Gelişen teknolojiyle beraber bilişim sektörü özellikle son yılların tartışmasız en gözde alanlarından biri haline geldi. Lakin burada önemli bir noktaya dikkat çekmek gerek, o da bu sektördeki erkek nüfusun yoğunluğu. Bu yazının konusu olan ve Doğan Egmont'tan yayınlanan "Yıldız Mühendisi Ara" buna meydan okumak ve bilişim sektöründeki kadın iş gücüne dikkat çekmek için yazılmış.
Komal Singh ve Google'daki diğer düşünürlerle deneyiciler tarafından yazılan kitabın girişinde Singh şöyle söylüyor "Bendeniz; programlamayı, kodlamayı, kapkekleri ve hayal kurmayı seven, gündüzleri mühendislik programı yöneticisi, geceleri hikâye anlatıcısı bir anneyim. Bu kitabı yazma düşüncesi, dört yaşındaki kızımın "Mühendisler erkektir," ifadesinden doğdu. Duyduğum bu cümle, bende soğuk duş etkisi yarattı ve teknoloji dünyasında kendi kariyer yolunu çizen bir kadın olarak, kızlara rol model olmanın önemini bana gösterdi."
Bilişim sektöründe cinsiyet eşitliği çağrısı
İstatistik araştırmaları da bu gözlemi dolaylı yoldan doğruluyor. Honeypot'un 2018 yılında 41 OECD ve Avrupa Birliği ülkeleri içinde kadınların teknoloji alanındaki katılımını inceleyen raporunda tüm bu ülkelerde STEM (bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik) alanında eğitim gören kadın öğrenci oranı yalnızca yüzde 24.
Diğer taraftan yapılan araştırmalar, kız çocuklarının yapay zekâ ve STEM becerilerinden kuşku duymaya, yaklaşık altı yaşında başladığını gösteriyor. Buradan şu sonuç çıkıyor, "Kız çocukları, düpedüz bu konulara ilgi duymuyor." Gerekçesi külliyen yanlış! Daha da vahimi anlaşılan o ki birçok kız çocuğuna daha en baştan yapay zekâ ve STEM uygulamaları konusunda fırsat tanınmıyor.
Erkek egemen dünyada çizilen sınırları zorlamak konusunda ilham vermek amacıyla kaleme alınan "Yıldız Mühendisi Ara", fırsat eşitliği sağlamak, her yaştan, her cinsiyetten zihinlere ilham vermek, günümüz bilgisayarlarında büyük problemleri çözen, farklı ırk ve renklerdeki öncü kadın mühendislerle tanışmak için bir araç niteliği taşıyor. Bu anlamda oldukça kıymetli bir çalışmanın ürünü.
Bir kız çocuğunun potansiyelini keşfetme öyküsü
Gelelim kitabın hikâyesine... Bu kitap aslında Ara ismindeki küçük bir kız çocuğunun potansiyelini keşfetme öyküsü. İpek Konak'ın rengarenk çizimleri kitabın özgün dili ve macera dolu anlatımı ile bütünleşmiş.
Her şey gökyüzündeki bütün yıldızları saymak için insansı robotu DiDi'yi programlanmak isteyen Ara'nın İnovasyon Merkezi'ni ziyaret etmesiyle başlıyor. Bu vesileyle Google'ın fantastik dünyasına adım atan Ara, teknoloji öncüsü dört kadın mühendisten yardım alarak hem büyük problemleri çözebileceği algoritmayı hem de cesareti, yaratıcılığı ve iş birliğini keşfediyor.
Ara, çıktığı yolculuk boyunca farklı aşamalardan geçerek, her adımda kendisine yardımcı olacak ve problem çözmesinde ona el uzatacak yeni isimlerle bir araya geliyor. İlk tanıştığı isim Veri Merkezi'nden Kripa (Kripa Krishnan), bu sayede önce adım adım plan çıkartırken ne gibi sorulara yanıt vermesi gerektiğini öğreniyor. Ardından Düşünce Laboratuvarı'nda büyük problemler üzerine kafa yoran Parisa (Parisa Tabriz) ile tanışıyor ve bu soruların çözümlerini irdelemeye başlıyor, bu sayede algoritma sistemi ile tanışıyor.
Sonrasında karşısına çıkan Kodlama Amiri Diane (Diane Tang) sayesinde kod yazmanın ne olduğunu ve nasıl yapıldığını keşfediyor. Son olaraksa Sorun Giderici Marian'ın (Marian Croak) kapısını çalıyor. Çünkü her zaman için bir aksaklık yaşanma ihtimali var fakat bu başarısız olunduğu anlamına gelmez.
Burada bahsi geçen isimlerin hepsi aynı zamanda Google'ın mühendisleri. Ve Google'da üstlendikleri sorumlulukları ve işlerinin neler olduğunu çocuk okurlarının anlayabilecekleri en yalın haliyle anlatıyor olmaları kitabın alametifarikası denebilir. Her kadın mühendisin geleceğin mühendislerine farklı mesajları var. Bunlar ise sırasıyla "Asla merak etmeyi bırakma", "Adım adım ilerle", "Denemeye devam et" ve "Neleri iyileştirebileceğini düşün."
(LB/AÖ)