İnsan hakları kavramlarını toplumun gündemine daha fazla taşımak için yol ve yöntemler bulmalıyız.
10 Aralık İnsan Hakları Günü etkinlikleri kapsamında bu hafta çeşitli etkinliklere katılma imkânım oldu. Hem İnsan Hakları Derneği (İHD) Aydın Şubemizin düzenlediği panelde hem de Kafkas Dernekleri Federasyonu’nun (KAFFED) konferansında ortak bir soru gündeme geldi: İnsan hakları, demokrasi, barış vb. kavramlar toplumun gündeminde hak ettiği kadar yer buluyor mu? Kendi yanıtıma geçmeden önce Google arama motorunun verilerine bakalım.
Toplumun gündeminde insan hakları yok
Google, geçen hafta 2024’te en fazla aranan kavramları yayınladı. Google verilerine göre, Türkiye’de en çok arananlar şu şekilde sıralanıyor: Euro 2024, Narin, Türkiye Maçı, Osimhen, Olimpiyatlar.
Bunun yanı sıra Google, genel aramalara ek olarak “aranan isimler”, “kaybettiklerimiz” ve “tarifler” gibi kategorilerde de veriler sunuyor. Aranan isimlerde Osimhen ve Merih Demiral öne çıkarken, kaybettiklerimizde Narin, tariflerde ise Dubai dikkat çekiyor.
Bu arama listesine baktığımızda, toplumun genelinin -en azından internet kullanımı açısından- gündeminde insan hakları, demokrasi ve barışın yer aldığını söylemek zor.
Bu listede, herkesin yüreği ağzında beklediği ancak ölüm haberini aldığımız Narin cinayeti, insan haklarıyla doğrudan ilgilidir. Elbette, listedeki diğer kavramlar da insan haklarıyla ilgilidir. Örneğin, Euro2024 bağlamında sporda ayrımcılık gibi konular hakkında da aramalar yapılmış olabilir. Ancak listeye ilk bakıldığında, insan hakları sorunlarının gündemde yeterince yer almadığı görülüyor.
İhlaller yeterince gündem olmuyor
Dahası, ekonomik olarak hemen herkesi etkileyen yüksek enflasyon, alım gücünün azalması, işsizlik de yer almıyor. Benzer şekilde, eğitim, sağlık, barınma vb. temel alanlardaki sorunlar da Google arama listesinde yeterince üstlerde almıyor. Erkekler tarafından öldürülen kadınların sayısı Ekim’de 49, Kasım’da 32 olmasına rağmen Google arama listesinde yer almıyor. 1 Ekim’deki tokalaşmanın ardından yeşeren barış umutlarına karşın atanan kayyımlar ve sonrasındaki ihlaller de gündeme girmedi.
Maalesef, Orta Doğu’daki ihlaller bakımından benzeri bir durum var. 45 binden fazla sivilin öldürüldüğü, daha fazlasının yaralandığı, birçok temel insan hakkının ihlal edildiği Gazze de aramalarda trend olmamış. Her koşul altında mutlak korunması gereken yaşam hakkının ihlali olan İran’daki ölüm cezaları da listede yer almıyor.
Arama listesine girmeyen diğer konular arasında Türkiye’de işçi ölümleri yer alıyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerine göre, Kasım ayında 164, yılın ilk on bir ayında en az 1708 işçinin yaşamını yitirdi. Kürtçeye yönelik baskılar da gündemde yeterince yer bulamadı. İHD olarak derlediğimiz verilere göre, 2024’ün ilk on ayı içinde Batman, İzmir, Urfa, Mardin, Diyarbakır, Şırnak, Antalya, Mersin, Ağrı, Siirt, İstanbul, Hakkâri, Osmaniye, Balıkesir illerinde Kürtçe şarkı eşliğinde halay çeken, toplam 375 kişi gözaltına alınmış ve gözaltına alınanlardan 47’si tutuklanmıştır. Maalesef, dil ve kültür politikaları Kürtçenin yanı sıra diğer Çerkes, Ermeni, Arap dili ve kültürü bakımından da olumlu koşullar yaratmıyor.
Google aramalarının küresel trendi farklı mı?
Maalesef hayır. Küresel arama trendinin ilk üç sırasında spor turnuvaları yer alıyor: 2024 Copa América, Euro2024, 2024 Kriket T20 Büyük Erkekler Dünya Kupası. Görünen o ki, spor aramaları hem Türkiye’de hem de küresel düzeyde trendleri belirliyor.
Küresel düzeyde öne çıkan diğer arama terimleri arasında ABD seçimleri, aşırı ısınma ve Olimpiyatlar yer alıyor. ABD seçimleri, demokrasiyle ilgiliyken; aşırı ısınma ise iklim krizi başta olmak üzere pek çok insan hakları sorununu gündeme taşıyor.
Kutuplaşma
Arama motorlarında durum böyleyken, ABD’nin önde gelen sözlüğü Merriam-Webster, arama yoğunluğuna göre 2024’ün kelimesini “kutuplaşma” olarak açıkladı. Sözlüğün açıklamasına göre, ABD’deki seçimler öncesindeki propaganda döneminde Amerikalılar, hem kendi ülkelerindeki hem de dünya genelindeki karmaşık durumu daha iyi anlamaya çalıştıkları için bu kavrama yoğun ilgi gösterdi.
Dünya nüfusunun yüzde 60’ının sandık başına gittiği 2024’te, politik söylem düzeyinde dünyanın daha da kutuplaştığı aşikâr. Buna ek olarak, savaşlar ve silahlı çatışmalar da kutuplaşmayı derinleştiriyor. Benzer şekilde, özellikle mültecilere yönelen yabancı düşmanlığı da toplumdaki kutuplaşmayı artırıyor.
Peki, insan hakları neden yeterince gündem olamıyor?
Google aramalarının ortaya koyduğu sonuçların aksine, insan hakları kavramlarının toplumda hala gündem olduğu kanaatindeyim.
İnsan hakları prensiplerinin gündemleşmesi, bu alana yönelik yaklaşımla doğrudan ilgili. Bu bağlamda, insan hakları savunucularının baskı görmeyip korunması, ifade özgürlüğünün güvence altına alınması büyük önem taşıyor.
Basın toplantısı, yazı, kitap, rapor, miting gibi etkinliklerle görüşünü açıklayanların baskıya uğramayacaklarını bilmeleri, insan hakları kavramlarının yaygınlaşmasına katkı sağlar. İnsan hakları savunucuları, dünyanın her yerinde tüm risklere rağmen bu çalışmaları kararlılıkla sürdürüyor.
Elbette, 2024’ün sonuna yaklaştığımız bu günlerde, yılın çeşitli açılardan analiz ve değerlendirmesi yapılırken, insan hakları hareketi olarak bizim de mücadelemizi toplumun daha geniş kesimlerine ulaştırmanın yol ve yöntemleri üzerine kafa yormamız gerekiyor.
(Oİ/VC)