Ben en çok da çocukluğumda okuduğum kitaplardan öğrendim ve oradan doğru yürüdüm. Sivas, İmranlı’nın yolları olmayan, uzaklarda, bir dağ köyü olduğu söylenen ama dağı olmayan Merkez Kılıçlar Köyü’nde kış geceleri gaz lambası ışığında okuldan aldığım masal kitaplarını kardeşlerime okurken, okuma yazması olmayan, ancak yaşama, politikaya, insan ilişkilerine, masal ve çiroklara heyecanımı büyüten bilgilerini her zaman benimle paylaşan annemin bir tebessümle, “Reşo bak onu yanlış okudun, bir daha tekrardan oku” demeleri hala kulağımda.
Ortaokul için köyden ayrılıp ilçe (İmranlı’da) babamla yaşamaya başladığımda ilk olarak ilçe halk kütüphanesini keşfetmiştim. Bizim bakkal dükkanının hemen karşısında olması da benim için bir şanstı. Kütüphane kaydımdan sonra oradan kitaplar alır dükkanda soluksuzca okurdum. Gelen müşterilere de okumamı böldükleri için içimden öfke duyardım.
Yaz aylarında ise ilçe kütüphanesinde daha çok kitaplar alır dedemle çobanlık yaparken dağlarda okumaya devam ederdim. Zaman zaman okuduğum maceralara kendimi kaptırıp nerede olduğumu da unuturdum, ta ki dedemin uzaklardan gelen sesine kadar. Lisede arkadaş sohbetlerimizi şenlendiren, okuduklarımız üzerinde içine girdiğimiz politik polemikler oldurdu. Bir arkadaşımızın ‘Felsefenin Temel İlkeleri’ kitabını okul sırasında unutması ile aynı kitabı okuyanlar kendimizi müdürün odasında bulmuştuk. “Yasak kitaplar okuyorsunuz.”
Yasak kitap okumalarım soğuk cezaevi ranzalarında da devam etti. Okuduklarımda çoğaldım, okuduklarımı paylaştıkça çoğaldım, yollarda, zorunlu adreslerde biriktirdiğim kitaplarımı paylaşarak mutlu oldum. Hala yollardayım ve hala kitaplarımı paylaşmaya devam ediyorum. Geride bıraktığım şehirlerde kitaplarımı her zaman çocuk ve her zaman çocuk kalanlar ile paylaştım. Bu duygular ile ‘çocuklar için bir kitap listesi yapsam’ diye sosyal medya hesabımda paylaştım ve muazzam katkılar aldım.
‘Küçük Kara Balık – Samad Behrengi’deki Nemo, ‘Martı Jonathan Livingston – Richard Bach’daki Jonathan, ‘Sofi’nin Dünyası – Jostein Gaarder’in Sofi’si ve ‘Şeker Portakalı - José Mauro de Vasconcelos’un Zeze’si olarak politik mülteci hayatımda biriktirmeye devam ettiklerim ile paylaşmak istedim.
Bir Şeftali, Bin Şeftali - Samad Behrengi: İran çocuk edebiyatının usta yazarı Samed Behrengi, Bir Şeftali Bin Şeftali'de yaşamın sonsuz döngüsüne davet ediyor. Doğa ve çocuk arasında bağ kuran yazar, bir şeftali ağacının dilinden arkadaşlığı, sevgiyi, yoksulluğu ve değişimi masalsı üslubuyla anlatıyor.
Oliver Twist - Charles Dickens: Oliver Twist anne ve babası olmayan ve yetimhanede büyüyen bir çocuk. Kitabın ana fikri, hayat her koşulda ve her ortamda zor olabilir, fakat mücadele etmekten hayata dört elle sarılmaktan başka çare yoktur.
Charlie’nin Çikolata Fabrikası - Roald Dahl: Charlie, ailesi ve dört büyükleriyle birlikte küçük bir ahşap kulübede yoksulluk içinde yaşayan bir çocuktur. Bir şey Charlie’yi incitiyordu. Çikolata fabrikasını evinden görebilmek ona acı veriyor. Bu fabrikanın sahibi Bay Willy Wonka’dır. Charlie, büyükanne ve büyükbabasının kaldığı odayı ziyaret etmeden ve yaşlıların anlattığı hikayeleri dinlemeden uyumaz.
Roald Dahl’un tüm kitapları çocuklar, çocuk kalanlar için çok eğlencelidir.
Yaramaz Porsuk Dani - Christine Nöstlinger: Porsuk Dani ormandaki bütün hayvanlarla iyi anlaşıyordu, biri hariç. Tavşan Hubs, arkasından kozalak fırlatmaktan tutun da komik lakaplar takmaya kadar, Dani’ye etmediğini bırakmıyordu. Porsuk Dani buna bir çare bulmalıydı… Annesinin doğum gününde bir çiftçinin bahçesindeki çiçekleri toplayan Porsuk Dani, çiftçinin koşarak ona doğru geldiğini görünce ne yapacağını bilemedi… Anlayacağınız Porsuk Dani’nin maceraları hiç bitmiyor…
Yaşasın Ç Harfi Kardeşliği – Behiç Ak: Roman, nüfus kayıtlarında soyadına yanlışlıkla bir Ç harfi eklenmiş Ali’nin tek bir harfle farklı bir insana dönüşmesini eğlenceli ve düşündürücü bir kurguyla aktarıyor. Yazar, Facebook gibi sosyal paylaşım sitelerinin sözlü ve yazılı iletişim biçimlerimizi farklılaştırdığı; tüketmenin –olabildiğince hızlı tüketmenin– gündelik yaşamlarımızın odak noktası haline geldiği günümüz dünyasını, “Bay Ç” olarak ünlenen bir çocuğun gözünden anlatıyor. Her okurun çevresinde bulabileceği, derinlemesine işlenmiş renkli karakterlerle ve sanatçının karikatür tadındaki desenleriyle zenginleşen roman, çocuk okuru, aileleri ve eğitimcileri sanal ve gerçek ortamda biçim değiştiren yaşam felsefesi üzerine düşünmeye davet ediyor.
Reçelli Şiirler (Mavisel Yener) - Aytül Akal: Her sayfası farklı renkte olan bu kitap, bir gökkuşağı gibi geniş bir renk yelpazesinden oluşuyor.
"Kedim şiir getirdi
Bir sana
Bir bana
Bir dağa
Bir rüzgara
Birkaçını saklamış
Arkadaşı Mırnav'a
Birazı da
Bu kitapta!"
Son kara kedi- Evgene Trivizas: Uzak bir adada, batıl inançlı gizli bir örgütün üyeleri, uğursuzluk getirdikleri bahanesiyle en acımasız yöntemleri kullanarak bütün kara kedileri yok etmeye karar verirler. Tam da amaçlarına ulaşacakken bu anlamsız nefretten sadece tek bir kara kedi kurtulmayı başarır. Bunun üzerine batıl inançlı zalimler bu kara kediyi bulup öldürmeye ant içerler.
Şeker Portakalı - José Mauro De Vasconcelos: Brezilya'nın Minas Gerais bölgesinde yaşayan fakir bir ailenin beş yaşındaki oğlu olan ve hayal gücü çok gelişmiş olan Zeze adlı bir çocuğun başından geçenleri konu edinir.
Carek Ji Caran - Çîrçîrokên Kurdî – Yasemin Elban: Çîrçîrok, dinyaya xeyalan rengûreng û dewlemend dike. Zarok bi vegotin û xwendina çîrçîrokan, peyvên nû hîn dibin, bi zimanekî dewlemend dikarin bi rêk û pêk xwe îfade bikin. Hêza raman û hestên xwe bi çîrçîrokan dimelînin û dikemilînin. Hunera hizirkirina jiyana nedîtbar bi çîrçîrokan geş dikin. Pêwîste ku hemû dê û bav ji zarokên xwe re çîrçîrokan vebêjin an jî bixwînin. Bi vegotin û xwendina çîrçîrokan di navbera dê, bav û zarokan de danûstandineke germ û bi dil û can çêdibe. Di vê pirtûkê de 20 çîrçîrokên Kurdî hene.
Yanlışlıkla Dünyanın Öbür Ucuna Uçan Çocuk- John Boyne: Dünyanın en sıra dışı çocuğu Barnaby Brocket'in sıra dışı yaşam öyküsü. 8 yaşındaki Barnaby Brocket'in dış görünümünün kendi yaşıtlarından hiçbir farkı yok. Oysa bu “normal” görüntüsünün ardında onu son derece özel kılan bir kabiliyete sahip: Barnaby uçabiliyor…
Küçük Prens - Antoine de Saint Exupéry: Küçük Prens, kendi galaksisinde, kendi dünyasında tek bir gül ile yaşayan bir Küçük Prens'in başka galaksileri gezmek için tek gülünü tek başına bırakıp yolculuk yapmasını anlatır. Ancak bu yolculuk esnasında vurgulamak istediği şey 'büyümek'tir.
Küçük Kemancı - Eleanor H. Porter: Küçük David, babasıyla birlikte yüksek bir dağın eteğindeki düzlükte küçük bir kır evinde yaşamaktadır. Babası onu büyük bir özen ve eşsiz bir sevgiyle büyütmüştür. Ona zaman içinde keman çalmayı, okumayı yazmayı, matematikle ilgili temel bilgileri öğretmiştir.
Masalın Aslı (2 cilt)- aydınlıktan karanlığa/ karanlıktan aydınlığa - Vasıf Öngören: Masalın Aslı birbirini izleyen 10 masaldan oluşur. İlk 6 masalın yer aldığı 1. bölüm “Aydınlıktan Karanlığa” başlığını taşır. 4 masalın yer aldığı 2. bölüm ise “Karanlıktan Aydınlığa”. Masalları bir çocuk anlatır. Anlatmadan önce de masalı dinleyebilmenin ilk koşulunu açıklar, masalı on kişi dinlemek zorundadır. İkinci koşulsa masalı her öğrenenin on çocuğa daha anlatmasıdır.
Bitmeyecek Öykü - Michael Ende: Hem Bitmeyecek Öykü‘de hem de Momo‘da yalnız, içine kapanık bir çocuk figürüyle karşımıza çıkan yazar, bir nevi çocukluğunun tekliğini ve iç dünyasındaki mücadeleleri bizlerle paylaşıyor aslında. Kötülüklerin ve yıkımların karşısına çocuk masumiyetinin ve dostlukların verdiği güçle çıkıyor. İnsanın hayat yolunda olan değişimini fantastik ve simgesel ögelerle işlerken her yaştan insanın okuduğunda kendinden bir parça bulacağı mesajlar veriyor kitaplarında. Ressam bir babanın çocuğu olması da ürettiği renkli dünyalarda ve karakterlerde kendini bir hayli gösteriyor.
Kadife Tavşan - Margery Williams: “Bir çocuk seni uzun, çok uzun süre boyunca severse; sadece seninle oynamak için değil, seni GERÇEKTEN severse, sen de gerçeğe dönüşürsün.” Margery Williams'ın aynı isimli klasik öyküsünden uyarlanan bu kitapta, 'gerçek' bir tavşan olmak isteyen bir oyuncağın maceralarına tanık olacaksınız.
Öteki Rüzgar - Ursula K. Le Guin: Yerdeniz serisinin altıncı ve son kitabı...Önceki kitaplarda önümüze ufak ufak atılan ejderha-insan bağlantısı bu kitabın tamamına yayılmış bir şekilde işlenmiş ve önceki kitapların karakterleri arasında işleniyor bu hikaye. Kitaptaki herkes ve her yer tanıdık olduğu için okurken ‘ellerimde büyüdü bunlar’ hissiyatıyla okudum hep. Muhteşem bir serinin sonu, insan hayatında asla unutamayacağı şeyler tecrübe eder, Yerdeniz serisi de kesinlikle öyle bir tecrübe.
Serê Şevê Çîrokek - Selîm Temo: De werin delalokên malan, va ye wêne hene di pirtûkê de. Bîhna kulîlkên welêt difûrin ji pirtûkê. Derî hene ku berê wan li asîmanî ne. Mêrgên heşîn hene. Heywan hene. Deryayên şîn hene. Çiyayên rengîn hene. Îcar kerem bikin û serê her şevê çîrokekê bixwînin yan jî guhdarî bikin ku xewnên we bi kurdî bin. Di nav xewnên xwe de bi aramî bigerin. Bila her şeveke we bi çîrokekê binexşe.
Uçan Kız Volante – Karin Karakaşlı: Hayallerini gökyüzüne çizen bir çocuğun öyküsü. Yetişkinlerin sıkıcı, gri dünyasından uzaklaşmayı deneyen yazar, çocuksu düşlerin, tatlı telaşların, aykırı renklerin peşine düşüyor. Sevgi ve anlaşılma beklentisinin her yaş için önemli olduğunu anlatan kitap, sanatın iyileştirici gücünü hatırlatıyor.
Çocuklardan Tanrıya Mektuplar - Eric Marshall, Stuart Hample: Bu kitaptaki mektuplar çocukların dünyasını, onların düşünce ve özlemlerini dile getiriyor. Mektupların kimi bilgece bir dostlukla, kimiyse büyük bir saflıkla yazılmış. Bilgiçlik taslayanı, sıradanı, saygılısı, biraz küstahı var içlerinde. Ama mektupların içeriğindeki özlemler, inançlar, sorular ve kuşkular dünyanın tüm çocuklarının yarattığı o ortak evreni yansıtıyor. Çoğu inanılmaz bir ciddiyette. Ama birazı var ki ister istemez gülümsetiyor insanı.
Kitaptaki mektupların tümü büyük bir güven duydukları, umutla bağlandıkları tanrıya yazılmış. Ama kendilerinin tanımladığı, büyükler dünyasınca henüz kafalarında biçimlendirilmemiş tanrıya. Onların, çocukların tanrısına...
Fedor Amca – Eduard Uspenski: Fedor Amca daha altı yaşında küçücük bir çocuk. Fedor Amca hayvanları o kadar çok sever ki, bir gün kedi Tayfa'yla tanışır. Ama bu sıradan bir kedi değildir. O konuşabilen bir kedidir. Fedor Amca, Tayfa ile arkadaş olur ve onu eve götürür. Ama annesi Tayfa'nın evlerinde yaşamasına izin vermez. Fedor Amca da bunu üzerine evi terk eder. Kediyle birlikte Süt Kesiği adlı bir köye giderler. Bu köyde konuşan köpek Topaç'la tanışırlar. Üç arkadaş bir eve yerleşirler ve birlikte yaşamaya başlarlar. Böylece macera başlar.
Göğü Delen Adam, Erich Scheurmann: Ağaçtan, gökyüzünün mavisinden, temiz havadan bulutlardan yoksun kapkara kum ve dumanla kaplı yerlerde yaşayan kent insanları; toprağı ekip biçen, hayvanları otlatan güzel ve sağlıklı insanları elleri kaba, örtüleri kirli olduğu için hor görür. Toprak insanları da kente gittiğinde tüm ihtişamdan gözleri kamaşmış bir şekilde, yaptıkları işin meyve toplamaktan daha değerli olduğunu hissettiren kent insanlarının yerinde olmak için can atar.
Masallarla Konuşmak - Sezai Ozan Zeybek: Çocuklarla beraber kadim meseleler hakkında düşünmenin imkânlarını sunuyor. Bir hikâyeyi kenarda kalanların gözünden bir daha anlatınca o hikâye nasıl değişir? Sultan yahut prenses olmak istemeyenler başka neler yapabilir? Kayıpla, kötülükle, yoklukla nasıl yüzleşilir?
Pippi Uzunçorap - Astrid Lindgren: Pippi, annesi ölmüş ve melek olmuş, babasının siyahi insanların yaşadığı bir adada kral olduğuna inanan, 9 yaşında, maymunu Bay Nilsson ve atı ile babasından kalan Villa Villekulla´da tek başına yaşayan bir kız çocuğu. Komşularının çocukları Annika ve Tommy yan evlerine bu kadar eğlenceli ve olağan dışı bir çocuğun taşınmasından çok memnun, hemen arkadaş oluyorlar ve Pippi son derece kurallara uygun yaşayan bu çocuklara hayatın değişik yönlerini gösteriyor.
Beyaz Diş – Jack London: Romandaki olaylar Amerika, Kanada ve Rusya’da geçer. İnsanların arasına (medeniyete / uygarlığa) katılmak için ormanı terk eden vahşi bir köpeğin; acı, buruk, şaşılası yaşamını anlatır.
Uçan Kaz – Selma Lagerlöf: Nils Holgersson, insanları kızdıran ve hayvanlara eziyet eden bir çocuktur. Günün birinde cüce bir büyücü onu parmak çocuğa dönüştürür ve Nils, harika bir yolculuğa çıkar. Çiftliklerindeki genç erkek kaz Martin ile yaban kazlarından oluşan bir sürüye katılarak kuzeye uçar ve heyecan dolu bir macera yaşar. Küçülünce hayvanların dilini anlamaya başlayan Nils, onlara daha sevecen yaklaşan, bambaşka bir çocuk olur. Bir sincap ailesine yardım ettikten, Gümüş Tüy adlı dişi kazı kurtardıktan ve kartal Gorgo’yu özgürlüğüne kavuşturduktan sonra, yeniden gerçek bir insan olma fırsatını yakalar. Ancak bunun da bir bedeli vardır. Nils, nasıl bir karar verecek?
Berberin Dansı - Sırrı Ayhan: “…O sürüklenişin öyküsüne ne bir romanda ne de bir filmde rastlayabiliriz. Trajik olduğu kadar derin anlamlar içeriyor... Sonrasında ise mülteciliğe giden uzun bir yol... Bir Anka öyküsü gibi... Hayatın anlamını yazmakta bulan bu genç adamın bir ömre sığdırdığı birkaç ömrün tanıklığını dinlerken ürperiyordum...” Feridun Andaç
Feminist Alfabe - Hatice Kapusuz, Özge Oğuz: Çocuklar yeni, barışçıl, toplumsal cinsiyet kalıplarından sıyrılmış kelime ve kavramlarla tanışsın diye hazırlanmış bir “boardbook”. Aktivizm, barış, eğitim hakkı, ısrar, merak, cesaret gibi kelimeler ve kelimeleri anlatan resimlerden oluşuyor.
Vejetaryen Külkedisi - Büyüklere Gerçekçi Bir Masal - Nunila Lopez Salamero: Arzularımızı yöneten kötü kalpli periler, hayatımızda “bir varmış, bir yokmuş” diyerek uydurulan oyunun kahramanlarıdır ve kulaktan kulağa fısıltı ile bu oyuna dâhil etmek isterler bizi. Nunila, yani kitabın hikâyecisi, mealen diyor ki; iflah olmaz bir romantik olup hayatımın önemli bir kısmında bekledim, âşık olacağım adamı. Tıpkı masallardaki gibi; evlenip, mutlu olup ve sürekli keklik yiyerek…
Nokta - Peter H. Reynolds: Renkli noktalar, minik noktalar, büyük noktalar derken Vashti için bir şeyler değişmeye başlar. Peter H. Reynolds'ın yazıp resimlediği “Nokta” ufacık bir noktanın insanın yaşamını nasıl değiştirebileceğini anlatıyor.
Hayat ‘ufacık bir nokta’yı hikayeye dönüştürdüğümüzde, her şeye rağmen yeniden bir hikaye kurduğumuzda, ya da birlikte hikayeler kurduğumuzda yaşanılır olur, değerli olur, unutulmaz. Hikaye olmak, hikaye kurmak, birilerine hikaye kurdurtmak çok değerlidir. Birlikte bunu yapmaya devam edelim.
Bu hikayem için katkı sunan Yeşim Erken, Dilek Hattatoğlu, Zeynep Kabalcı, Rana Arıbas, Süreyya Uçar, Yılmaz Selcan, Naz Öke, Gully Folye, Beran Mehmet İşçi, Helene Tolu, Yaprak Ecem Yıldız, Dilek Uçar, İlknur Kavlak, Esma Köroğlu, Hatice Amazon, İzzet Sidar Eker, İpek Güngeç, Kazım Çelebioğlu, Nezaket Onur, Tijen Tunalı, Özlem Lesport, Şervan Büyyükkaya, Annie Ors, Cevahir Özgüler, Ceren Karlıdağ, İmran Gündoğan, Gürsel Yıldırm… Teşekkürler.
Teşekkürler annem… (EJA/AS)