eTrafika portalı, beş yıl önce başarılı tıp öğrencisi Maja Perišić hakkında bir öykü yayımladığında bu medya ekibi, bunun Bosna Hersekli yetenekli gençleri temsil etmeyi hedefleyen sıradan bir metin olduğuna inanıyordu. Lâkin metnin sosyal ağlarda yayınlanmasından on dakika sonra eTrafika’nın yazı işleri ofisi ve genel yayın yönetmeni, öykünün doğru olmadığını iddia eden veya mevzubahis metnin reklamı yapılmayı hak etmeyen bir kişinin reklamını yapmak amacını taşıyan ücretli bir makale olduğuna kani olan çok sayıda memnuniyetsiz okurdan mesaj ve yorum almaya başladı.
Ardından editör Vanja Stokić, kendini zorlu bir durumun içinde buldu, zira birçok problemi çözmek zorundaydı: Okurların çoğu saldırgan olan mesajlarına yanıt vermek, eTrafika eğitim programının bir parçası olarak metni yazan ve o anda bu öykünün bütün gazetecilik kariyerine damga vuracağını düşünen genç öğrenci gazeteciyle ilgilenmek, keza öykünün doğruluğunu denetlemek ve hatanın nerede ortaya çıktığını görmek.
Maja Perišić’in öyküsü medyada hâlihazırda yer almıştı ve eTrafika’daki metnin Perišić hakkındaki mevcut malumatın iyileştirilmesi olacağı farz edilmişti. İhtilaflı metinde Perišić, daha sonra yanlış olduğu ortaya çıkacak bir dizi iddiada bulunuyor. Örneğin, Banja Luka’daki Tıp Fakültesi’nde çalıştığı ve Bosna Hersek tarihindeki en genç Tıp Bilimleri Doktoru olacağı gibi.
Stokić, “Temelde bütün öyküde geçerli olan yegâne şey, onun ilk yardım sağlama konusunda Sırp Cumhuriyeti’nin şampiyonu olmasıydı,” diye hatırlıyor.
Stokić medyadaki diğer meslektaşlarından yardım istedi
Bu türden bir durumla ilk defa karşılaşan Stokić, meslektaşlarından yardım istedi. Onlar da ona, okurlar yakında olan biteni unutacağı için “hiçbir şey olmamış gibi yapmasını” ya da metni silmesini söylediler.
Stokić, “Bu benim için kabul edilebilir değildi. Eğer bir hata yapmışsanız, eğer kamusal bir işle iştigal ediyorsanız, hatayı kabul edersiniz,” diyor ve portalında yayımlanan metnin başka gazetecilerin gelecekte yine aynı kişi hakkında olumlu bir öykü yazmasına yol açmasını istemediğini de sözlerine ekliyor.
Bunu, metnin düzeltilmesinin yanı sıra okurlardan özür dilenmesi, ayrıca geleceğe yönelik de bir ders takip etti.
“Bu vaka, her yeni programda üzerinden geçtiğimiz bir vaka ve ona özel bir ihtimam gösteriyoruz. İnsanlara yeni bir Maja Perišić’e ihtiyacımız olmadığını hep söylüyorum. Biz epey yandık ve bunun tekrarlanmasına izin vermemeye çalışıyoruz,” diyor Stokić.
Okurların tepkileri ağır olsa ve Stokić şahsen çok sayıda gereksiz aşağılamaya maruz kalsa da o, okur kitlesi tepki verdiği için memnun olduğuna, zira bu tepki olmasaydı yanlış bir şey yaptığını bilmeyeceğine işaret ediyor.
“İnsanlar medya içeriğini kayıtsızca alıp geçiyorlarsa işimizi iyi yapmamışız demektir. İnsanlardan her türlü tepkiyi almak hoşuma gidiyor, ister bizi eleştirsinler ister övsünler hepsi de bizim için eşit derecede değerli.”
Stokić ayrıca hataları bir ilerleme fırsatı olarak görüyor: “Yanlış bir şey yaptığım halde bana yalnızca kafa sallayan ve omzumu sıvazlayan insanlarla etrafımı sarmaktan hoşlanmıyorum, çünkü bu ilerlemeye yol açmaz. Biri size meydan okuduğunda ve hatalarınızı gösterdiğinde ilerleme kaydedersiniz, zira çalışmanızı bu şekilde geliştirirsiniz.”
Meslek kurallarına daha uygun medya içeriği mücadelesinde yurttaşların ve sivil toplum kuruluşlarının tepkileri önemlidir
Medya yayıncılığında büyük bir değişim, bir özdenetim organına yapılan tek bir bildirime dayanarak gerçekleşemez. Saraybosna Basın ve Online Medya Konseyi’nden proje koordinatörü Maida Bahto Kestendžić, bunun için mümkün olduğunca çok sayıda yurttaşın ve sivil toplum kuruluşunun öne çıkması gerektiğini söylüyor.
“Konsey, basılı ve çevrimiçi medya yönetmeliğine dair ağır ihlallerin sayısını azaltma açısından olumlu gelişmeleri, ancak şimdi geriye dönüp baktığımızda ve aldığımız şikâyetler ile hangi ihlallerin olduğunu analiz ettiğimizde görebilir. Daha önce belirli hassas grupların korunmasına ilişkin hükümlerin ihlali vakaları, örneğin reşit olmayanlar ve habercilik esnasında çeşitli ayrımcılık biçimleri söz konusu olduğunda çok daha sık meydana geliyordu,” diye açıklıyor Bahto Kestendžić.
Gazetecilik metinlerinde nefret söyleminin denetlenmesi konusunda büyük bir adım atılmıştır. Editoryal sorumluluk, basılı ve çevrimiçi medya yönetmeliği söz konusu olduğunda internet portalı ziyaretçilerinin yorumlarını da kapsayacak şekilde genişletilmiştir. Editörlerin ifade özgürlüğü tartışmasında nefret söylemiyle ve diğer katılımcıların haklarının ihlaliyle mücadele etmek için mekanizmalar geliştirdikleri aşikârdır.
Basın ve Çevrimiçi Medya Konseyi, hassas kategorilere mensup kişilerin anonim olarak, yani Konsey’in onların kimliklerini koruması imkânına sahip olarak kendileriyle iletişime geçmesini sağlamış olmalarının da önemli olduğunu belirtiyor. Zira böylece meslek kurallarına uygun olmayan malumat düzeltiliyor, fakat yerel toplumda belirli problemlerle karşılaşabilecek veya ayrıca damgalanabilecek kişiler fazladan zarar görmüyor.
Sırbistan Basın Konseyi’ne yapılan şikayetlerin yaklaşık yüzde 70’i bireyler, yaklaşık yüzde 20’si sivil toplum kuruluşları ve yüzde 10’u da diğerleri tarafından bildiriliyor. Sırbistan’daki bu özdenetim organının genel sekreteri Gordana Novaković, şikayetlerin her şeyden önce yayınlanan içerikten zarar gören kişiyi tatmin etmesi gerektiğini, ayrıca medyanın bir ders çıkarması ve hatayı tekrarlamaması gerektiğini, lâkin böyle bir beklentinin gerçekçi olmadığını düşünüyor. Yine de Novaković, Başvuru Komisyonu’nun suç teşkil eden eylemlerin faillerinin Roman uyruğuna vurgu yapılmasının yanlış olduğuna dair birkaç kararının ardından günlük bir gazetenin yayın kurulunun editörlere ve gazetecilere bu şekilde yazmamaları gerektiğine dair bir uyarı göndermeye karar vermesi gibi kararların bir etkisinin olduğu vakaları örnek gösteriyor.
“Bildiğim kadarıyla diğer redaksiyonlarda da reşit olmayanların kimliklerinin teşhir edilmesiyle ilgili olarak yine bizim kararlarımıza dayanan benzer uyarılar yapıldı. Ne yazık ki bu tutarlı bir şekilde takip edilmiyor.”
Sırbistan’daki günlük gazetelerin takibine dayanarak Başvuru Komisyonu’nun çok sayıda kararının atıfta bulunduğu masumiyet karinesine ilişkin ihlallerin ve artık başvuru yapılmayan gizli reklamların sayısının azaldığı aşikârdır.
Novaković, “Elbette bu durum, onların artık var olmadığı anlamına gelmiyor. Fakat bu tür vakalardan kayda değer ölçüde daha az bulunuyor,” diyor.
Yurttaş şikayetleri sonrasında raporlama için kılavuz ilkeler
Kosova yurttaşları, bazı medya kuruluşlarının intihar vakalarını haber yapma biçimiyle ilgili Basın Konseyi’ne şikayetlerde bulundu. Geçen yıl Eylül ayında ülkenin kuzeyinde meydana gelen olaylar sırasında kriz durumlarında yapılan haberlerle ilgili şikayetler de vardı. Basın Konseyi Başkanı Imer Mushkolaj, o dönemde bütün medya kuruluşlarının etik kurallara uygun haber yapmadığını ve sahte fotoğraf yayınlama örneklerinin olduğunu söyledi. Basın Konseyi, her iki konuda da habercilik için Kılavuz yayımladı ve Gazeteciler Cemiyeti ile işbirliği içinde Etik kurallara uyulması için bir kamuoyu çağrısı yayınladı.
Mushkolaj, Basın Konseyi üyesi çoğu medya kuruluşunun etnik gruplar arası habercilik ve LGBT topluluğu gibi marjinalleştirilmiş gruplarla ilgili habercilik gibi hassas konulara yaklaşımlarında artık daha dikkatli olduğunu söylüyor.
“Kosova’daki medyada bu gruplar için uygunsuz bir terminoloji bulamazsınız. Medya, nefret söylemini teşvik edebilecek habercilik üslubu konusunda çok daha dikkatli.”
Ombudsmanlık kurumu aracılığıyla münferit medya kuruluşlarının içeriğinin iyileştirilmesi
Karadağ’da yurttaşlar ve sivil toplum sektörü ile belirli medya kuruluşları arasındaki bağı temsil eden bir özdenetim organı olarak münferit medya ombudsmanları bulunmaktadır. Karadağ Radyo ve Televizyon Ombudsmanı (RTCG) Danijela Popović, 2023 yılı boyunca ona ulaşan toplam yirmi şikâyetten üçünün yurttaşlar, geri kalanının ise sivil toplum sektörü temsilcileri tarafından gönderildiğini belirtiyor.
RTCG Ombudsmanlık Enstitüsü yaklaşık üç yıldır varlığını sürdürüyor ve bu süre zarfında Karadağ Gazeteciler Yönetmeliği ile Elektronik Medyada Program İlkeleri ve Mesleki Ölçütler Kural Kitabı’nın bazı ciddi ihlallerine ilişkin şikayetler aldılar. Lâkin ombudsman, RTCG Konseyi’nin yalnızca iki vakada onun raporlarına dayanarak belirli tedbirler tavsiye ettiğine dikkat çekiyor.
“Mevzubahis vaka, Sabah programı sunucusunun muhataplarıyla sohbet esnasında kadına yönelik şiddet hususunda uygunsuz bir yorum yaptığı bir vakadır. Bu konudaki vaka, çok sayıda yurttaş ve kuruluştan şikâyet gelmeden önce oluşmuş ve bu olaydan sonra sunucu bir süre programa çıkamamıştır,” diye açıklıyor Popović.
Bu medya kuruluşunun ombudsmanı, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı esnasında Karadağ Radyosu’ndan bir gazetecinin yaptığı yorumla Rusya’yı savunduğu bir vakanın da yaşandığını hatırlıyor. Ombudsman, mesleki ölçütlerin ihlali nedeniyle yapılan şikâyeti kabul etmesine rağmen Konsey, herhangi bir tedbir ya da tavsiye kararı almadı. Popović, “yine de bu olaydan sonra Ukrayna’daki olaylar RTCG’de yalnızca Ukrayna’daki bir savaş olarak ele alındı ve öyle ele alınmaya devam ediyor” diye ekliyor.
Batı Balkan ülkeleri ve Türkiye’de özdenetim mekanizmaları üzerine kapsamlı bir çalışma
Medyanın Profesyonelleşmesi için Güney Doğu Avrupa Ağı (SEENPM) üyesi bazı sivil toplum kuruluşları, kısa bir süre önce Bosna Hersek, Sırbistan, Karadağ, Arnavutluk, Kosova, Kuzey Makedonya ve Türkiye’deki özdenetim organlarının konumunu analiz eden geniş bir bölgesel çalışma yürüttü.
Araştırmanın sonucu, halihazırda nispeten yüksek ve istikrarlı bir medya özgürlüğü ile kamusal sorumluluk duygusunun bulunduğu ülkelerde özdenetimin medya sistemlerini kayda değer ölçüde iyileştirebileceğidir.
Bölgedeki özdenetim mekanizmaları, çoğunlukla gazetecilik mesleğinin veya içinde bulundukları toplumun iç ihtiyaçlarından doğmamış, ekseriyetle uluslararası kuruluşların inisiyatifi, desteği ve danışmanlığı ile oluşturulmuştur. Hal böyleyken bölgedeki bu mekanizmaların çalışmalarının iyileştirilmesi için alan olsa da bütün ülkelerde zengin bir demokratik geleneğe sahip ülkelerdekine benzer oldukça iyi özdenetim çerçeveleri bulunuyor. Hâlâ bir zorluk teşkil eden şeyse bu mekanizmaların, medyanın eleştirileri kabul etme, haberlerinin niteliğini gerçekten artırma ve mesleğin etik kurallarına saygı gösterme konusundaki istekliliği üzerindeki küçük etkisi.
Batı Balkanlar ve Türkiye’deki özdenetim mekanizmalarının konumuna ilişkin bölgesel genel değerlendirmeyi buradan okuyabilir, dünyanın dört bir yanından iyi özdenetim uygulamalarına ilişkin genel değerlendirmeye ise bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
Araştırma, üç yıllık bölgesel bir proje olan, Batı Balkanlar ve Türkiye'den sivil toplum kuruluşları tarafından yürütülen “Bizim Medyamız: Medya Okuryazarlığının ve Aktivizminin Çoğaltılması, Kutuplaşmanın Önlenmesi ve Diyaloğun Teşvik Edilmesi için Sivil Toplum Hareketi” projesi kapsamında gerçekleştirilmiştir.
(HU/ZR/TD/VC)