İlk kez 15 Temmuz 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununda "Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması" kurumu kabul edilmiştir. Daha sonra 2006 yılında yetişkinler için Ceza Muhakemesi Kanunun 231. maddesine eklenen 5 ila 14. fıkralar arasında düzenlendi. Yetişkinler için önce, sadece şikâyete bağlı suçlarla sınırlı olarak, hükmolunan bir yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası için kabul edilmişti. Daha sonra 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 23.01.2008 gün ve 5728 sayılı Yasa ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231. maddesinin 5 ve 14. fıkralarında yapılan değişikliklerle hükmolunan "iki yıl veya daha az süreli hapis" veya adli para cezaları için de uygulanabilir hale getirildi.
Başlangıçta yetişkin sanıklar hakkında şikâyete bağlı suçlarla sınırlı olarak uygulanan bu kurum, Anayasanın 174. maddesinde güvence altına alınan İnkılâp Yasalarında yer alan suçlar dışında, tüm suçları kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmiş oldu. Sadece Terörle Mücadele Kanununda ve Askeri Ceza Kanununda yer alan suçlar bakımından, 01.03.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5739 sayılı Kanunla bu kurumun uygulama koşullarında daraltma yapıldı. 5739 sayılı Kanunla değiştirilen Terörle Mücadele Kanunun 13. maddesine getirilen kısıtlamaya göre; TMK kapsamına giren suçlarla ilgili olarak CMK'nin 231 inci maddesinde düzenlenen "hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı" verilemez. Verilen hapis cezası seçenek yaptırımlara çevrilemez ve ertelenemez. Bu maddenin birinci fıkrasının, "Ancak bu hükümler on beş yaşını tamamlamamış çocuklar hakkında uygulanmaz" şeklindeki ikinci cümlesindeki "on beş yaşını tamamlamamış" ibaresi 25 Temmuz 2010 tarihinde yürürlüğe giren 6008 sayılı kanunla yürürlükten kaldırılmıştır.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı nedir?
Öncelikle, sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmaması demektir. Sanık hakkında belli koşullara uyulursa mahkûmiyet hükmünün ortadan kaldırılması ve düşme kararı verilmesidir. CMK'de denetim süresi olarak belirlenen beş yıl içinde; sanık tarafından kasten yeni bir suçun işlenmemesi halinde ve yine bir yıldan fazla olmamak üzere ve eğer sanık mahkeme tarafından verilen "denetimli serbestlik tedbirlerine" uygun davranırsa, hakkında verilmiş olan açıklanması geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının düşürülmesine karar verilir. Böylece, son aşamada verilen"düşme" kararı ile devletle sanık arasındaki cezai nitelikteki ilişki sona ermiş olur.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının kararı hangi koşullarda verilir?
Yargılama sonunda, sanık hakkında mahkûmiyet hükmü verilmeli ve hükmolunan ceza ise iki yıl veya daha az süreli hapis cezası veya adli para cezasından ibaret olmalıdır. Suç, Anayasanın 174. maddesinde güvence altına alınan İnkılâp Yasalarında yer alan suçlardan olmamalıdır.
01 Mart 2008 tarihinden itibaren işlenen suçlarda ise, suç 3713 sayılı TMK ve 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu kapsamında yer alan suçlardan olmamalıdır. Yargılanan sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış olması, suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesi gerekir. Bir de Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak, sanığın yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate ulaşması gerekir.
Tüm bu koşulların bulunması halinde, mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecek ve sanık beş yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulacaktır. (Yargıtay Ceza Genel Kurulu E. 2008/11-250,K. 2009/13 T. 3.2.2009)
Kamuoyunda "taş atan çocuklar" ile ilgili olduğu bilinen 22 Temmuz 2010 kabul tarihli ve 6008 Sayılı "Terörle Mücadele Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun", 25 Temmuz 2010 günlü ve 27652 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Bu Kanunun 7 inci maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231 inci maddesinin altıncı fıkrasının sonuna "Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez." cümlesi eklendi.
6008 sayılı aynı Kanunun Geçici 2. Maddesine göre; "Geçici Madde 2 - Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş olanların, bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren onbeş gün içinde mahkemeye başvurmaları halinde, mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı geri alınır ve Ceza Muhakemesi Kanununun 231 inci maddesinin yedinci fıkrasındaki kayıtla bağlı olmaksızın, başvuruda bulunan sanık hakkında yeniden hüküm kurulur".
Bilindiği üzere, örneğin TCK'nin 285 (Gizliliğin İhlali), veya TCK. 288 inci (Adil Yargılamayı etkilemeye teşebbüs) maddesi gibi hükümlere aykırılıktan yargılanarak hakkında iki yıl veya daha az hapis cezası verilerek hüküm kurulmuş ama "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına" karar verilerek 5 yıl denetim süresine tabi tutulan kişiler ve başta gazeteciler haklarındaki bu karara sadece itiraz edebiliyordu. Hükmün Yargıtay tarafından esastan incelenmesi mümkün olmuyordu.
Özellikle gazeteciler açısından verilmiş bu tür hükümlerin çokluğu sorun yaratıyordu.
Sistemi değiştiren bu Kanun gereği 25 Temmuz 2010 tarihinden itibaren 9 Ağustos 2010 tarihine kadar; haklarında "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına" karar verilmiş olan gazeteciler, kendileri hakkında karar veren mahkemeye yeniden başvurmak suretiyle, haklarında yeniden hüküm verilmesini talep etme hakkına sahiptir.
Mahkeme önceden verdiği hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararını geri alacak ve yeniden kurulacak olan hüküm bakımından, CMK'nin 231/7 inci maddesine bağlı kalmayacaktır. Yani, daha önce eğer hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına kararı verilirse erteleme veya seçenek yaptırım kararı verilemiyordu. Yapılan değişiklikle, eğer başvuru yapılırsa yeniden yapılacak olan yargılamada, mahkûmiyet kararı verilirse hükmolunan hapis cezası ertelenebilecek veya kısa süreli olması halinde seçenek yaptırımlara çevrilebilecektir.
Artık, yargılanan sanığa duruşmada yargıç tarafından; eğer hakkında mahkumiyet kararı verilecek olursa ve koşulları varsa, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilip verilmemesini isteyip istemediği sorulacaktır. Sanık kabul etmezse, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyecektir. (Fİ/TK)