Hiçbir şey değişmiyor! Değişmeyen işler, değişmeyen toplu taşıma sorunları, sürekli tekrarlanan ama sonucunda hiçbir şeyin değişmediği seçimler... Konu yalnızca siyaset de değil, bir şeyler tıkanmış sanki...
İki farklı tarafa gitmeye çalışan çift başlı bir yılan gibi.
Sanatçı İhsan Oturmak, mitolojiden aşina olduğumuz çift başlı yılanın doğada da olduğunu söylüyor son çalışmalarının ilhamını anlatırken. Çift başlılık nedeniyle bu yılanlar birkaç aydan fazla yaşayamıyor.
“Tren rayları üzerinde çift başlı bir yılan figürü var. Tren hızla karşıdan geliyor. İkisi de farklı yönlere gitmeye çalışıyor. Sabit kalıyorlar, hareket yok. Yılanın geleceğiyle ilgili kesin bir öngörümüz var: Ölecek.”
Sanatçının “Çift Başlı” serisi bu tıkanmışlığın ete kemiğe bürünmüş hali.
Çözümsüzlük sembolü: Taksi
“Dünya aksayan ve gitmeyen bir hal içinde. Ve bu beni, ruh halimi inanılmaz etkiliyor. Durduk sanki. Sistem akmaya çalışıyor ama gitmiyor” diyor.
"Otonom Taksi", 2024, Araba yerleştirmesi, 394 x 144 x 137 cm
Uzun zamandır eserlerinde motorlu araçları bir metafor olarak kullanan sanatçı, tek kişilik sergisi “Çift Başlı”da bu otomobilleri serginin merkezine oturtuyor.
Parçalanmış oyuncak bir araba
Sanatçının arabalar, araçlarla olan ilişkisi, onlara ilişkin sorgulamasının izini sürerken bir çocukluk anısı çıkıyor:
Barajın olduğu bir köyde büyüyor sanatçı. "Köyde oyuncağını kendin yaparsın çamurdan. Çocukluğum boyunca da bu tarz oyuncaklar çok yaptım. Bir ara dayım İstanbul'dan benim için bir oyuncak kamyon getirdi. Çok sevmiştim. Güzel bir inşaat kamyonuydu. Muhtemelen ilk gerçek oyuncağım."
Çok sahipleniyor oyuncağı, yanında her yere götürüyor. Bir gün köyün dışına, Silvan merkeze gidiyor sanatçı, babası da o gün tarlada. O günden sonra o çok sevdiği oyuncak arabasından haber alamıyor. Ta ki bir çocuğun elinde arabanın koltuğunun bir parçasını görene kadar… "Çok sonra arabanın koltuğunun bir parçasını bir çocuğun elinde gördüm. Renginden tanıdım. Parçalamışlar arabayı."
Beyoğlu’ndaki Öktem Aykut'ta açılan sergide sizi özellikle İstanbullular için güncel bir çözümsüzlük sembolü olan bir taksi, “Otonom Taksi”, yerleştirmesi karşılıyor.
İki otomobilin arka kısmını birleştirip yine tek bir araç elde etmiş sanatçı. Tekerlekleriyle, koltuklarıyla, dış görüntüsüyle ilk bakışta normal gibi görünen taksi, tıkanan sistemi anlatıyor.
Bu yerleştirmenin devamında mekânın bir duvarında ise kırmızı, sarı, siyah renklerde resmi hizmete mahsus araç serisi var. Hepsi de çift başlı araçlar geçidi.
Kimse birbirini dinlemiyor
Geçen yıllarda deprem, yangın, sel gibi doğal afetlerde yaşanan panik, kayıplar sırasında bu araçların işlevlerini anlamaya çalışmıştık. Bir yıl önceyi, depremi hatırlayalım; ülkece Kızılay’ın neler yaptığını ya da yapmadığını sorgulamıştık. Peki, ne işe yarar bu araçlar ve kurumlar? Ne kadar yetişebildiler felaket anında yardıma? İhtiyaç anında tamamen anlamını yitiren bu otomobiller bir Türkiye panoraması sunuyor.
"İlk Yardım Aracı", 2023, Tuval üzerine yağlı boya, 35 x 110 cm
Çoğu şeye tek bir kişinin karar verdiği günümüzde İhsan Oturmak bu çift başlılığı nasıl anlamlandırdığını anlatıyor:
“Benim çift başlılık dediğim şey, sorun çözmeye yönelik bir algı. Buradaki sorunu denge ve birbirini dinleme durumu açısından ele alıyorum.
“Belediyeler ve siyaset arasındaki çift başlılığı İstanbul örneği üzerinden de düşünebiliriz mesela. Taksi aslında çok basit bir sorun, ama çözülmüyor. Taksi sahibi başka, şoför başka, Taksiciler Derneği başka bir şey diyor. Belediye tarafından başka bir şey işliyor. Kimse birbirini dinlemiyor.”
"Dörtyol", 2023, Tuval üzerine yağlı boya, 140 x 260 cm
“Dörtyol”da ise akmayan bir trafik karşımıza çıkıyor. Artık tamamen işlemez olmuş bir cadde kesişimi. Hayatımızı kolaylaştıracak araçlar da bu dört yolda işlevini tamamen yitiriyor.
Sergide “Dörtyol” ile birlikte ikinci büyük ebatlı resim olan “Senkron Kayması” ise bizi 90'lı yıllardaki bir ana haber bülteni sahnesine götürüyor. Ekranda ismini çoğumuzun hatırlamadığı o çok bilindik yüz var.
Rant ve ekolojik yıkım
Daha önce Çanakkale Bienali’nde yer alan “Patinaj” videosu da iktidarların verimsizliğine vurgu yapıyor.
Bilinmezliğin ortasında bir araba, çamura saplanmış. Traktör değil, iş makinesi değil, siyah, camları filtreli lüks bir otomobil. Sürekli patinaj halinde. İleri geri hareket ettikçe daha da batıyor ve kendi de tamamen çamura bulanıyor.
Kurak tarımın yapıldığı Silvan’da baraj inşaatı arazisinde çekilen bu video, ekolojik yıkımı merkezine alırken, söz konusu alanlardaki inşaat rantına da işaret ediyor aslında. İklimi değiştiren baraj sistemlerinin, ortamın tuz miktarını da değiştirdiğini hatırlatıyor Oturmak. Uzun vadede doğaya zararları çok.
"Patinaj", 2022, Video, ses, 3'28''
Bu video yerleştirme sergideki başka bir seriye bağlanıyor: Dokuz parçadan oluşan “İsimsiz”e.
Eserlerini gerçek fotoğraflar ve belgelerden referansla yapan Oturmak bu seride, baraj yapılan tarım alanlarından çıkarılan insanların yerleştirildiği toplu konutları gösteriyor.
Çiftçinin toprakla ilişkisi kesilmiş
Bu binalara yerleşenlerin yani yüzde 95’inin çok iyi çiftçiler.
“Bu yeni binalar etrafında boş araziler var ama toprakla bağlantıları yok insanların. Çiftçinin toprakla bağının kesilmesi çok ironik değil mi?”
Eleştirdiğimiz sistemin bir parçasıyız aslında. Toprağın parsellenip metalaşmasını izliyoruz.
“Baraj evet, oradaki tarım arazilerini olumsuz yönde etkiliyor ama arsa fiyatları yükselecek diye de mutlu insanlar. Sistemin dışında halk da aslında o arabayı oraya çağırıyor. Bir de bu taraftan değerlendirmek lazım sanırım. Bir de bakmışsınız biz de o arabanın içinden çıkmışız. Bu da bir çıkışsızlık.”
Bir diğer resim serisi “Arzunun Koordinatları”nda da drone kameraların gözünden arazi kayıtlarını resmediyor Oturmak.
Bir otobüse biner gibi yerinizi almaya çalışıyorsunuz
Bu bir bakıma yer alma-kapma meselesi de. “İstif”te amaçsızca bir araya gelen insan gruplarını ele alıyor sanatçı. İzleyiciye bir güvenlik kamerasının gözünden, bir ev içine itiş kakış doluşan onlarca kişiyi dikizletiyor. Bu yer kapma karmaşası kim ev sahibi, kim misafir, kim yerli sorularını sordurtuyor. Bir bota doluşup Akdeniz’e bilinmez bir yolculuğa çıkan göçmenleri anımsatıyor.
“Seçimler öncesi özellikle dikkatimi çeken bir haber: Hayali seçmenler. Mesela bir evde 300 kişi yaşıyor görünüyor. 300 kişi bir eve girince nasıl bir ortam oluyor ve yaşayabilirler mi? Bunu denemek istedim. Dünya nüfusu bir yandan çoğalıyor, alanla ilişkimiz gittikçe daralmaya başladı. Kendimize alan bulmaya çalışıyoruz. Bir otobüse, asansöre biner gibi yerinizi almaya çalışıyorsunuz ya. Ve sayı arttıkça biraz daha geri çekiliyorsunuz."
Oturmak'ın 5 yıl aradan sonraki ilk tek kişilik sergisi “Çift Başlı”, sanatçının üretiminin temellerini oluşturan konuların yeni açılımlarını sunuyor.
30 Mart’a kadar Öktem Aykut'ta.(AÖ)
İhsan Oturmak hakkında
1987’de Diyarbakır’da doğdu. Marmara Üniversitesi Resim İş Öğretmenliği Bölümü’nden 2012’de mezun oldu. 2013’te İKSV’nin bursu ile Cité Internationale des Arts, Paris misafir sanatçı programına katıldı. Eserleri İstanbul Tasarım Bienali (2012); Espace Culturel Louis Vuitton, Paris (2013); Taipei World Trade Center, Taiwan (2013); Akbank Sanat, İstanbul (2014); Municipal Art Gallery of Mytilene-Halim Bey Mansion, Midilli (2016); Elgiz Müzesi, İstanbul (2017); Kasa Galeri, İstanbul (2017); Royal Academy, Londra (2017); Mardin Bienali (2018); Wienwoche, Viyana (2018); Galata Rum Okulu, İstanbul(2019) ve Kunstraum Innsbruck (2020) dahil olmak üzere çeşitli sanat etkinlikleri ve kurumlarında sergilendi. Tek kişilik sergileri daha önce Londra'da Karavil Contemporary (2015) ve Depo Istanbul'da (2016) gerçekleşti. Son olarakçalışmaları Çanakkale Bienali'nde (2022), Odunpazarı Müzesi'nde Maziye Bakma Mevzu Derin (2021) sergisinde ve Zürih'teki Peter Kilchmann Galeri'de Four Positions in Painting sergilerinde yer aldı. Çift Başlı'dan önceki son kişisel sergisi yine Öktem Aykut'ta 2019 yılında yer aldı.