Facebook, myspace, twitter vs. derken siber iletişim hayatımızın vazgeçilmezi oldu.
Sanal sosyalizasyonun ucu bucağı yok gibi görünüyor. Bir "tık"la yıllardan sonra ilkokul arkadaşınıza ya da dünyanın öbür ucunda hiç tanımadığınız ama aynı müziği dinlediğiniz birine ulaşmak çok kolay.
Sadece sevdiğiniz müzik değil, politik görüşünüz, hobileriniz, burcunuz, tuttuğunuz futbol takımı ya da mesleğiniz gibi pek çok şey binlerce kişiyle İnternetten temas kurmak için yetiyor.
Peki ya iletişimciyseniz? İletişimciyiz.com üç ay önce beş kişilik bir ekip tarafından kuruldu, kurulduğu gibi de yoğun ilgi gördü.
Ekibin kurucusu Özgür Yavuz'la iletişimciyiz.com'u konuştuk.
İletişimciyiz.com nasıl bir ihtiyaçtan doğdu?
İletişim sektörünü oluşturan alanlarda çalışan profesyonellere mesleki paylaşımı ve sosyalleşmeyi bir arada sunan bir platforma ihtiyaç olduğu düşüncesiyle projeyi tasarlamaya başladık.
İletişimciyiz.com fikir aşamasından itibaren üyelerin davetleriyle çoğalacağı ve tüm içeriğin üyeler tarafından girileceği bir kapalı grup olarak projelendirildi.
Medya, reklam, halkla ilişkiler, sinema, prodüksiyon, tasarım, insan kaynakları, eğitim iletişimi, iletişim akademisyenleri, STK çalışanları... Birbirleriyle bu kadar çok iş yapıyorken bir o kadar da birbirlerinden kopuklar.
Bu kopukluğun ortadan kalkması ve üyelerin ürettikleri işleri sergileyip duyurabilecekleri, kendilerini rahatça ifade edebilecekleri bir alan yaratmak, başka alanlarda çalışan insanlarla tanışarak empati ve elbette iş bağlantılarını geliştirmelerini sağlamaktı maksat.
İletişimciyiz.com, Sinaps'ın projelerinden biri. Sinaps, reklam ve interactive medya ajansı hizmeti veriyor. İletişimciyiz.com proje tasarım ve teknik altyapısı için altı aylık bir çalışma ve bir aylık da deneme yayını sonrasında hayata geçti. Üç ay önce üye alımına başladı ve üye sayısı da gün geçtikçe artıyor.
Kaç üyeye ulaştı? Üye olmanın kıstası var mı?
Üç aylık süreçte üye sayısı hızlı bir ivmeyle artarak 3 bin 700 oldu. Bu tür projelerde vaatleriniz ve başlangıçtaki standartların devamlılığını sağlamanız çok önemli.
Buna önlem olarak sadece üye davetiyle üye alma modelini seçtik.
Elbette davet edilenler de kontrol ediliyor. Sadece iletişim sektörde çalışanlar, ilgili alanların akademisyenleri ve öğrenciler üye olabiliyor.
İletişim ağının bu site üzerinden oluşması hangi pratik faydalara yol açacak?
İletişim sektörüyle ilgili her şeye, işe, aradığınız niteliklerdeki insan kaynağına, akademik ve güncel bilgiye, sektörde olan bitene, yapılan işlere, o işlerin kimlerin imzasını taşıdığına, iletişim sektöründeki firmaların iletişim bilgilerine, kimlerin çalıştığına vb. çok kapsamlı bilgiye ulaşabilecek.
Aslında projenin ilerleyen dönemdeki hedefi tüm bunlar gerçekleştiğinde iletişim sektörünün kalbi olmaya aday bir platform olmak.
İnsanların başka platformlarda değil de iletişimciyiz.com'da buldukları/bulacakları ne olacak? Nasıl bir işlevden bahsediyorsunuz?
İlgili alanların her biri için pek çok site var ama bunlar kendi içlerinde bile ihtiyacı karşılamaktan çok uzak.
Biz insanların hem kendi alanlarıyla ilgili hem de iş yaptıkları ya da yaptırdıkları alanlardan kişilerle iletişim kurmalarını sağlayan bir proje geliştirdik.
Örneğin medya çalışanlarının ve halkla ilişkiler çalışanlarının takip ettikleri farklı pek çok site var ancak iletişimciyiz.com bu iki grubu aynı platformda toplayarak bilgiye ulaşmada iki taraf için de önemli faydalar yaratıyor.
Bunu Cast ajanslarının reklam ve prodüksiyon şirketlerine ulaşmasında da başka alanlarda da görüyoruz. Çünkü hepsi zincirin birer halkası. Ortak bir alana ihtiyaç vardı ve o nedenle bu kadar hızlı ilerledi.
Peki sitede hiç eğlence yok mu?
Tamamen iş odaklı olmaması ve insanların rahat hareket edebilmelerini sağlamak anacıyla "Fanzin" adında bir bölüm düşündük.
Bu bölümde "fısıltılar", "efsaneler" ve "esinlenenler" alt başlıkları bulunuyor.
Üyelerimiz çekinmesinler diyerek bu bölümde içerik girenleri ya da yorumlayanları kimse bilmiyor. Bu da oldukça dikkat çekti.
İletişiyiz.com üyeleri vakitlerini sitede nasıl değerlendirmiş oluyor?
İmzalarını taşıyan işleri tanıtıyorlar, sektördeki çevrelerini artırıyorlar, eklenen içerikler, sergilenen işler, haberlerle ilgili tartışmalara katılarak fikirsel gelişimlerine katkı sağlayabiliyorlar, yeni iş ilişkileri yakalıyor, iş arayanlar iş bulabiliyorlar, kurumlar açısından da iş yaptıracakları profesyonel ya da firmaları bulabiliyorlar, üretimlerini sergileyebiliyorlar.
İletişimciyiz.com üzerinden pek çok üye arkadaşımız iş buldular. Bu kadar farklı alandan gelip de tüm alanlarla ilgili iş fırsatları yakalayabilecekleri bir yer yok açıkçası. İş ilanı bırakanlardan da bol miktarda teşekkür mesajı alıyoruz. Pek çok yere ilan bıraktıklarını ve bu ilanlardan çok daha etkili ve doğru başvurular aldıklarını iletiyorlar. Bir gazetenin İK ekine verdiklerinde başvuran binlerce özgeçmişin yüzde 80'i alakasız başvurular. İletişimciyiz.com'a ilan bırakanlar gerek formasyon gerekse deneyim anlamında büyük bir yüzdeyle aranılan nitelikteki çalışana ulaşabiliyorlar.
Türkiye'de iletişim sektörü deyince aklımıza ne gelmeli? Sektörün genel durumunu siz nasıl buluyorsunuz?
Soruyla ne alakası var diyeceksiniz belki ama henüz üye alımına başlayalı üç hafta olmuşken e-posta yoluyla bir üyelik isteği geldi. Ve şöyle diyordu:
"Ben 13 yıldır iletişim sektöründe çalışmaktayım. Turkcell iletişim merkezindeyim 7 yıldır. Sitenizi duydum ve tam bana göre olduğunu düşünüyorum ancak üye daveti gerekiyormuş. Gereğinin yapılmasını..."
Aslında diyeceğim şu ki asıl sorun bizlerin değil ülkede yaşayan insanların iletişim deyince nerelere gittiği. Bizim işimiz iletişim ve biz kendimizi doğru ifade edememişsek bu ülkede yaşayan insanlarda sıkıntı var demektir. Meslek örgütlerinin, akademisyenlerin bu konu üzerine düşünmesi gerekir.
Sektörün genel durumuna gelince insanlar işten atılıyor, çalışanlar iş endişesi taşıyor, yeni başlayacaklar korkuyor, staj sürelerinde rekorlara gidiliyor, çıkan ürünlerin kalitesinden herkes şikayet ediyor, firmalar maaş ödeyemiyor, kapanıyor...
Kimse memnun değil gibi.
Ama ben çok karamsar değilim. Eğer karamsar olsam hiç böyle bir proje gayretine girmezdim. Karamsar olmamam için bir neden de tanıştığımız binlerce yeni insan oldu.
Beklentileri, birikimi ve umutları olan bu kadar çok insan, birlikte hareket ettiğinde yapamayacakları bir şey olmaz bence.
Biz sektör için iyi şeyler yaptığımızı düşünüyoruz ve üyelerimiz de bunun farkındalar. (EZÖ)