I. Sami Ulusal Kongresi / 1917
Sami Ulusal Kongresi ilk kez 6 - 9 Şubat 1917’de, Trondheim’da (Norveç) toplandı. Kongre ve onun yıldönümü Samilerin bir halk olarak ilk örgütlenme girişiminin sembolüdür. 6 Şubat ise, bu günü anımsamak için Sami Ulusal Günü olarak belirlenmiştir.
Kadınlar en öndeydi
Güneyli bir Sami kadın, ren geyiği yetiştiricisi ve ebe Elsa Laula Renberg, kongrenin merkezî figürüydü. Geleceğe ve Samilerin örgütlenmek, ortak bir amaç için çalışmak konusundaki becerilerine ve isteklerine inanıyordu. Modern dünyanın sunduğu olanaklara erişebilmemiz için, örneğin formel bir eğitim alıp bunu Samiler için olabilecek en iyi biçimde kullanabilmemiz için çabaladı. O sırada birileri, bizi neyin ayrıştıracağını düşünmekle meşgulken Elsa bizim bir halk olduğumuzu gördü.
Sami tarihi acılı anılarla ve güçlü kadınlarla doludur. 70’li yıllarda, büyüdüğüm yer olan Kautokeino’dayken Norveç ve dünya tarihine ilişkin çok şey öğrendik. Kendi tarihimizse bize yabancıydı. Kongremizin 100. Yılını, “Trondheim 2017”yi, geçmişimizi daha iyi öğrenip, bunu, bugünümüzü daha iyi anlamak için değerlendirebiliriz.
Dil hakkı
1917 kongresinin en önemli temalarından biri Samicede eğitimdi. Bu, o gün bugündür, önemli bir hukuksal ve politik konudur. Ayrıca pek çok ebeveyn için her gün başedilmesi gereken bir zorluktur. Herhangi bir sorunda çözümün kaçınılmaz olduğuna, Sami ebeveynlerin dil sorununun bir gün çözüleceğine inanması gibi inanmak, pek yapabileceğiniz bir şey değil. Çocukların yasal haklarını öğrenmiş ve bu olanağı kamusal olarak kullanabilmeleri için etkin bir tutum almış olmanız gerekir.
Sami Yasası’ndaki dil kuralları günlük değişikliklere uğrar. Bu nedenle ebeveynler karmaşadan aktif olarak kaçınıp çocukları için en iyisine odaklanmanın yollarını aramak zorunda kalırlar. Bu durumda söz konusu olan sorun, yalnızca yasal metinlerin ya da kanun hükmündeki paragrafların nasıl yazıldığı değildir. Asıl sorun, bu kanunların, Samilerin günlük hayatında sürekli olarak nasıl yorumlandıkları ve uygulandıklarıdır. Ben hem bir Sami politikacı hem de anne olarak şunu deneyimledim: Bir hakka yasal olarak sahip olunması, o hakkın tanındığı anlamına gelmez.
Ortak haklar ve çoğunluk toplumu
Benim, bir etnik topluluğun, bir azınlığın politik temsilci olarak, sayısal çoğunluğun gücünün sınırlandırılması için çalışmam şaşırtıcı olmamalı. Kanunlar hem bireysel hem de ortak hakları içermeli.
Tam da burada, eşit değerlendirme, eşitlik kazandırır, düşüncesiyle yetişmiş bir toplumla yüzyüze olmanın zorluğu çıkıyor karşımıza. Evrensel insan hakları gibi bireysel haklar, Norveç toplumunda önemli bir yere sahipken Sami halkı tarafından kabul görmüş haklar, toplumun geniş kesimi ve Norveçli politikacılar tarafından adeta kısıtlanıyor.
Bireyleri ve toplulukları, çoğunlukta olanın sınırsızlığına karşı koruyacak temel kurallar olmadıkça demokrasiden söz edemeyiz.
100 yıllık toprak hakkı
1917 kongresinin bir diğer ana teması, toprak hakkıydı. Samilerin, Norveç toplumunun konuya ilişkin merakına inat öne çıkan ortak talepleri, söz konusu toprak, su ve kaynak hakkıdır.
Fosen’deki güney Sami geyik yetiştiriciliğinin dev boyuttaki rüzgâr türbinleri yüzünden sona ermesi gerekiyorsa, insanlar değerli ren geyiği otlaklarında maden çıkarmaya zorlanıyorlarsa ya da Sami kıyılarındaki fiyordlar atıkla doldurulacaksa bizim de bu konuyu ele alışımızın 1917’dekinden bir farkı olamaz.
Yolumuz daha ileriye
1917 kongresinin bugünkü yankısı, insanı şaşırtıyor. 100 yıl boyunca yaşananların ne denli zor olduğunu anlatıyor bize. Bir yandan da dil ve toprak hakkının, kültürel olarak hayatta kalabilmek için dün ne denli önemliyse bugün de o kadar önemli olduğunu söylüyor.
Dört farklı ülkeye yayılmış küçük bir halk olduğumuz hâlde, atalarımın hem Norveçlileştirilmeye hem de globalleşmeye karşı kendi kültürel özelliklerini koruduklarını bilmek, beni inanılmaz derecede gururlandırıyor. Ortak bir geleceğin umudunu taşıyor bu. Bu şubat günlerinde kutladığımız ve 2017’nin geri kalanında kutlamaya devam edeceğimiz, budur. (AK/YY)
* Radikal Portal'dan çevrilmiştir. Çeviri: Başak Canpolat
Samiler kimdir |
Samiler bugün itibariyle Norveç, İsveç, Finlandiya ve Rusya’da yaşayan bir yerli halktır. Norveç’teki nüfuslarının yaklaşık 40 bin olduğu tahmin edilmektedir. Kuzey ülkelerine ne zaman ve nereden geldiklerine ilişkin kesin bir bilgi olmayan Samiler, Orta Çağ’dan itibaren Norveç, İsveç ve Rusya’nın kontrolüne girmişlerdir. 1800’lerden itibaren Norveç topraklarında yaşayan Samilere yönelik yoğun bir asimilasyon politikası başlamıştır. Norveççe öğrenmeye zorlanmışlardır ve Sami dili eğitim dili olarak yasaklanmıştır. Bu yıllardan itibaren yedi yaşın altındaki Sami çocuklar kendi dillerini ve kültürlerini tamamen unutmaları için zorunlu olarak uzak şehirlerdeki Norveçli ailelere gönderilirler. 1902’de kabul edilen bir toprak yasasıyla, yalnızca Norveççe konuşup yazabilenler toprakları satın alma hakkına sahip olurlar. Ayrıca toprak sahiplerinin adlarının Norveççe olması gerekmektedir. Bu durumda, üzerinde yaşadıkları toprakların sahibi olmak isteyen Samiler için çocuklarını uzak kentlere göndermek, kendi tercihleri olacaktır. 1917’de ilk kez ulusal kongreleri toplanır. Bu, 100 yıla yayılan mücadeleleri için bir dönüm noktasıdır, diyebiliriz. 1981’de 15 kişilik bir Sami kadın grubu, başbakanın meclisteki odasını işgal eder. En gençleri 5, en yaşlıları 78 yaşındadır. Bir günlük işgal polislerin eylemcileri zorla dışarı çıkarmasıyla son bulur. Daha sonra işgalin gerçekleştiği 6 Şubat, Samiler tarafından, Ulusal Sami Günü ilan edilir. Norveç sınırlarında yaşayan Samiler 1989 yılında kendi meclislerini kurma hakkı kazanırlar. Bugün İsveç, Norveç ve Finlandiya Samilerinin meclisleri var. *Halvorsen M. (2015, 06.02) Historien om samiske kvinners heltemodige kamp for samiske rettigheter. Radikal Portal. **Sveen K.B. (2017, 06.02) Et liv i kamp for samenes rettigheter. NRK. |