Geçtiğimiz hafta sonu, 300 binden fazla Hint çiftçi Punjab ve Haryana eyaletlerinden yaya olarak ve traktör konvoyları ile Delhi'ye yürüdü ve geçim kaynaklarını yok edeceğini söyledikleri tarım yasalarını protesto etmek için şehre girişi engelleyen kamplar kurdu. Protestolar Punjab ve Haryana eyaletlerinde en az iki aydır devam ediyor, ancak geçtiğimiz Perşembe günü, Yeni Delhi'ye girmeye çalışırken göz yaşartıcı gaz, tazyikli su ve cop kullanan polisle binlerce çiftçinin çatışması, ülke ve dünya çapında ilgi topladı.
Çiftçiler otoyollarını kapattı ve Yeni Delhi'nin eteklerinde en az beş ana otoyolda kamp kurdular. "Kara kanunlar" dedikleri üç yasayı hükümet geri alana kadar ayrılmayacaklarını ifade ediyorlar.
Öbür yandan halihazırda 9,5 milyondan fazla Covid-19 vakası bildiren ülkede bu protestolar nasıl sonuçlar doğurabilir, bu ayrı bir mevzu. Fakat Uttar Pradesh'in kuzey eyaletindeki bir çiftçiler sendikasının başkanı olan Mukut Singh, "Covid'den kurtulmaya çalışıyoruz ama başka bir seçeneğimiz yok. Bu bizim için bir ölüm kalım meselesi. Bütün ülke kapalıyken gıda, süt, sebze sağlayan bizleriz, biz o zaman bile hala tarlalarda çalışıyorduk. Covid sırasında bu yasaları çıkararak bizi riske atan da hükümettir" diyor.
Serbest piyasa
Peki, Hindistan'ın yeni çiftçi yasası hangi yenilikleri getiriyor?
Hindistan hükümeti on yıllardır çiftçilere belirli ürünler için garantili fiyatlar sunarak, bir sonraki mahsul dönemi için yatırım yapmalarına olanak tanıyordu. Önceki yasalara göre, çiftçiler mallarını eyaletlerinin Tarımsal Ürün Piyasası Komitesi’nde açık artırmada satmak durumundaydı ve burada en azından hükümetin kararlaştırdığı asgari fiyatı almaları garanti ediliyordu. Müzayedede kimin satın alabileceği konusunda da kısıtlamalar vardı ve temel ürünler için fiyat düzenlemesi devlet tarafından yapılıyordu. Başbakan Modi'nin yeni tarım yasaları, komite yapısını ortadan kaldırarak çiftçilere mallarını herhangi bir fiyattan ve herhangi birine satma serbestisi getiriyor. Yeni düzenlemelerle çiftçilere, alıcılara doğrudan ürünlerini satma hakkı da tanınıyor.
Şirketlere köle olmaktan korkuyorlar
Peki binlerce Hintli çiftçi neden bu yasayı protesto ediyor?
Hindistan Başbakanı Narendra Modi, geçtiğimiz günlerde yürürlüğe giren çiftçi yasalarının çiftçileri zorbalık yapan aracılardan kurtaracağını söyledi. Çiftçilerin endişesi ise büyük şirketler. Hindistan'ın çiftçileri, ülkenin en yoksul gruplarından biri fakat hükümet politikaları onları açık piyasa fiyatlarının tahribatından uzun zamandır koruyordu. Şimdi işte bu değişiyor.
Eylül ayında kabul edilen üç yasa, Hindistan'ın devasa tarım sektörünü kuralsızlaştırmayı amaçlıyor. Başbakan Narendra Modi, çiftçileri aracıların tiranlığından "kurtaracaklarını" söyledi ancak birçok çiftçi, yeni düzenlemelerle kazanabileceklerinden daha fazlasını kaybedeceklerinden korkuyor. Çiftçilere göre düzenlemeden asıl fayda görecek olanlar devasa mali güce sahip tarım şirketleri. Çiftçi Sukhwinder Singh Sabhra, "Hükümet, şirketlerin kölesi oldu. Bizi de kölelerine dönüştürmek istiyorlar" diyor.
Çiftçilerin bazı haklı endişeleri var. Bunlardan en önemlisi, yeni kuralların birçok korumayı ortadan kaldırması. Hindistan'ın ekili tarım arazilerinin yüzde 86'sından fazlası, her biri iki hektardan (beş dönüm) daha az toprağa sahip olan küçük çiftçiler tarafından kontrol ediliyor. Çiftçiler ürünlerini daha büyük şirketlere satmak için müzakere ederken, makul bir yaşam standardı için ihtiyaç duydukları fiyatları elde edecek yeterli pazarlık gücüne sahip olmayacaklar.
Punjab eyaletinden bir çiftçi olan 27 yaşındaki Rashpinder Singh, Eylül ayında El Cezire'ye verdiği röportajda "Hükümet bizi büyük şirketlerin merhametine bıraktı. Küçük arazilere sahip çiftçilerin bu dev şirketler üzerinde herhangi bir pazarlık gücüne sahip olacağına inanmak mantıksız" dedi. Kamp yapan çiftçilerden biri olan Rakesh Vyas, BBC’ye verdiği röportajda, tıpkı büyük balıkların küçük balıkları yediği gibi, büyük işletmelerin de kendilerini yiyeceğini söylüyor.
Ne yapılabilir?
Bu tür anlaşmazlıkları mahkemeye taşıyamazlar mı?
Yeni yasal hükümlerden biri, çiftçilerin anlaşmazlıkları çözmek için sözde bir uzlaştırma kurulu, ilçe düzeyinde bir temyiz makamı arayabileceğini söylüyor. Yani bu davalar normal mahkemeye gitmeyecek.
Çiftçiler alıcılarla sözleşme yapabiliyorsa bu onlara yasal koruma sağlamaz mı?
Yeni kanunlara göre sözleşmeler sözlü de gerçekleşebilecek. Dolayısıyla, şartlarının herhangi bir şekilde ihlal edilmesi durumunda, bir çiftçinin mağdur olduğunu kanıtlaması çok zor olabilir.
Asgari fiyat kaldırılıyor
Çiftçilerin ürünlerini satabilmelerinin garanti edildiği asgari bir fiyat var mı
Pirinç ve buğday gibi bazı mahsuller için devlet asgari fiyat garantisi sağlıyordu.
Üreticiler, bu zaman dek devletin bu ürünler için ödediği garantili fiyatlara güvenebildiler. Ancak yeni kurallar, herhangi bir ürün için herhangi bir asgari fiyatı garanti etmiyor.
Kanunlar Eylül ayında çıkarıldı. Çiftçiler neden şimdi protesto ediyor?
Çünkü kimse geçmeden önce onları kontrol etme zahmetine girmedi! Protestocu çiftçiler, yeni yasaların kendilerine danışılmadan çıkarıldığını söylüyor. İktidardaki Bharatiya Janata Partisi başlangıçta, Covid-19 salgınıyla mücadele kapsamında yeni yasaları acil durum yönetmelikleri olarak yürürlüğe koydu. Daha sonra Eylül ayında yasalar parlamentodan geçti ve tüm bunlar çiftçilere danışılmadan gerçekleştirildi. Federal hükümetten bazı bakanlar nihayet son birkaç hafta içinde çiftçilerle pazarlık yapmaya çalıştı, ancak sonuç alamadılar.
Hükümet ne diyor?
Hindistan Başbakanı Modi, Pazartesi günü yeni tarım yasalarını protesto eden binlerce çiftçiyi yatıştırmaya çalıştı. Başbakan Mondi, halkın muhalefet partileri tarafından yanlış yönlendirildiğini ve hükümetinin tüm endişeleri gidereceğini söyledi. Yasaları çiftçi karşıtı ve şirket yanlısı olarak nitelendiren muhalefet partilerine atıfta bulunan Modi, "Çiftçiler, bu tarihi tarım reformu yasaları konusunda onlarca yıldır onları yanlış yönlendiren kişiler tarafından yanıltılıyor. Niyetimiz Ganj nehrinin suyu kadar kutsaldır" dedi.
Uttar Pradesh eyaletindeki Varanasi'nin siyasi seçim bölgesinde düzenlenen bir miting sırasında Modi, "Çiftçilerin yararına yeni tarım yasaları getirildi. Çiftçilerin yararına reformlar yapılıyor, bu da onlara daha fazla seçenek tanıyacak" diye konuştu.
Muhalefetin tavrı
Ana muhalefet Kongre Partisi lideri Rahul Gandhi ise Twitter’da şöyle bir açıklama yaptı: "Çiftçilerimiz kara yasalara karşı çıkıyorlar ve çiftliklerini ve ailelerini geride bırakarak Delhi'ye ulaştılar. Onların yanında mı yoksa Modi'nin kapitalist arkadaşlarının yanında mı olmak istiyorsunuz?"
Hükümetin getirdiği üç yeni tarım yasasına karşı çiftçilerin protestoları yoğunlaşırken, 29 Kasım'da İçişleri Bakanı Amit Shah bizzat üç çiftçi lideriyle konuştu.
Bunlardan biri de Bharatiya Kisan Birliği'nin (Ugrahan) başkanı Joginder Singh Ugrahan. 75 yaşındaki bu çiftçi, şimdi bu devasa çiftçi ayaklanmasının yüzü olarak ortaya çıkıyor.
Ugrahan, "Hükümet, çiftçilerin gündeme getirdiği sorunları incelemek için bir komite kurulması gerektiği görüşündeyken, biz yeni yasaların yürürlükten kaldırılması konusunda ısrar ettik" dedi.
Her ne kadar Hindistan ekonomisi çeşitlendikçe ve büyüdükçe, tarımın GSYİH'ye katkısı 1951'den 2011'e kadar istikrarlı bir şekilde azalsa da tarım, Hindistan'daki en büyük geçim kaynağı olmaya devam ediyor. Kırsal kesimdeki hane halklarının yüzde 70'i geçim kaynakları için hala tarıma bağımlı. Dünyada yoksulluk sınırının altında yaşayanların dörtte birini Hindistan halkı oluşturuyor.
(NÖ)