İdeolojiler, toplumu bir ülkü etrafında birleştirerek ona biçim veren araçlardır.
Siyasetler ise temsil ettikleri ideolojileri hayata geçirme araçlarıdır.
Dolayısıyla her siyaset, temsil ettiği ideolojiyi yaşamsallaştırma şiarıyla hareket eder.
Bu anlamda;
Her ideolojinin savunduğu dünya görüşü farklıdır.
Her ideolojinin ütopyası farklıdır.
Her ideolojinin yaşam felsefesi farklıdır.
Her ideolojinin değerleri farklıdır.
Her ideolojinin dayanağı dinamikler farklıdır.
…
Ama verili siyasete bakıldığında istisnalar haricinde;
Tüm siyasetler ihtiyaç duyduklarından yalana başvururlar.
Tüm siyasetler halkın çıkarlarını savunduklarını iddia ederler ama uygulamada kişi, grup, parti ya da sınıf çıkarlarını esas alırlar.
Tüm siyasetler çıkarlarına ters gördükleri hakikatleri gizlerler.
Tüm siyasetler kendi icraatlarını abartırken rakiplerinin icraatlarını görmezden gelirler.
…
Burada bir terslik var.
Yani, ideolojik olarak ayrı dil kullanan siyasetler, siyasetin namakbul yöntemlerinde aynı dili kullanabiliyorlar.
Bu durumda ideolojik ayrılıklar suni ve biçimsel kalıyor. Keza verilen kavgalar da.
O halde ideolojik ayrılıklar ile siyasi ayrılıklar masaya yatırılmalı. (AB/APK/KU/SD)