Savaş sonrası Almanya’sının önde gelen Yahudi kökenli vatandaşlarından Ignatz Bubis adına Frankfurt şehrinin her üç yılda bir verdiği ödül, Yeşiller Partisi’nin eski Eşbaşkanı Cem Özdemir‘in oluyor.
Sadece Yahudilerin değil tüm azınlıkların hakları için verdiği mücadeleyle Almanya‘nın yakın tarihine geçen ve 20 yıl önce yaşamını yitiren Ignatz Bubis‘i adı bir dönem (1993) Federal Almanya Cumhurbaşkanlığı için düşünülen adaylar arasında geçmişti.
Almanya‘da Federal Meclis‘e seçilen Türkiye kökenli ilk iki politikacıdan biri olan (1994) ve kısa bir süre öncesine kadar Yeşiller Partisi’nin Eş Genel Başkanlığını yürüten Özdemir‘e ödülü 18 Ağustos Pazar günü, Almanya‘daki demokrasinin sembollerinden Paulskirche‘de (Aziz Paul Kilisesi) düzenlenen bir törenle Frankfurt Büyükşehir Belediye Başkanı Peter Feldmann tarafından verilecek.
Ödül konuşması ise Yeşiller partisinin genç milletvekillerinden Aminata Toure tarafından yapılacak. Schleswig Hollstein Eyalet Meclisi‘nde milletvekili olan Toure, 1991‘de siyasi nedenlerle Mali‘den Almanya‘ya kaçan bir ailenin çocuğu…
Frankfurt ile kardeş şehirleri Eskişehir ve Tel Aviv‘den amatör genç futbolcuların katıldığı dostluk turnuvasına katılmak ve bir dizi temaslarda bulunmak üzere kenti ziyaret eden Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen‘in de ödül törenine katılması bekleniyor.
Frankfurt Büyükşehir Belediyesi‘nden yapılan açıklamada ödülün Özdemir‘e verilmesi şöyle gerekçelendiriliyor:
“Göç ve entegrasyon onun siyasal çalışmalarının ağırlık noktalarından biri. Federal Almanya Cumhuriyeti‘nin, farklı köken, dil ve dinlerden insanların birlikte yaşadığı, dünyaya açık ve hoşgörülü bir ülke olarak gelişmesi için tüm varlığıyla çalışıyor. Bunun için hep olağanüstü bir angajman içinde, dışa açıklığı ve hoşgörüyü içselleştirmiş barış içinde bir dünyayı oluşturmak için sürekli geleceğe yönelik mücadele içinde. Bütün bunlarla o da Ignatz Bubis‘in yaşamı boyunca hedeflediği değerleri temsil ediyor.“
Almanya‘da göçmenlerin eşit haklar mücadelesinin ve yabancı düşmanlığıyla mücadelenin önde gelen isimlerinden Cem Özdemir, bu vesileyle şimdiye kadar birçok ödülün sahibi oldu.
Örneğin Almanya‘da “ön yargıların kaldırılması“ hedefiyle eski cumhurbaşkanlarından Theodor Heuss adına verilen madalya 1996‘daki sahibi o olmuştu. Federal Meclis‘te aşırı sağcı partiye karşı yaptığı konuşmasıyla “Yılın Konuşması“ (2018) ve Solingen kentinin “Keskin Bıçak“ ödülü (2019) ona verildi. Geçtiğimiz yıl da Anti-semitizmle mücadelesi ve liberal değerler için angajmanı gerekçesiyle Amerikan Yahudi Komitesi‘nin “Ramer Ödülü“nü (2018) almıştı.
Ödül töreni Paulskirche‘de
İlk kez 2001’de verilen “Ignatz Bubis Ödülü“nü, kaligrafik bir plaketle 50 bin euroluk parasal ödülü içeriyor. Bundan önce bu ödülü alan 5 kişi ve 1 kurum şöyle:
2001- Wolfgang Thierse (Federal Meclis – Bundestag – Başkanı, sosyal demokrat politikacı),
2004 -Prof. Dr. Franz Kamphaus (Katolik din adamı, Limburg Piskoposu),
2007- Walter Wallmann (Frankfurt eski Büyükşehir Belediye Başkanı, Hristiyan demokrat politikacı),
2010- Trude Simonson (Sosyal Hizmetler Uzmanı, Nazi toplama kamplarında yaşadığı uzun yıllar eziyet çekenleri temsilen),
2013- Fritz Bauer Enstitüsü (Nazi Almanyası‘nda işlenen insanlık suçlarını ve etkilerini araştıran Frankfurt Üniversitesi‘ne bağlı enstitü. Savaş sonrası Almanya‘da nazi savaş suçlularını tüm engellemelere rağmen nazi savaş suçlularını takip ederek bir bölümünü yakalatan, Nürberg‘deki mahkemelerden sonra en kapsamlı soykırım davalarının açılmasını, suçluların önemli bir bölümünün ağır hapis cezaları almalarını sağlayan Yahudi kökenli Frankfurt Başsavcısı Fritz Bauer‘in adını taşıyor.)
2016- Frank-Walter Steinmeier (Federal Almanya Cumhurbaşkanı. Sosyal demokrat politikacı ödülü aldığında dışişleri bakanıydı).
Anlayış için ödül
Tam adı “Anlayış için Ignatz Bubis Ödülü“ adını taşıyan ödül, ölümünden iki yıl sonra, kişiliğini ve mücadelesini anmak amacıyla Frankfurt Büyükşehir Belediyesi tarafından verilmeye başlandı.
Ödülün kime verileceği, kamusal çalışmalarıyla Bubis‘in temsil ettiği değerleri yaşatan kişi ve kurumlara bu amaçla oluşturulan kuratoryum tarafından kararlaştırılıyor.
Görevdeki Frankfurt Büyükşehir Belediye Başkanı‘nın başkanlığını yaptığı kuratoryumun üyeleri Frankfurt Yahudi Cemaati‘yle, Almanya Yahudileri Merkez Konseyi yöneticilerinden oluşuyor. Bilindiği gibi 2012 yılından bu yana Frankfurt‘un Büyükşehir Belediye Başkanlığı‘nı yürüten sosyal demokrat Peter Feldmann da 1933‘den bu yana bu göreve seçilen Yahudi kökenli ilk politikacı…
Ödül töreni için seçilen yer de Almanya‘nın siyasal tarihi açısından büyük bir sembolik önemi olan Paulskirche (Aziz Paul Kilisesi). Almanya‘da halk tarafından seçilmiş ilk parlamento olarak hizmet veren (1848 devrimi sırasında) Paulskirche, uzun yıllardır kilise olarak değil, ülke açısından önemli siyasal ve kültürel törenlere, toplantılara ve sergilere ev sahipliği yapıyor.
Fassbinder ve Yahudilerle ilgili önyargılar
Savaş sonrası Almanya‘nın önde gelen tanınmış siyasal kişiliklerinden Ignatz Bubis, 1956‘dan ölümüne kadar (1999) Frankfurt‘ta yaşadı. Almanya‘daki, özellikle de Frankfurt‘taki Türkiye kökenli göçmenlerin önde gelen isimleriyle de yakın ilişkileri olan Bubis, bu kentteki yaşamı boyunca ırkçılık, ayrımcılık, yabancı düşmanlığıyla, aşırı sağ parti ve örgütlerle mücadele etti.
Ancak mesleği emlak ve arsa komisyonculuğu sayesinde kentin zengin işadamları arasında yer alan Bubis, bu özelliği nedeniyle sadece Yahudi düşmanlarının, aşırı sağcı ve ırkçıların değil, aynı zamanda solcu 68 hareketinin bir bölümüyle de karşı karşıya geldi.
Birçok kişi, onun kişiliğinde kafalarındaki Yahudilerle ilgili önyargıların doğrulandığını düşünüp, hem “spekülasyoncu“, hem de siyasal kimliğiyle Bubis‘i hedef aldı. Hatta Almanya sinemasına damgasını vurmuş yönetmen Rainer Werner Fassbinder‘in en önemli tiyatro oyunlarından “Çöp, Şehir ve Ölüm“ü yazarken onu bu özelliğiyle hedef aldığını ileri sürenler oldu. “Anti semitizm“le suçlanan oyunun Frankfurt‘taki prömiyerini protesto eden yüzlerce kişi arasında Bubis de yer almıştı (1985).
Walser‘i “kundakçılık“la suçlamıştı
Frankfurt‘un zengin semtlerinde spekülatif amaçlarla boş tutulan villaları, evleri işgal eden 68‘li isyancı gençliğin o dönemki ve daha sonraki mücadelelerini kısmen de olsa zehirleyen bu “anti semitizm“ tartışmasının sembollerinden olan İgnatz Bubis, 1927‘de Breslau‘da dünyaya geldi.
Ukrayna‘dan o dönem Almanya‘ya ait olan Breslau‘ya göç etmiş bir ailenin çocuğu olan İgnatz Bubis, Yahudi soykırımında hemen hemen tüm akrabalarını toplama kamplarında kaybetti. Savaştan sonra şansını çeşitli yerlerde ticaret yaparak denedi ve sonunda 1956‘da Frankfurt‘a yerleşti.
Frankfurt‘taki Yahudi cemaatinin önde gelen yöneticileri arasında yer aldı, dönemin güçlü siyasal partilerinden FDP‘nin (Hür Demokrat Parti) üyesi oldu ve uzun süre Federal Yönetim Kurulu‘nda yer aldı. Hem Frankfurt‘taki, hem de Almanya‘daki Yahudi örgütlerinin yönetimlerine girdi, 1992‘den sonra Almanya Yahudiler Konseyi‘nin başkanlığını yürüttü.
Almanya‘nın geçmişindeki insanlık suçlarının unutulmaması, hatırlanması ve bunlardan ders çıkarılması amacıyla toplumun uyarılması mücadelesinin en önünde yer aldı.
Çağdaş Alman edebiyatının önde gelen isimlerinden Martin Walser‘i Paulskirche‘deki “Barış Ödülü“ töreninde yaptığı konuşmada (1998), Nazi Almanya’sının insanlık düşmanı suçlarını görmezden gelmekle eleştirip, aşırı sağın “fikirsel kundakçısı“ olarak suçlamıştı. Ve böylece Almanya‘da geçmişin değerlendirilmesi konusunda yeni bir tartışmanın tarafı olmuştu.
Almanya‘ya Yahudi kökenli bir cumhurbaşkanı!
Ama girişte vurguladığımız gibi Almanya‘nın nazi geçmişi ve anti-semitizmle değil, ülkedeki her çeşit yabancı düşmanlığı, ırkçılık, ayrımcılıkla mücadele etti. Türkiye kökenli göçmenlerin ve diğer azınlıkların eşit haklar mücadelesinin yanında oldu. Partisi FDP içindeki Türkiye kökenli politikacıların yönetim kademelerine getirilmesini destekledi.
1993‘te bir ara Cumhurbaşkanlığı‘na aday gösterilmesiyle ilgili tartışmayı Almanya‘nın bu makamda henüz Yahudi kökenli bir devlet adamına hazır olmadığını söyleyerek noktaladı.
Tüm uluslararası platformlarda Federal Almanya Cumhuriyeti‘ni ve buradaki demokratik sistemi savundu, ancak 90‘lı yıllarda artan ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve aşırı sağ eğilimlerden dolayı ülkenin geleceğine ilişkin düşüncelerine karamsarlık egemen oldu.
Almanya‘da toprağa verilmek istemedi
Başta Federal Liyakat Madalyası olmak üzere Federal Almanya‘nın bir çok ödülünü aldı. 1999‘da öldüğünde, vasiyeti gereği İsrail‘de toprağa verilmek istediği açıklanması birçoklarını hayalkırıklığına uğrattı. Mezarının Almanya‘da olmasını istemiyordu ve böylece son yıllarda Almanya‘da artagelen Yahudi düşmanlığını, Yahudilerin mezarlarına yönelik saldırıları protesto ediyor, toplumu uyarıyordu…
Bubis‘in bu “eylemi“ Almanya‘ya yönelik ağır bir eleştiri olarak tarihe geçti.
Frankfurt bu ağır tokata rağmen, 1993‘de “fahri hemşerisi“ ilan ettiği İgnatz Bubis‘i kentin önemli şahsiyetlerinden biri olarak görmeye devam ediyor.
Kentin ortasından geçen Main Nehri üzerindeki en büyük köprülerden biri 2000 yılından bu yana onun adını taşıyor.
Onun kültürlerarası ilişkilerde kurmaya çalıştığı “köprü“leri hatırlamak, hatırlatmak üzere…
Adı taşıyan ödülü ölümünün 20‘nci yılında göçmen kökenli bir politikacıya verilmesiyle “köprü“ kurmaya devam ediyor… (GK/EKN)