Hrant Dink Vakfı’nın Kayseri’de yapmayı planladığı konferans valilik kararıyla yasaklanmıştı hatırlarsınız. Bunun üzerine vakıf konferansı Şişli’de yapmak istemiş bu kez yasak kararı kaymakamlıktan gelmişti. Gerekçesi belirtilmemiş engelleme kararı toplantı ve gösteri yürüyüşleriyle ilgili 2911 sayılı kanuna dayandırılmıştı. Vakıf yönetimi, bu yasayı işletmenin hukuksuz olduğunu vurguladı. Ancak yasak kararı uygulandı ve konferans yapılamadı.
TIKLAYIN - Fethiye Çetin: Kayseri Konferansı'nın Yasaklanması Hukuki Değil
Kayseri konferansında ne konuşulacaktı?
Peki konferans yapılsaydı ne konuşulacaktı? Agos gazetesi gazeteciliğin en temel reflekslerinden birini göstererek toplantı programında yer alan bilim insanlarına “Neler anlatacaktınız” diye sordu. Yanıtları ve sunumları geniş bir dosya olarak okuyucusuna sundu. Böylece yasaklanan konferans kamuya açık hale gelmiş oldu. Biz de bianet olarak Agos’un haberini yayımladık.
Konferansın yasaklanması ifade özgürlüğünün ihlaliydi. Toplantı ve gösteri yürüyüşleri de anayasal bir haktı.
AYM'nin pankart davası kararı
Tam da bu iki ifadeyi bir araya getiren önemli bir Anayasa Mahkemesi kararını Ayça Söylemez 1 Kasım’da haberleştirdi. Bir pankart davasında AYM’nin verdiği karar özetle şöyle:
“(...) Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı, ifade özgürlüğünün özel bir biçimidir. İfade özgürlüğünde olduğu gibi toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı da sadece toplumun geneli tarafından savunulan, kabul gören görüş ve fikirleri korumakla yetinmez. Bunun haricinde toplumun genelini rahatsız edebilecek, endişelendirecek hatta şoke edecek veya onların belirli düzeyde tepkilerini çekebilecek bazı fikirleri savunma amacıyla da toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlenebilir.”
RTÜK’te muhalif olma hali...
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nda (RTÜK) 11 Temmuz’dan beri CHP’li üye olarak görev yapan Faruk Bildirici’nin kurul üyeliği düşürüldü. Bildirici, bu durumu Twitter hesabından açıkladı ve “Muhalefet yapmanın bedeli üyeliğimin düşürülmesi oldu” mesajıyla duyurdu.
Kurul üyesi olduğundan beri hem RTÜK’ün tartışmalı gündemini hem kurul kararlarıyla ilgili muhalefet şerhlerini Twitter’dan kamuya açan Bildirici, 3 Eylül’de Tansu Pişkin’e “muhalif üye olma halini" şöyle anlatmıştı:
“Aslında 40 yıllık ombudsmanlık deneyimi de bulunan bir gazeteci olarak uyarılarımı, zaman zaman itirazlarımı dile getiriyorum. Ve tabii en önemlisi RTÜK'ün daha şeffaf, kamuya açık bir kuruluş olmasını hedefliyorum.
Birçok itirazın karşılığı olmuyor ama benim bu durumda asıl muhatabım RTÜK'teki çoğunluk değil, kamuoyu.
Burada onlar adına bulunuyorum, onların haklarını savunuyorum, onların bilgi edinme haklarını ve Türkiye'de evrensel yayıncılık ilkelerine uygun bir televizyon radyo yayıncılığı yapılmasını sağlamaya çalışıyorum.”
TIKLAYIN - RTÜK Üyesi Bildirici: "Eşcinsel İlişki Nedeniyle Ceza Vermek Ayrımcılıktır"
TIKLAYIN - RTÜK Üyesi Bildirici: RTÜK, AYM Kararına Uymakla Yükümlü
TIKLAYIN - Faruk Bildirici'den RTÜK Başkanı'na "Görevden Çekil" Çağrısı
İnternet yayınları üzerinde de denetim yetkisi alarak müdahale alanını büyüten RTÜK’te muhalif üyenin devre dışı bırakılması, ifade özgürlüğü başta olmak üzere basın özgürlüğü açısından da sıkıntı olacak. Bildirici’nin başlatacağı süreçte yargının nasıl bir karar vereceğini izleyeceğiz.
Gazetecinin bilgisayarına erişimi engellemek
Demirören Grubu, Hürriyet gazetesinde çoğu Türkiye Gazeteciler Sendikası üyesi 43 (bilinen) gazetecinin işine geçen hafta son verdi. Yönetim, bu toplu işten çıkarmayı evlere gönderilen tebligatlarla gazetecilere bildirdi. Dahası gazeteciler mesai için geldikleri ofislerinde bilgisayarlarını açamadı. Gazeteciler toplu olarak dava açma kararı verdi. Bu dava, medyadaki tek tipleştirme ve tekelleşmeye karşı önemli bir hamle olacak. Hürriyet'te olanlar, meslek örgütlerinin dile getirdiği gibi "Emeğe saygısızlığının en çarpıcı örneği.."
TIKLAYIN - Hürriyet'te Eve Tebligatla İşten Çıkartmalar
TIKLAYIN - TGS: Hürriyet'te 43 Üyemiz İşten Çıkarıldı, Bu Bir Sindirme Operasyonu
Geri gönderme merkezleri ve çocuklar
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye’deki iki büyük geri gönderme merkeziyle ilgili çok önemli bir karar verdi.
AİHM, Kumkapı ve Antep'teki geri gönderme merkezlerine üç çocuğuyla kalan G.B. adlı mülteci kadına ve üç çocuğuna 67 bin 750 Euro tazminat ödenmesine hükmetti.
Mahkeme geri gönderme merkezindeki koşulların çocukların korunmasına dair geniş ölçüde tanınmış olan uluslararası ilkelere tamamen aykırılık gösterdiğini vurguladı.
AİHM kararının ardından Evrim Kepenek'in İzmir'deki Harmandalı Geri Gönderme Merkezi'yle ilgili haber serisini de hatırlatmak gerek:
TIKLAYIN - Harmandalı Geri Gönderme Merkezi'nde Mülteci Kadına İşkence İddiası
TIKLAYIN - Harmandalı Geri Gönderme Merkezi'nde Neler Oluyor?"
"Güvenli bölge bir çöl..."
Geçici koruma kaydı İstanbul’da olmayan Suriyelilerin kayıtlı oldukları kente gitmeleri için verilen süre 30 Ekim’de bitti. Ruken Tuncel’in konuştuğu Suriye Dernekler Platformu Başkanı Mehdi Davud, Suriyelilerin çoğunun kayıtlı oldukları yerlere gittiklerini belirtirken, “güvenli bölge”ye ilişkin de şunları söyledi:
“Güvenli bölgeye geri göndermeler, alt yapı, barınma imkanı, çalışma imkanları sağlanmadan yapılamaz. Çünkü sözü edilen bölge bomboş çölden ibaret bir yer. İnsanlar neye güvenerek oraya gidecekler. Türkiye Devleti’nin de bunun farkında olduğunu düşünüyorum, dediğim gibi aksi halde insanlar kaçıp geri geleceklerdir.”
"Ben bir zeytinyağı ve limon milliyetçisiyim artık"
Pınar Selek… 21 yıldır bitmeyen Mısır Çarşısı davasının sanığı… On yıldır yurtdışında..
Gazeteci Esma Çakır, İtalya’da Akdeniz Kültür Ödülü’nün "Sivil Toplum" kategorisinde ödül alan Selek’le bianet için söyleşti.
Selek, “Siz kendinizi nereye ait hissediyorsunuz” diye soran Çakır’a şu yanıtı verdi:
“Şu an Akdeniz’e ait hissediyorum. Bir milliyetçilik yaparsam, ben bir zeytinyağı ve limon milliyetçisiyim artık. Orada bir aidiyet duygusu hissediyorum; mutfak, yemek, müzik… Onun dışında hiçbir şeye ait hissetmiyorum. Zaten mesela çocuk da doğurmak istemedim, ama çocukları çok seviyorum. Bir şeyin benim olması için sevmeme gerek yok…”
Söyleşinin tamamını buraya bırakıyorum: Pınar Selek 10 Yılını Anlattı: Ben Artık Bir Göçebeyim
İyi haftalar olsun..