İnsan onuru ve insan hakları ilkelerine dayalı bir rejim için mücadelenizin tanığıyız.
Hocam, 17 Aralık 2024’te aramızdan ayrılışınızın üzerinden bir yıl geçti. Bir yıldır sizi kimi zaman gözlerimiz dolarak kimi zaman gülerek sayısız defa andık.
Sohbetlere ek olarak, birçok etkinliğimizi sizi andık. Örneğin, İHD akademimizin derslerini sizin adınıza yaptık. Benzer şekilde, 15-16 Kasım’da gerçekleştirdiğimiz 22. Olağan Genel Kurulumuzun açılışında videonuzu izledik. Sizi her daim aramızda hissettik.
Emek
Sohbetlerimizde sık sık söylediğiniz gibi İHD’de esas olan emek vermektir. Kurulduğu ilk günden aramızdan ayrıldığınız son ana kadar İHD’ye emek verdiniz. Sadece İHD’ye değil TİHV, İHOP başta olmak üzere birçok insan hakları örgütünde emeğiniz var.
12 Eylül karanlığında hapsedilen devrimcileri mahkemelerde savunmak için emek verdiniz. Derneğimize gelen başvurucuların haklarını savunmak için emek verdiniz. Hapishane önlerinde kurulan İHD’nin mücadelesinin sokaklarda yürütülmesi için emek verdiniz.
Kuruluşunda yer aldığımız derneğimizde şubede ve genel merkezde genel başkanlık dahil birçok görevde bulundunuz. Bu görevleri her daim “İHD’de görevler, unvanlar ikincildir esas olan emektir” diyerek yürütüyordunuz.
Özcesi, insan hakları ilkelerinin korunması, geliştirilmesi için emek verdiniz.
Tevazu
Size tanımlayacak en iyi kavramlardan birisi herhalde tevazudur. İnsan hakları alanında sürekli köşe yazısı, makale, rapor ve kitap yazmak için sürekli okumak gerektiğini pratiğinizle gösteriyordunuz. Sokaklara çıkan insan hakları savunucularının kendisini bilgiyle de donatması gerektiğinin altını çiziyordunuz.
Entelektüel bilgi birikiminiz sadece insan hakları alanıyla sınırlı değildi. Edebiyat, felsefe, futbol vb. konularda ettiğimiz sohbet derin sohbetlerden çok şey öğrendim.
14 Aralık’ta Van’da düzenlediğimiz Barış ve Çatışma Çözümleri konulu panelimizde sizi anarken “sizden çok öğrendiğimi” söyledikten sonra aldığım yanıt “hepimiz Hüsnü Öndül’den çok öğrendik” oldu.
Gerek insan hakları alanındaki perspektifinizi gerekse de sohbet ettiğimiz diğer alanlara ilişkin birikiminizi tevazu içerisinde sükûnetle aktarıyordunuz.
Sahip olduğunuz tevazu ile “Unvanlar ikincildir, esas olan emektir” felsefeniz birbirini tamamlıyordu.
Vefa
Hüsnü Hocam, insan hakları hareketinin bir vefa hareketi olduğunu her daim söylüyordunuz. İHD’ye ve diğer kurumlara emek verenleri, eski dostlarınızı hep iyi anıyordunuz. Sohbetlerimizde insan hakları ve daha genel toplumsal mücadeleye katkı sunanları hep iyi yönleriyle, sevgiyle anıyordunuz. Sizinle cenaze törenlerine katılıyorduk. Dostlarınızı yalnız bırakmazdınız. Dostlarınız da sizi yalnız bırakmadı.
İnsan onuru
İnsan hakları mücadelenizde insan onuru için çok çaba sarf ettiğiniz. İnsan onuru üzerine bolca yazdınız. Tabi ki, insan onurunun güvence altına alınması için ihlallere karşı mücadele etmenin, hakikati ortaya çıkarmanın, cezasızlıkla mücadele etmenin, adaleti sağlamanın gereğini de sürekli söylüyordunuz.
İnsan onuru mücadelemizin temel kavramlarından birisi olmaya devam ediyor. Kürt Meselesine yönelik çözüm sürecinde veya CHP’ye yönelik artan baskı uygulamalarında, KHK’lar meselesinde, mülteci alanında, kadına ve çocuğa yönelik şiddet, LGBTIQ+’lara yönelik ayrımcılık vb. konularda mücadelemizi insan onuru temelinde yürütüyoruz.
Barış
1 Ekim 2024’te kamuoyuna duyurulan barış sürecinin hepimiz gibi sizi de mutlu ettiğini zaten konuşmuştuk. Yıllarca cesaretle ve kararlılıkla yürüttüğünüz insan hakları mücadelesinde Kürt Meselesinin çözümü için siz de yoğun çaba sarf ettiniz.
Özünde bir insan hakları ve demokrasi konusu olan Kürt Meselesinde çözüm çabalarının arttığı bugünlerde aramızda olmanız biz insan hakları savunucularına dolayısıyla da sürece katkı sunardı.
Bugünlerde barış umudumuzun arttığını söyleyeyim. Tabi ki, barış umudumuzu daha da arttırmak bizlerin insan hakları savunucularının yürüteceği mücadele ile doğrudan orantılı olduğunu biliyoruz.
Size çok sevineceğiniz bir haber vereyim İHD insan onurunu güvenceye alacak hak temelli rejimin inşası ve barış için mücadele etmeye devam ediyor.
Bir okul olarak İHD
İHD’nin bir okul olduğunu ve yıllar içerisindeki kümülatif bilgisini yeni kuşaklara daha çabuk aktardığını söylerdiniz. Misal, ilk kuşak insan hakları savunucularının beş yılda geldiği bilgi, birikim düzeyine sonraki kuşakların daha kısa sürede ulaştığını söylüyordunuz.
İnsan hakları alanında eğitime verdiğiniz önem herkesin malumu. 2008’de İHD Akademimizin kurulmasından önce de insan hakları eğitimi konusunda çok çabanız vardı. Vefatınızdan üç gün önce hastanedeki son sohbetimizde de insan hakları eğitimin mücadelemize kalıcı etkisine dikkat çekerek önemini vurgulamıştınız.
Hüsnü Hocam, bir İHD okul olmaya devam ediyor.
Anma
Sizi, 17 Aralık Çarşamba 10.00’da Karşıyaka Mezarlığında anacağız.
Anmaya aileniz, birçok arkadaşınız gelecek ve İHD, İHOP, TİHV, Af Örgütü, Hak İnisiyatifi vb. insan hakları örgütlerinden dostlarınız gelecek.
Hüsnü Hocam, sizi çok özledik.
(Oİ/EMK)










