğu zaman İnternet sitesi kâr getirmez ve kurumlar diğer medya kanallarından elde ettikleriyle sitenin devamlılığını sağlar. Bizde tam tersi..."
Asimetri: Yaygın medya - Alternatif medya
Albert diyor ki; toplumsal hareket güçlendikçe bir gün alternatif medya yaygınlaşacak, toplumdaki muhalif fikir ve insan odağı güçlendikçe alternatif medya da onunla birlikte güçlenecek.
Yani asimetri hep böyle sürmeyecek...
"Örneğin Venezüella'da hâlâ Chavez'in politik duruşunu eleştiren gazeteler var. Çünkü bunlar zenginlerin elinde ve Chavez'in politikaları zenginlerin çıkarlarına ters düşüyor. Ama alternatif medya da güçlü. Bu da artık kaynak bulabilmelerinden kaynaklanıyor. Bu medyanın yapısı daha önce anlattığım gibi. İnsanlardan yana haber yapıyor, sadece Chavez'den yana da değil."
İnsanlar "aptal" değil
Fark ne? Örneğin seçimleri yaygın medya nasıl yansıtıyor, alternatif medya nasıl?
"Mesela yaygın medya Hillary Clinton'la ilgili haberleri, giyimini eleştirerek aktarıyor ya da sadece zengin ve güçlülerin çıkarları bağlamında. Oysa alternatif medya Clinton'ın bir sözünü araştırıyor; 'Bunu dedi ama geçmişte şunları yapmıştı' diyerek açıyor."
Albert'a göre en önemli farklardan biri de yaygın medyanın halkın yüzde 80'ine "aptal" muamelesi yapması. Bağımsız medyaysa iletişime ve çözümlere odaklanıyor.
"Irak'a İran'dan silah gittiğinde ABD'deki yaygın medya ayaklanıyor. Agresif bir dille eleştiriyor. Çünkü onlar Irak'ı ABD'ye ait görüyor ve sanki silahlar Washington'da bulunmuş gibi davranıyor. Öyle ya Irak petrolü ABD'ye ait!! Bağımsız bir medya herkes için aynı standartları kullanmalı. İşgal kötüyse bu dünya üzerindeki her ülke için kötü." (GG/TK)