Homoseksüellerin hakları (evlilik hakkı) geçtiğimiz yıl yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, Fransız tarihinde ilk kez seçim kampanyasının ana başlıklarından birinini oluşturdu.
Kampanya sırasında "Herkese evlilik - Mariage pour tous" sosyalist aday François Hollande'ın belli başlı sloganlarından biriydi.
Buna karşılık Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, kendisine fazla bir şey getirmeyeceğini hatta oy kaybettireceğini düşünerek, seçim kampanyası sırasında konunun uzağında kalmayı tercih etti.
Hollande'ın kamuoyunun ahlaki değerlerindeki değişimi daha iyi gözlediği ve bu konudaki net tavrının ona seçimlerde 1-2 puan kazandırdığı hesaplanıyor. Daha da önemlisi, Sarkozy'nin tavrının belirli bir kesim militan ve seçmenle Sarkozy'nin partisi Halk Hareketi Birliği (UMP) arasında bir kırılma yaşanmasına neden oldu.
Yüzde 63'ü yasadan yana
Fransa'da aynı cinsiyetten kişilerin birlikte yaşaması, çocuk sahibi olabilmeleri (evlatlık edinebilmeleri) toplumda genel kabul görüyor. En azından toplumun çoğunluğu tarafından yadırganmıyor.
Toplumun ahlaki değerlerinde bu konuda önemli bir değişim, çok hızlı bir evrim var. Kamuoyu yoklamaları da bu eğilimi net bir şekilde gösteriyor. Son yapılan kamuoyu yoklamalarına göre, Fransızların yüzde 63'ü ''Herkese evlilik hakkı'' yasasından yana.
''Herkese evlilik hakkı'' bir yandan yasaların bu toplumsal değişime ayak uydurmasını hedeflerken ve var olanı kurumsallaştırırken, öte yandan, daha da önemlisi, toplumun farklı kesimleri arasında var olan bir eşitsizliği ortadan kaldırmayı hedeflliyor. Eşitlik mücadelesinin bir parçasını oluşturuyor.
Evlilik hakkı-tıbbi müdahale ile çocuk sahibi olabilme hakkı
Yasanın cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Hollande'ın söz verdiği, açıkça savunduğu konulardan birisi olması nedeniyle çok fazla tartışmaya yol açması beklenmiyordu.
Ama bir yandan sağ içindeki iktidar mücadelesinin yarattığı rekabet ortamı, öte yandan, tıbbi müdahale ile çocuk sahibi olma (Procréation médicalement assistée) hakkının yasaya eklenmek istenmesi ortamı değiştirdi.
Sağ, bu ikinci konuyu ele alarak tabanını harekete geçirebileceğini hesapladı, muhalefetinin şiddetini arttırdı. Bu gelişme, hem sağda hem de solda yasa tasarısından yana olan ama tıbbi müdahale ile çocuk sahibi olma konusundaki tartışmanın daha olgunlaşmadığı düşünen bir kesimin tepkisini de çekti.
Tepkiler bir ara o kadar yoğun oldu ki, yasanın meclisten geçememe tehlikesi bile belirdi. Bunun üzerine, hükümet, bu ikinci konunun yasa tasarısında yer almayacağını açıkladı. Bu konu daha sonra genel sağlık politikaları içindeki bir yasa maddesinin konusu olacak.
Tartışma sokağa taşındı
Yasa tasarısı mecliste, komisyonlarda tartışılırken, sağ tartışmayı sokağa taşımaya karar verdi. Yasa karşıtları, bundan iki hafta önce, 13 Ocak Pazar günü Paris'te bir gövde gösterisi düzenledi.
Polisin rakamlarına göre, 340 bin kişi yasa tasarısına karşı, Seine nehrinin sol kıyısını doldurdu. Yasa yandaşları ise, sol partilerin tümünün çağrısı ile geçtiğimiz Cumartesi günü taşrada, Pazar günü de Paris'te, Seine nehrinin sağ yakasında bir araya geldiler.
Taşradaki gösterilerde binlerce kişi yeralırken, Paris yürüyüşüne yine polisin rakamlarına göre 150 bin kişi katıldı.
Bir aylık tartışmanın sonucunda, yasadan tıbbi müdahale ile çocuk sahibi olma maddesinin çıkartılmasıyla birlikte, yasa yanlılarının kamuoyu savaşını kazandıkları söylenebilir.
Yasadan yana olanların oranı, bir ay içinde yüzde 60'dan (Ocak başında) bugün yüzde 63'e yükseldi.
Sağın sekter tavrı, UMP içinde yer alan veya UMP'e yakın duran homoseksüel dernekleri ile UMP arasında cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasındaki meydana gelen kırılmayı daha da derinleştirdi.
Bu gruplar açıktan UMP'ye karşı tavır aldılar. UMP içindeki kırılma bununla da kalmadı, UMP milletvekillerinden, Chirac ve Sarkozy döneminin bakanlarından, eski sağlık bakanı Roselyne Bachelot, partisinin tavrına karşı çıkarak, hem pazar günü yapılan yasa yanlısı yürüyüşün ön sıralarında yer aldı, hem de yasaya evet oyu vereceğini açıkladı.
Tasarı salı günü mecliste
''Herkese evlilik hakkı'' yasa tasarısı, 29 Ocak Salı günü mecliste görüşülmeye başlanacak.
Yasanın mecliste görüşülmesinin, günde üç oturumdan, hafta sonu da dahil 15 gün sürmesi bekleniyor.
UMP içinde yer alan bazı milletvekillerinin de yasaya olumlu oy vereceklerini açıkladıkları, bazılarının da oylamaya katılmayacaklarının bilindiği gözönüne alınırsa yasanın meclisten geçmesine kesin gözüyle bakılıyor. (MSŞ/BA)