Bulgaristan’da yaklaşık üç ay önce skandallarla tanınmış eski medya patronlarından Delyan Peevski’nin Ulusal Güvenlikten Sorumlu Devlet Teşkilatı (DANS) yöneticiliğine getirilmesiyle yüksek katılımlı halk ayaklanmaları başlamıştı. Yurt çapına yayılarak devam eden protestolarda Bulgaristan meclisi çevresi işgal edilmişti.
Erken genel seçimler haricinde aslında Şubat ayından bu yana devam ettiği söylenebilecek toplumsal hareketin ilk hissedilen sonuçlarını ortaya koymaya başladı. Yeni gelen kamu yoklamalarına göre partilerin son seçimlerde aldıkları oy oranlarına göre bariz değişiklikler var, fakat yine de siyasi arenada protestolarda ortaya çıkan gençlik forumlarından bir siyasi oluşum doğmaması ya da var olan siyasi partilerin dönüşüme girmemesi çıkmazı sürdürüyor.
Mayıs ayındaki seçimlerde, bir önceki dönemde tek başına hükümet olan Avrupai Kalkınma için Bulgaristan'ın (GERB) az bir oy kaybıyla tek başına muhalefette kalmasını sağlayan protestolar yine de en büyük çoğunluğun GERB’de olmasını engelleyememişti. Mayıs ayında halen birinci parti olan GERB’in lideri eski başbakan Boyko Borisov, Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) öncülüğünde, etnik Türk Haklar ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) ve aşırı sağ Ataka’dan oluşan yeni hükümetin kurulmasının ertesi gün başlayan protestolar bu hükümetin toplumun onayını almadığını gösterdiği gerekçesiyle yeniden seçim yapılmasını istemişti. Hükümetin yüzüncü gününde Alfa Araştırma Şirketinin yaptığı halk yoklamasına göre sistemin değişimini talep eden protestolar gölgesinde partilerin hepsinin oy oranlarında oynamalar meydana geldi.
Herhangi bir partiye özel ya da bir partiye karşı değil, bütün sistemin ve tüm partilerin yetersizliğinden doğan protestoları halen kavrayamamış olan Bulgaristan’lı siyasiler, diğer partilerden üstün olduklarını vurgulayarak oy oranlarını artırmaya çalışıyor. Bu akıma bir farklı bakış açısını, çok farklı alanlardan sistemin yüzde 4’lük seçim barajının adaletsiz olduğunu öne sürerek birlik halinde hareket etme kararı alan Reformcular Birliği oluşturuyor.
Bu birlik içinde Güçlü Bulgaristan için Demokratlar (DSB), eski Avrupa Komisyonu üyesi Meglena Kuneva’nın partisi Yurttaşlar için Bulgaristan (YİB), Yeşiller Partisi, etnik Türk partisi (HÖH) ve eski sağ kanat Mavi Birlik Partisi tarafından oluşturulan ‘Milli Parti Özgürlük ve Onur’, sağ parti Demokratik Güçler Birliği (UDF), ve Bulgar Çiftçi Halk Birliği (BZNS) dahil. Sağ ve sol kanattan iki uca da çok geniş bir yelpazeyle yaklaşan, hem Avrupa bütünleşmesini destekleyen hem de buna karşı çıkan kişileri bir araya getiren birliğin gerçek bir seçim durumunda ne şekilde konumlanacağı henüz belirsiz, fakat şimdilik sisteme karşı çıkan birçok kişiyi ikna etmişe benziyorlar.
Bugün seçim olsa
Bugün bir seçim olması durumunda, partilerin alacakları oy oranları yüzde 20’lik hiçbir partiyi kendine yakın hissetmeyenler haricinde şu şekilde sıralanabilir:
- BSP 18.4 %
- GERB 15.6 %
- Reformcular Birliği 7.6 %
- HÖH 5.8 %
- NFSP 3.1 %
- ATAKA 1.5 %
Var olan hükümetin lider partisi BSP oy oranını artırmış gibi görünse bile, toplam nüfusta hükümetin başarılı olduğunu düşünenlerin oranı bir önceki yoklamaya göre yüzde 39’dan, yüzde 26’ya inmiş durumda. Etnik Türk partisinin oy oranında gözle görülür bir değişim olmamasına karşın, bir kısım oylarını alternatif Türk partisinin dahil olduğu Reformcular Birliği'ne kaptırdığı görülüyor.
Son yıllarda git gide daha da hızlı bir çıkış yakalayan ve oylarını kemikleştirerek artırma eğiliminde olan aşırı sağ Ataka ise bugün bir seçim olması durumunda meclis dışında kalacak gibi görünüyor; oy oranı eriyerek diğer sağ partiler ve özellikle de ‘Bulgaristan’ın Selameti için Milli Cephe’ye (NFSP) kaymış gibi görünüyor. Oy oranlarının bu şekilde kalması durumunda Avrupa karşıtı aşırı sağ görüşlerin bugün seçim olması halinde meclise giremeyeceği görülüyor; Ataka’nın oylarındaki erimenin ise BSP ve özellikle de ‘düşman’ ilan ettikleri etnik Türk HÖH partisi ile koalisyona girerek işbirliği içinde hareket etmesi görülebilir.
Araştırmanın ortaya koyduğu bir diğer sonuç ise üçüncü ayını doldurmak üzere olan hükümet karşıtı protestoların toplumun yüzde 51’i tarafından desteklenirken, toplumun yüzde 33’ünün de hükümete destek gösterilerine onay vermesi. Bu protestolara destek oranlarının aynı zamanda seçimlere katılım oranlarıyla da örtüşüyor olması bir tesadüf değil; Mayıs ayında yapılan seçimlere katılım yüzde 50’nin altında kalmıştı.
Devlet yetkililerinin soğukkanlılıkla yaklaştığı, toplumun demokratik haklarını kullanmada önlerine engeller konulmadığı ortamda hükümet lideri partinin oy oranını artırması şaşırtıcı değil. Fakat yine de belirtmekte fayda var ki şu anlık yalnızca diğer memleketlere kıyasla kendilerinin demokratik haklarını kullanmada bir engelle karşılaşmamalarından kaynaklanan bu artış uzun vadeli, kalıcı bir desteğe dönüşmekten çok uzakta kalacaktır. Başbakan Plamen Oresharski için protestolarda takınacağı tavırdan ziyade uzun vadede başarıyı sürdürebilmesi için önemli olan tabanından gelen taleplere kulak vererek partinin yeniden yapılanmasını sağlamasıdır. (GÖ/HK)