Hollanda Başbakanı Mark Rutte 19 Aralık Pazartesi günü Hollanda Devletinin geçmişteki kölecilik eylemlerinden dolayı hükümet adına özür diledi.
Rutte, Lahey’deki Ulusal Arşivler binasında düzenlenen bir özel toplantıda yaptığı konuşmada resmi özürü Surinam, Curacao, Antil adaları gibi eski kolonilerinde yaşayan köleleştirdikleri halkların anadillerinde de tekrar etti.
Rutte, “Özür dilemek kabine için meselenin sonu değil. Bunu geçmişimizi temizlemek için yapmıyoruz. Bunu şimdi birlikte ilerlemenin bir yolunu bulmak için yapıyoruz. İyileşme süreci şimdi başlamalı. Noktayı koymadık bu sadece bir virgüldür” dedi.
Rutte'nin konuşmasının ardından salonda uzun bir sessizlik yaşandı. Konuşma alkışlanmadı. Çok sayıda siyah katılımcı Başbakanı dinlerken gözyaşlarına hakim olamadı.
Başbakan konuşmasında köleliği insanlığa karşı suç olarak kabul etti. “Anlatılması çok zor acılar yaşandı ve o acılar şimdi ve burada yaşamlarımızı etkiliyor."
Surinam'daki pek çok kuruluş, örgüt ve insan özürlerin iyi hazırlanmadığını ve çok çabuk yapıldığını düşünüyor. Onlara göre Hollanda hükümeti Surinam ile daha yakından iletişim içinde bu özür sürecini yönetmeliydi.
Aruba, Başbakan Mark Rutte'nin Hollanda’nın köleci geçmişi için dile getirdiği özürleri kabul ediyor. Başbakan Evelyn Wever-Croes, "Her türlü samimi özre açığız," dedi.
"İlk adım için Hollanda'ya minnettarız, ancak Rutte'nin de dediği gibibugün nokta değil, virgül konmuş kabul ediyoruz dedi. Wever-Croes özürleri "krallık tarihinde bir dönüm noktası" olarak nitelendirdi. "Artık kolektif ve eşit ülkeler olarak daha iyi bir gelecek için çalışma fırsatına sahibiz."
Curaçao Başbakanı Gilmar için ise bu, Hollanda ile Curaçao arasındaki ilişkide yeni bir aşama anlamına geliyor. “Henüz somut bir yanıt vermiyoruz çünkü hükümet bir pozisyon almadan önce parlamentoda konunun tartışılması gerekiyor.”
Sint Maarten Başbakanı Silveria Jacobs, “sömürgeciliğin nasıl meydana geldiği, bundan kimlerin etkilendiği ve bundan kimin sorumlu olduğu gerektiği gibi araştırılıp ondan sonra gerçekci ve daha içten bir özür duymak istiyoruz.” dedi. Jacobs, çok daha önceden özrü kabul etmeyeceğini zaten bildirmişti. Pazartesi günü uzun vadede bir özrü reddetmedi ama gerekli şartları da buna ekledi
Hollanda köle ticaretinde birinci sıradaydı
Hükümet birdenbire aynaya bakma dürtüsü hissetti ve özür dileme kararı almadı. Bu noktaya kendiliğinden bir öz-düşünüşün, dönüşümün sonucu değil, örgütlü bir toplumsal hareketin ve talebin sonucu gelindi kuşkusuz. Hele de Hollanda Hükümeti’nin yüzyıllar boyunca süren oldukça kanlı çetelesi göz önüne alındığında.
17. yüzyıldan itibaren Hollandalılar gemilerle Afrika ülkelerine gittiler. Orada insanları alıp köleleştirdiler ve onları sattılar. Kölelik, eski çağlardan bu yana kabul edilen ve uygulanan bir müessese olmasına rağmen 15. Yüzyılla 19. Yüzyıl arasındaki uygulama daha önceki çağların kölelik mefhumundan farklıydı.
Özellikle bu köleliğin kaynağının sadece yer olarak Afrika ve ırksal olarak siyahi yerliler olması ve kölelerin zorla topraklarından alınarak zalimce gemilere doldurup taşınmaları ve satılmaları edilmeleri ayırt ediciydi.
Transatlantik kölelikten bahsettiğimizde, Hollanda, İngilizler, Fransızlar, İspanyollar, Batı Afrika kıyısındaki aracılar ve krallıklar bir yana, en büyük bir rolü oynadı. Ticaretin her dalında başarılı olan Hollanda köle ticaretinde de birinci sırada yer alıyordu.
Hollandalılar, bu insanları Hollanda'nın elinde olan örneğin Surinam'a gibi ülkelere gemilerle taşıdılar. Onları çok kötü koşullarda çalışmaya zorladılar. Böylesi oldukça kanlı bir tarihe sahip Hollanda bu ticaretten zengin oldu. 600 bin köle dile kolay bir özürle kolay kolay geçiştirilecek bir tarih değil bu.
Hollanda'da kölelik 1863'te kaldırıldı. Ancak köleleştirilenler, özgür olana kadar en az on yıl daha çalışmak zorundaydı. Hollanda köleliği yasaklayan son ülkelerden biriydi.
Özür dilerken kelimeler önemlidir – özellikle de "aşırı ve sistematik bir şiddetin en yaygın kullanımı" için özür diliyorsanız. Özür dilersen, bir şeyden suçlusun.
Ancak hükümet sorumluluk üstleniyor 'borç' üstlenmiyor gözüküyor. Hollanda hükümeti 'sorumluluk' sözüyle olaylara aktif olarak müdahil olduğunu kabul ediyor. Ancak bu gün koyulan virgül sonrası konunun tarafı olan tüm ülkelerle ve Hollanda yaşayan siyahları temsil eden temsil tüm kuruluşlarla dialog ve ortak çalışma sürdürülecek ve bundan sonra yapılması gereken çalışmaların içeriği ve planı hazırlanacak.
Hollanda’da siyahlar ve göçmenler sadece özür dilemenin yeterli olmadığını düşünüyor. Ayrıca sadece geçmiş hakkında değil, bu zaman hakkında daha fazla konuşmamız gerekiyor diye düşünüyorlar. Çünkü siyahiler ve göçmenler hala ayrımcılığa uğruyor.
(SM/EMK)