Şu iki soruyu baştan vicdanımızın bir köşesine koyalım:
1- “Aldatıldım, şüphelendim, aldatıldığımı gözümle görmedim” diyen bir erkek, kadını öldürdüğünde tahrik indiriminden faydalanmalı mı?
2- İki kişi arasında geçtiği iddia edilen ve tek bir tanığın dahi olmadığı bir tartışmaya dair erkeğin “Bana ve aileme hakaret etti, beni aşağıladı, küfür etti, erkekliğimle oynadı, onurumu kırdı bu nedenle kendimi kaybettim, öldürdüm” dediği cinayet davasında erkek haksız tahrik indirimi almalı mı?
Şimdi cinayet günü 9 Mayıs 2023’e gidelim. Basına yansıyan bilgilere göre, İstanbul Esenler’de mobilyacılık yapan Z.T., ev ve işyerlerine temizliğe giden Hanife Burma’yı evlilik teklifini reddettiği için öldürdü.
Davanın ilk duruşması 25 Ekim Çarşamba günü (dün) Bakırköy 18. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeydi. Her iki tarafın aileleri de duruşma öncesinde mahkeme salonunun önünde bekliyor. Henüz duruşma başlamış değil.
“En ağır cezayı almasını istiyorum”
Polislerden sanık erkeğin yakınlarına “sakın karşı tarafın gözlerine dahi bakmayın çok öfkeliler karışıklık çıkmasın” mealinde uyarılar geliyor.
Davayı takip eden Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği avukatlarından Mustafa Türkdoğan arıyor ve beni erkek şiddetiyle öldürülen Hanife Burma’nın kızı Gözde ve kardeşleri ile tanıştırıyor.
“Temizlik işçisiydi annem”
Gözde, kendisi çocukken annesi ve babası boşandıktan sonra annesiyle yaşamaya başlamış, diğer üç kardeşi ise babalarının yanında. Annesinin çok çalışkan olduğunu anlatıyor:
“Annem ve bu adam annem temizlik işi yaparken tanıştı. Annemin peşini bırakmadı. Kendisi evliydi ve evliyken annem için bana ‘seviyorum evleneceğim’ dedi. Biz aralarında duygusal bir ilişki olduğunu bilmiyorduk, iş ilişkisi vardı.”
“Annem ev ve işyerlerine temizliğe gidiyordu. Kendi arabası vardı. Onu sattı kredi çekti benim altınlarımı da sattık, bir ev aldık. Annem gece gündüz ev temizlemeye giden bir kadındı, hep çok çalışırdı. Onu anlatabileceğim cümle bu. Şimdi kendi emeği ile aldığı bu evi bile onu öldüren katil ben aldım diyormuş. Annemin o evi nasıl çalışarak aldığını tanıklarımız da anlatacak. Sanığın en ağır cezayı almasını istiyorum.”
Biraz gecikmeli de olsa duruşma başlıyor. Her iki tarafın yakınları da salona alınmıyor. Hanife Burma’nın kızı, kardeşi ve damadı avukatları ve sanık Z.T.’nin avukatı salonda.
“Temizlik işinde tanıştık"
Mahkeme heyetinde bir kadın üye bir erkek üye bir de erkek mahkeme başkanı var. Ayrıca savcı da kadın.
İlk olarak sanık erkek Z.T. konuşuyor:
“Pişmanım seviyordum. İnşaatta çalışıyordum orada tanıştık. Oraya temizliğe geliyordu. Arkadaş olduk sonra duygusal ilişkiye başladık. Ben eşimden ayrılmaya karar verdim. O bana beni istemediğini sevmediğini söyledi bir kaç defa. Başkasınıs evdiğini söylüyordu. Onun beni aldattığından şüpheleniyordum, gözümle görmedim, bir erkekle mesajlaşıyordu...Seviyordum. Kızı ve kardeşi ilişkimizi biliyordu. Maddi manevi devam etti ilişkimiz…”
Sanığın konuşması uzadıkça uzuyor, önceden yazılmış ince bir senaryo gibi, takılmadan anlatıyor:
“Ona ev aldım, kızının evine mobilya yaptım. Ona para verdim. Ona kıyafet aldım…”
Mahkeme başkanı bir noktadan sonra sinirleniyor, “Olay gününü anlatır mısın?” diyor, “Dava konusu değil bu anlattıkların.”
“Olur mu hakim bey?” diye araya giresim geliyor, “O kadar iyi bir erkek, her şeyi yapmış etmiş, karşısındaki kadın ne kadar kötüymüş ki öldürmek zorunda kalmış, öldürülmeyi haketmiş bir kadın profili çiziyor” diyeceğim neredeyse, demiyorum elbette.
Mahkeme başkanı sanığı bir kez daha uyarıyor, “Olay gününe gel."
Hanife Burma ile önce başka bir erkek yüzünden tartıştıklarını Hanife’nin kendisine bir kez daha “Başkasını seviyorum” gibi cümleler söylediğini anlatıyor. “Yine de onu kabul ettiğini” ekliyor.
Şeker hastasıymış, çok sinirlendiğini söylüyor mahkeme heyetine, Hanife’nin şeker ilaçlarını da balkondan attığını anlatıyor.
Daha çok şey anlatıyor bu kısımda. Bir anda öfkelendiğini “gözünün döndüğünü” mutfağa gidip bıçağı aldığını bir kez bıçakladığını söylüyor sonrasını hatırlayamıyor.
Az önce tıkır tıkır anlatan erkek gidiyor, mahkeme başkanı sordukça “hatırlamıyorum” diyen erkek geliyor. Mahkeme başkanı, “11 kez bıçaklamışsın” diyor misal, “Hatırlamıyor.”
Anlatımına göre, “çok seviyordum” dediği, bıçakladığı kadın yerde kanlar içinde yatarken evden çıkıyor, bir süre sonra 112’yi arıyor. Daha uzun bir süre sonra da gidip polise teslim oluyor.
Gerçekten onun anlattığı gibi mi o an olanlar bilmiyoruz. Olayın tam olarak nasıl gerçekleştiğini anlatacak ikinci kişi, Hanife Burma öldürüldü.
Sanık erkek, tıpkı yaygın medyanın kadın cinayeti haberlerini yazarken erkeklerin beyanlarını esas alması gibi mahkemenin de kendi beyanına göre hareket etmesini, öyle ilerlemesini istiyor.
Avukatı da sanığın beyanlarına katıldığını söylüyor.
"Anneme temizlik işlerinin parasını veriyordu"
Hanife Burma’nın kızı ve damadı konuşuyor:
“Bizim evin mobilyalarını yaptı evet fakat ücretini verdik. Evin kredisini de annem ödedi. O anneme para veriyormuş temizlik işleri karşılığında, ondan benim hesabıma kredi miktarı kadar para yatırırdı. Anlattıkları tam bir kurgu. Annemi öldürdü, cezalandırılmasını istiyorum.”
Hanife Burma’nın ailesi konuşurken sanık sürekli el kaldırıyor mahkeme başkanı: “Sen konuştun şimdi onları dinliyoruz” diye uyarıyor.
Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’nden Hanife Burma’nın avukatları konuşuyor, sanığın “Benden hamileydi çocuk aldırdı” iddiasında adı geçen hastaneden bilgi alınması için mahkemenin başvurmasını istiyorlar.
Kızı, annesinin 3 yıldır menopozda olduğunu söylüyor.
Mahkemenin ortasında öldürülmüş bir kadının cansız bedeni duruyor aslında, onu sevdiğini iddia eden ve öldüren erkeğin onla ilgili iddiaları ise “gerçek” diye havada uçuşuyor.
Bir mahkemede daha mağdur kadının tüm hayatının yeniden tartışmaya açıldığına tanık oluyoruz.
Hanife Burma’nın avukatlarının taleplerini kabul eden mahkeme “suçtan etkilenen olduğu” için Hanife Burma’nın kızı Gözde K.'nin de katılan olarak davaya katılmasını da kabul ediyor. Bir sonraki duruşma 12 Ocak’ta.
Şimdi baştaki sorulara dönelim:
1- “Aldatıldım, şüphelendim, aldatıldığımı gözümle görmedim” diyen bir erkek, kadını öldürdüğünde tahrik indiriminden faydalanmalı mı?
2- İki kişi arasında geçtiği iddia edilen ve tek bir tanığın dahi olmadığı bir tartışmaya dair erkeğin “Bana ve aileme hakaret etti, beni aşağıladı, küfür etti, erkekliğimle oynadı, onurumu kırdı bu nedenle kendimi kaybettim, öldürdüm” dediği cinayet davasında erkek haksız tahrik indirimi almalı mı?
SEVDA ALANKUŞ YAZDI
2010-2013 Erkek Şiddeti Çeteleleri ve Düşündürdükleri
(EMK)