"İnsan hakları savunuculuğu ile belgesel sinemacılık birbiriyle oldukça yakından ilişkili iki alan. Her ikisi de bakışını/dikkatini gerçekliğe yöneltmekte ve olmakta olanın yalın ve doğrudan aktarımını yapmakta. Kesişim noktaları ise toplumsal gerçeklik. Maalesef ülkemizde her iki alanda da gerçekleştirilen çalışma ve üretimlere yeterince ilgi ve saygı gösterilmemekte. Bu nedenle de insan hakları haftası vesilesiyle 'belgesel film günleri' yaparak, hem toplumsal hayatımızın sorunlu alanlarına dikkat çekmek hem de sanatçının emek ve üretimini izleyiciyle buluşturmak bizlere anlamlı ve çekici göründü."
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) tarafından İzmir'de düzenlenen 7. İnsan Hakları Belgesel Film Günleri'nin basın bülteninden aktardığım şekilde 8-11 Aralık tarihlerinde İzmir Alsancak'ta belgesel sanatıyla iç içe olma şansını yakalamış bulunuyoruz.
Ege Üniversitesi İletişim Çalışmaları Topluluğunca özveriyle hazırlanmış programda, hem Türkiye'den hem gezegenin muhtelif köşelerinden eserler seyirciyle buluşacak. Son yıllarda etkinliğin organizatörlerinden değerli desteğini esirgemeyen Fransız Kültür Merkezi'nde yapılacak gösterimler yine ücretsiz.
Belgesel günlerinde eseri yer alan yönetmenler arasında Onur Bakır, Çiğdem Mazlum, Sertaç Yıldız, Mustafa Ünlü ve Onur Öncü gösterimlerden sonra izleyicilerle söyleşi yapacaklar. Bu fırsatları bilhassa kaçırmamanızı tavsiye ederim.
Hazır Ol!
Uluslararası prömiyerini geçenlerde, dünyanın en köklü belgesel festivallerinden Almanya'daki DOK Leipzig'de yapan Hazır Ol!, yıllar boyunca Türkiye'de tabu olan askerlik konusunu kurcalıyor. Yönetmenliği filmin esas kahramanı Onur Bakır ve Panagiotis Charamis tarafından paylaşılan 52 dakikalık eser, Türkiye'de pek tercih edilmeyen ironik dili kullanarak mesajını başarıyla aktarıyor.
Ailesini ve yakınlarını filme dahil eden Bakır, askerliğin temsil ettiği çeşitli değerleri tartıyor, birbirinden çok farklı bakış açısını değerlendirerek ortaya üzerinde düşünülecek bir yapım çıkartıyor. Vicdani ret, bedelli askerlik, kışla hayatı gibi konuları masaya yatırırken, filmde neyin etik, neyin politik olduğu konusunda da beyin jimnastiği olanağı sağlanmış.
Kara Atlas
Dünyanın birçok ülkesinde çağdışı damgasını yemiş kömür kullanımı Türkiye'de nedense artmakta. Memlekette kömürle çalışan 21 termik santral işler durumdayken 2016 yılına, yapılması planlanan 70'ten fazla santral projesi ile girmiş vaziyetteydik.
Yönetmenliğini Umut Vedat'ın yaptığı Kara Atlas belgeseli Yırca'dan Şırnak'a, mevcut ve yapılması planlanan santrallere karşı mücadelenin haritasını çıkarıyor. Temel hakkımız olan yaşam alanlarımızı savunmak ve geri almak için sürdürülen direniş tüm gücüyle devam ediyor.
Ardından epey zaman geçmiş olmasına rağmen acıları hala taptaze olan Soma maden faciası hakkındaki Son Nefes, İnsan Hakları Belgesel Günlerinin programında yer alan bir diğer yapım. Yönetmen hanesinde Ömer Akbaş'ı gördüğümüz 41 dakikalık belgeselde katliam gibi kazadan 336 gün sonra başlayacak olan mahkemeye yumruklarını sıkarak yürüyen, hak ve adalet arayışı içindeki madenci yakınlarını takip ediyoruz. Eşlerini kaybetmiş kadınlar bu mücadeleyi omuzlarında yükseltiyorlar. Dertleri "bundan sonra iş kazalarının olmaması" ve "sorumlulardan hesap sormak".
Tribünler'in Sesi
Barış isteyen ve "çocuklar ölmesin" diyen ve bu söylemlerle çeşitli cezalara çarptırılan Amedspor'un ve tribün dayanışmasının belgeseli. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de sportmenliğin bir tarafa bırakılarak, ayrımcı, ırkçı ve milliyetçi güruhların deşarj olması için kullanılmaya başlanan stadyumlar çirkinleşmeye devam ediyor. Yönetmen Onur Öncü siyasetçiler tarafından da fazlasıyla sömürülen bu durumu gözler önüne sererken, gemlenemeyen maço enerjinin futbol aracılığıyla insanlık dışına nasıl çıkabildiği konusunda da bizi ikna ediyor.
Türkiye'nin yedi bölgesine yayılmış olan acıların, "anne" mücadelesinin, askerde öldürülen Sevag'ın, Gezi'de Ali İsmail'in, alanlarda Cumartesi Anneleri'nin, sınırlarda Roboski'nin, madenlerde yitip giden Soma'nın, çocuklarının bir gün geleceği umuduyla barışı bekleyen Diyarbakırlı Barış Anneleri'nin, Karadeniz'de şair ceketli çocuk Kazım Koyuncu'nun hayata yazdığı mücadele dolu şarkıların, yüreğimizde hala sönmeyen ve kor bir ateş olan Sivas'ta yanarak ölen Yasemin ve Asuman'ın Ankara'ya uzanan ortak hikayelerinin belgeseli. Yönetmenliği Ufuk Erden tarafından gerçekleştirilmiş O'nsuz adlı yapımın süresi 64 dakika.
Etkinliğin programı için tıklayın. (MT/ÇT)