Bir film oynadı, yaşlılarla ilgili. Herkes ağladı! Başbakan da gitti, eminim o da sessizce ağladı. Hem seyretti hem çare düşündü belli ki. Çünkü hemen arkasından yaşlılar için "evde bakım" projesini açıkladı. Çözüm bulma konusundaki samimiyetinden hiç şüphem yok Ama aklım karıştı!
Çünkü Başbakan, 10 Ocak Perşembe günü 60. Hükümet Programı Eylem Planı'nı (2008-2012) açıkladı... İçinde yaşlılara ilişkin tek kelime yok!!
"Sosyal restorasyon"da yaşlılar yok!
Biraz daha açayım.
Sunuş konuşmasında "Önümüzdeki dönemi Sosyal Restorasyon süreci olarak görüyoruz. Sosyal yaralarımızı geçici olarak saracak pansuman tedavisinden değil, kalıcı olarak iyileştirmekten söz ettiğimi özellikle belirtmek istiyorum" dedi. Pek güzel dedim!
Hemen Eylem Planına ulaştım. Yaşlı nüfusa ilişkin nasıl bir planlama yapılmış diye metni yukarıdan aşağıya, aşağıdan yukarıya taradım... Hiçbir şey bulamadım! Yanlış görüyorumdur diye kendime kızdım. Teknolojiyi devreye sokarak bu sefer "bul" komutuyla aradım. Yok ki yok!
Sonra tekrar sunuş metnine baktım. Başbakan konuşmasını bitirirken "Biz, hükümet olarak, bugüne kadar ulaşamayacağımız hiçbir hedef koymadık, belirlediğimiz hedeflere ulaşmak konusunda da azami bir gayret içinde olduk. Bizim programlarımız, geçmişte siyasete hâkim olan, 'yapılamayacak vaatlerden oluşmamaktadır'. Biz, gerçekçi hedefler koyuyoruz, bu hedeflerin takvimini belirtiyoruz, hedeflerimizi kamuoyuna açıklıyor ve en başta bizzat kendimiz bu hedefleri takip ediyoruz. 60. Hükümet Programı Eylem Planı da bu anlayışla hazırlanmıştır" demiş. Çok güzel!
Ama yaşlı nüfus konusunda niye bir şey yok? Acaba hükümet yaşlılara ilişkin politikaları yapılamayacak vaatler' içerisinde mi görüyor diye düşündüm önce. Çünkü hedefler arasında değiller. O zaman, yaşlı nüfusa ilişkin politikalar takvimi, takibi oluşturulacak "gerçekçi bir hedef değil" anlamı çıkmaz mı?
DPT planında var
Yoksa, geçen hafta kısaca açıklanan ama detaylarını henüz göremediğimiz yaşlılara evde bakım hizmeti meseleyi çözer diye mi planlandı acaba? Hiç sanmam, çünkü yaşlı olmak sadece bakım hizmetlerinin öznesi olmak değil. Vatandaşlık haklarını kaybetmek değil. Kendini geliştirme hakkından yoksun olmak değil. Toplumsal olarak dışlanmak değil.
"Muhtaç değil, yaşlı vatandaş" üzerine politikamız var mıdır acaba diye düşünürken, Devlet Planlama Teşkilatının (DPT) "Türkiye'de Yaşlıların Durumu ve Yaşlanma Ulusal Eylem Planı" (1) hazırlamış olduğunu hatırladım.
Teknoloji sağ olsun buldum inceledim. Yaşlılık konusunu çeşitli boyutlarıyla son derece geniş ve sistematik bir şekilde ele alan 124 sayfalık bir eylem planı. DPT uzun zamandan beri üzerinde çalışmış ama açıklanma tarihi çok yeni. 2007 tarihli. Yaşlanma ile ilgili politika geliştirme ve uygulama konusunda bir hareket noktası olması amacıyla hazırlanmış fakat
Eylem Planına girmemiş, şaşırtıcı bir durum!
Tavsiye ederim inceleyin. Raporda yok yok! Yaşlı nüfusun durumu ve gelişimine ilişkin geniş analizler yapılmış.
Yaşlılıkta sağlık ve refahın artırılması, yaşlıların toplum ve kalkınma sürecine aktif katılımları; sosyal güvenlik sorunu, yoksulluğun ortadan kaldırılması ile ilgili mevcut durum analizleri yapılmış.
Bunun yanı sıra, sağlık ve bakım hizmetlerine tam erişim, yaşlı bakımı ve bakım hizmeti verenlerin desteklenmesi, yaşlılara karşı şiddet ve istismarın engellenmesi, eylem planları, her şey var.
Daha da önemlisi Raporda yaşlılara yönelik çözümler 'muhtaçlık' kriteri üzerinden kurgulanmamış.
Hepimiz yaşlanacağız
Hem mevcut durum analizi yapan, hem de çeşitli başlıklarda eylem planları sunan bu rapor nasıl olur da 60. Hükümet Programı Eylem Planı'na hiç yansımaz?
İyi niyetle bakalım ve madem böyle bir eylem planı hazırlandı o zaman bu konuda önümüzdeki dönemde politikalar geliştirilmesi düşünülüyor diyelim. Ama elbette "vatandaşlık" hakkı çerçevesinde sosyal güvence sağlanarak. Yani damgalamadan, etiketlemeden ve aşağılamadan. Hayır hasenata bağımlı kılmadan! Onurlu bir yaşlılık, insanca yaşam garanti edilerek.
Eminim hepimiz farkındayız, yaşlı nüfus yüzyılın neredeyse en büyük meydan okumalarından biri. Üstelik zayıflamak,şişmanlamak gibi kontrol edilebilir bir şey de değil.
Kaçınılmaz bir durum. Ölümlüyüz ve hepimiz yaşlanacağız. Ötesi yok!
Geçici çözümlerle baş edilemeyecek kadar geniş kapsamlı bir toplumsal gerçeklik. Sadece 'muhtaçlık' üzerinden kurgulanamayacak kadar ciddi ve çok yönlü bir gerçeklik Acil program, politika, kaynak ve uygulama lazım.
Neden mi?
Türkiye yaşlanıyor
Türkiye hızla yaşlanıyor!
Demografik eğilimler, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de yaşlı nüfusun hızla artmakta olduğunu gösteriyor.
Bugün dünya üzerindeki toplam nüfusun yüzde 10'unu 65 ve daha yukarı yaş grubu oluştururken, bu oranın 2050 yılında yüzde 16'yı geçmesi bekleniyor.
Dünya Sağlık Örgütünün verilerine göre, bugün 650 milyon olan dünya çapındaki yaşlı nüfusun, 2050 yılında iki milyara ulaşacağı tahmin ediliyor.
Türkiye'de ise, 2005 yılında yüzde 5,7 olan 65 yaş ve üzeri nüfus oranının, 2050 yılında yüzde 18 civarına ulaşacağı tahmin ediliyor. Yaklaşık 17 milyon kişi.
1 Ocak 2008'de AB dönem başkanlığını devralan Slovenya nüfusunun neredeyse dokuz katı. Diğer bir deyişle, dokuz ülke büyüklüğünde yaşlı nüfus!
Ve 60. Hükümet Programı Eylem Planı'nda yok!
Öte yandan 65 yaş üstü nüfusun cinsiyet dağılımına bakıldığında kadın oranı erkeklere kıyasla daha yüksek. Toplam yaşlı nüfusun yaklaşık yüzde 54 'ünü kadınlar oluşturuyor.
Erkek ve kadın yaşlı nüfus arasında gelir farklılıkları da derin. Dolayısıyla, yoksulluğun kadınlaşması giderek daha da tehdit edici hale geliyor.
Kısaca, durum acil politikalar gerektirirken, önümüzdeki yılları da kapsayan 60. Hükümet Programı Eylem Planı'nda bu başlığın yer almamış olması gerçekten de çok şaşırtıcı.
Bir de, tartışılmakta olan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasa (SSGSS) Tasarısının sosyal güvenliği sadece 'çalışanlar' üzerinden geliştirmekte olduğu göz önünde bulundurulursa yaşlı nüfus 'vatandaşlık kapsamının' hepten mi dışında bırakılıyor diye endişelenmemek mümkün değil.(SA/EÜ)
* Selma Acuner, Avrupa Kadın Lobisi (EWL) Yönetim Kurulu Üyesi
** Ara başlıklar bianet'e ait.
(1) Yayın No: DPT 2741, Sosyal Sektörler ve Koordinasyon Genel Müdürlüğü.