Ülkemizde her 100 erişkinden 5-7’sinde, her 100 çocuktan 13-15’inde astım hastalığı görüldüğü belirtiliyor. Hasta sayısının sadece çocuklarda 2-3 milyon arasında olduğu söylenebilir.
Astım, hava yollarının ataklar (krizler) halinde gelen tıkanmaları ile kendini gösteren bir hastalık. Öksürük, nefes darlığı ve göğüste baskı hissi gibi yakınmalara neden oluyor. Toz, duman, koku, bazı uçucu kimyasallar ve alerjik etkenler duyarlı kişilerde astım krizlerine yol açabiliyor.
Kükürtdioksit (SO2) astım krizini tetikleyen etkenlerden biri. Çocuklar ve yaşlılar kükürtdioksitin tetikleyeceği bir astım krizi için en duyarlı olan kesimler. Özellikle düzenli olarak astım ilacı kullanmak zorunda olan hastaların daha duyarlı olduğu belirtiliyor. Bazı çalışmalara göre astım hastalarının yüzde 3’ü, bazı çalışmalara göre ise yüzde 10’u kükürtdioksit ya da ya da kükürt içeren diğer bileşiklere maruz kalma sonucunda astım krizine yakalanabiliyor. Bu bileşiklere maruz kalma yollarından biri ise gıdalar.
Gıdalarda kükürtdioksit (ya da sülfit) kullanımı
Kükürtdioksit kömürlü termik santrallerden açığa çıkan ve havayı kirleten, asit yağmurlarına neden olan en önemli kirletici maddelerden biri olmasının yanısıra, binlerce yıldan beri gıdaların muhafaza edilmesi için de kullanılan bir kimyasal madde. Gıdaları mikrobiyolojik bozulmalardan korumak amacıyla özellikle şarap yapımında antik çağlardan beri kullanılıyor.
Kükürtleme meyve ve sebzelerin doğal rengini korumak, meyvelerin kurutulması esnasında ortaya çıkabilecek kahverengileşme ya da kararma gibi renk değişikliklerine engel olmak ve mikroorganizmaların yol açacağı bozulmaların önüne geçebilmek için yapılıyor.
Günümüzde kurutulmuş-dondurulmuş sebze ve meyveler, şaraplar, kuru bisküviler, kabuklu deniz ürünleri, salata barlarında yer alan beyaz renkli salatalar, dilim patates gibi çeşitli ürünlerde kullanılıyor.
Kükürtdioksit doğrudan kullanılabileceği gibi sodyum sülfit ve potasyum metabisülfit gibi bünyesinde kükürt içeren bileşikler şeklinde de kullanılmakta.
En çok hangi ürünlerde kullanılıyor?
Kurutulmuş kayısı, şeftali, üzüm, incir ve kuru erik kükürtdioksitin en fazla kullanıldığı (ve en fazla kalıntı bıraktığı) gıda ürünleri. Astım hastaları bu ürünlere dikkat etmeli.
Kükürtdioksitin ülkemizde en yaygın kullanıldığı meyvelerin başında ise kuru kayısı geliyor.
Türkiye dünya kayısı üretiminde 600-700 bin ton arasında değişen üretim miktarı ilk sırada yer alıyor. Bu üretim miktarının yaklaşık yarısı Malatya’da yapılıyor ve elde edilen kayısının yüzde 90’ı kükürtledikten sonra ihraç ediliyor.
Gıdalardaki kükürtdioksit kalıntı düzeyi nedir?
Bu konuda sorumlu kamu kurumu olan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yapmış olduğu çalışma sonuçlarını açıklamadığı için herhangi bir bilgi yok ama dolaylı yollardan bilgi edinmek mümkün. Kuru kayısı ülkemizin önemli bir ihraç ürünü. İhraç edilen ülkelerde yapılan analizlerde ne gibi tespitler yapıldığına bakılarak bir fikir edinmek olanaklı.
Ülkemizden Avrupa Birliği’ne ihraç edilen kuru kayısılar içerdiği kükürtdioksit miktarlarının yüksekliği nedeniyle en çok iade edilen gıda ürünlerinden biri.
Geçen yıl Avrupa Birliği ülkelerinde yapılan analizlerde insan sağlığına uygun özellikler taşımadığı tespit edildiği için ülkemize geri gönderilen her 100 üründen 14’ü kuru kayısı.
2018 yılı ocak ayı içinde Avrupa Birliği’ne ihraç edilen 10 parti kuru kayısı yüksek miktarda kükürtdioksit kalıntısı içerdiği tespit edildiği için ülkemize geri gönderildi.
Bu sorun yeni de değil. Avrupa Birliği Komisyonu Halk Sağlığı ve Tüketicinin Korunması Genel Müdürlüğü (SANCO), 2003 yılında Türkiye’den ithal edilen kuru kayısılarda kükürtdioksit kalıntısı yüksek olan ürünlere çok sık rastlandığını belirterek Türkiye'yi gerekli önlemleri alması konusunda uyarmıştı.
Anlaşılan o ki o günden bu zamana değişen hiçbir şey yok.
Ülkemize iade edilen bu ürünlerin duyarlı insanlar için sağlık sorunlarına neden olabileceği göz önünde bulundurularak normalde iç pazara da sürülmemesi gerekiyor.
Bu konuda ne yapıldı? (BŞ/HK)