Barış İldan’la 1990’ların sonunda tanışmıştık. Özgür Radyo’da “Şiir Duvarı” adlı harika bir şiir programı yapıyordu. Programında henüz kitabı yayınlanmamış şairleri konuk ediyordu. 2000’li yılların başında yurtdışına çıktı. Zaman zaman haberleşirdik. Sonra araya tutsaklık yılları girdi…
Tahliye olduktan ve yurtdışına çıktıktan kısa bir süre sonra çalan telefonumu açtığımda; sanki aradan on küsur yıldan fazla zaman geçmemiş gibi, aynı samimi ve sıcak sesiyle Barış’ı karşımda buldum...
Kısa bir sure önce Barış ikinci kitabı “İki Göz Arası” adlı şiir kitabının çıktığı haberini verdi. Gönderdiği linkten bir solukta okuduğum şiir kitabını sizlerle de paylaşmak istiyorum…
Kitabın dikkat çeken temel öğelerini sıralamaya isminden başlayacak olursam:
İnsan bedeninde en öne çıkan uzuv gözlerdir. Elbette vücut dili diye bir şey var ve insanlar bazen konuşarak, bazen de yazarak anlaşır. Ama insanları tanımanın, anlamanın ve bir şeyler alıp-vermenin yeri gözlerdir. Bunun içindir ki, Barış kitabının adına “İki Göz Arası” demiş.
Kitabın bir diğer özelliği de akrostiş şiirlerden oluşması...
Barış bu tarzı bir şairin dostuna, ustalarına verebileceği “çam sakızı, çoban armağanı” en güzel hediye olarak düşünmüş... Ve çok sevdiği Yaşar Kemal’e 1999’da şöyle seslenmiş:
“Yaşar Kemal için...
Yanı hep aydınlık çılgındı;
Arısıydı Toroslarda sevdanın;
Şurası yok muydu şurası, baldı bal...
Adıydı kalabalıkların, çocukların;
Rüzgarı sevgisiz akşam fındıklarının...
“Ko” dedi mi bir,
Eserdi incecikden,ilmik çözer gibi azrail elinden...
Mest olur, kavuşlar saklarız işte ondan; insana...
Ayın buğusuydu, salkım salaş, deli dolu...
Len “xındıq insanlar”! budur işte ince memedin, yunusun ter kokusu...”
“İki Göz Arası” şiir kitabı sevgili Barış’ın ikinci çalışması… İlk kitabı Özgür Radyo’da yaptığı “Şiir Duvarı” programına katılan genç ama şiirde geleceğinin olduğunu umduğu, şairlerin şiirleri ve özgeçmişlerinin yer aldığı antolojiydi. “Şiir Duvarı” gelecekte 1980-2000 şiirini araştıracaklara kaynak olacak nitelikte bir kitap.
Barış’ın akrostiş olmayan şiirleri de var elbette. Ama O neredeyse bütün şairlerin denediği, hatta ürettiği ama hiç bir zaman kitap boyutuna evrilmemiş akrostiş şiir tarzını yarınlara taşımak istemiş. Ve sadece akrostiş şiirlerinden oluşan “İki Gözün Arası” kitabını hazırlamış.
Birçoğumuz gibi Barış da çocukluğunda genellikle de karşı cinse ilanı aşkta bulunmak için yazılan "seni” adlı şiirden yazmış. Sonra Nazım ustanın kaybedilmiş askerlik belgesini bulmak için çaba harcayan avukatı İrfan Emin’e yazdığı Gökce’de şiiri, İlhan Selçuk’un “Ziverbey Köşkünde” şiirinden esinlenmiş ilk başlarda. Biraz araştırınca, şiirin öksüz kalan bu tarzını çoğaltma isteğiyle yazmaya başlamış ve yazdıkları zamanla çoğalmış.
Akrostiş şiir tarzının uğraşanı sözlük, ansiklopedi okumaya zorladığını, okumanın insana kattığı zenginlik yanında, aynı zamanda bireyi bir söz ustasına da dönüştürdüğünü, genel kültür ve aktüaliteyi geliştirdiğini söylüyor Barış… Ayrıca bu çalışmanın bir ilk olduğunu da belirtiyor.
“İki Göz Arası”nın bir diğer özelliği de, kitabın okura ulaşması için tek bir ağacın kesilmemiş olması!..
Bu ve sonraki eserlerinde matbaa kullanmadan okura ulaşmayı hedefliyor şair.
Sevgili Barış’ın önümüzdeki süreçte okurla buluşturmayı düşündüğü Türkçe-Almanca kısa hikayelerden oluşan bir çalışması daha var. Ayrıca, 1951 tevkifatını anlatacağı ve şu an üzerinde çalıştığı bir de romanı demlenmede...
Barış İldan’ın eline emeğine sağlık. Şiir severlere şiir tadında okumalar diliyorum. Kitaba “Hakan Baris İldan / www.ikigozarasi.com” adresinden ulaşabilirsiniz… (FE/HK)