*"Dünya Sarsılınca" kitap görseli.
Güzelce düzlüklerine gelen bir Geyik, Dünya için ses çıkaran Belit, korkularıya yüzleşen Doruk...
Meav Yayıncılık, Sia Kitap ve Masal Perest Yayınları'ndan çıkan çocuk kitapları yeni hikayelerle dolu. "Biri Merhaba Mı Dedi?", "Dünya Sarsılınca", "Tıkır Tıkır Merdiven" yeni çıkan çocuk kitapları.
"Biri Merhaba Mı? Dedi"
Basit ama sihirli bir sözcük "Merhaba". Bazıları söylerken zorlansada bazen her şey bir merhaba ile başlar.
"Güneş gökyüzünde ışıldadı. Güzelce düzlüklerinde sıradan bir gün başladı. Ama sanki bugün biraz farklıydı. Düzlüğün tam ortasında duran biri vardı. Güzelce düzlüklerinden olmayan biri...Kimsenin tanımadığı biri...Yeni biri..."
Güzelce düzlüklerinde hayvanlar arasında arkadaşlıklar harika! Güneş battığında uyur güneş doğduğunda uyanırlar. Yine sıradan bir gün... Güzelce düzlüklerinde yaşayan hayvanlar uyandıklarında düzlüğün ortasında duran biri vardır. Kimsenin tanımadığı yeni biri...
Fil, ördek, engerek, tilki, kaplumbağa, zürafa, maymun...Hepsinin bir fikri var! Her kafadan bir ses çıkıyor. O gürültünün ve kalabalığın arasından bir ses! Cırcır böceğinin sesi! Cırlyarak "Merhaba" diyor.
Bir merhaba ile Geyik cevap veriyor: "Adım Geyik benim..." Bir merhaba ormandaki diğer hayvanaları cesaretlendiriyor.
Saklandıkları kayalıkların arasından çıkarak hep bir ağızdan Geyik'e "Merhaba" diyorlar.
"Bazen bir merhaba demek..."
Biri Merhabı Mı Dedi?, Nihan Temiz'in yazdığı, Burcu Yılmaz'ın resimlerini çizdiği bir kitap. Meav Yayıncılık'tan çıkan kitap, bazen ilişkiyi ve iletişimi başlatabilmek için birinin adım atması gerektiğini gösteriyor.
Arkadaşlık ve iletişim üzerine olan kitabın dilinin sadeliği ve çizimlerin basitlliği hikayeyi dahada eğlenceli bir hale gitiiryor.
Tanışıp arkadaş olmak için bir merhaba demek yetiyor.
"Dünya Sarsılınca"
- "Umudu gerçekleştirmenin tek yolu aktivist olmaktır!"
Yaşadığımız gezegen birileri tarafından her geçen gün yaşanılmaz hale getirilmekte. Küresel ısınma, plastik atıklar, orman yangınları... Kimse bu konu hakkında ne yapacağını bilemez. Belit! Küçük bir kız çocuğu. Onun bazı fikirleri var.
Alya ve Atik adı Dünya olan minicik bir noktanın yukarılarında parıl parıl parıldıyorlardı. Dünya da onların bu parıldamalarından çok hoşlanıyordu. Hayvanlar başlarını, bitkiler boyunlarını onlara doğru uzatıyordu.
Aradan yüzyıllar geçtikçe insanlar dünyayı kirlettikçe Alya ve Atik görünmez oldular. Belit adlı kız çocuğu dışında kimse bu yaşanılanlara ses çıkarmadı.
Belit eline koskocaman bir megafon aldı insanlara ve hayvanlara, Dünya'nın kendisini iyi hissetmesi için ne yapılması gerektiğini anlattı. Belit'i tek dinlemeyen kral ve üç hizmetlisiydi.
Belit bize " Başka Bir Dünya Mümkün" diyor. Ve yapmamız gerekenleri hatırlatıyor. Bizden Dünya savaşçıları olmamızı istiyor.
"Dünya gitgide ısınıyor ve hastalanıyor.
Eğer önlem almazsak yaşamamıza yetecek kadar hava, su ya da gıda sağlanayacak. Dünya bizim evimiz, tek evimiz. "
"Bizler, Dünya savaşçıları olarak havayı karbondioksitten, okyanusları naylanlardan temizlemek için savaşacağız. Uçağa binmeyeceğiz, otomobili kullanmak yerine yürüyeceğiz, bisiklete, otobüse ya da trene bineceğiz.
Et yemeyeceğiz, çok uzaklardan getirilen plastik ya da straforlu ambalajlardaki gıdaları yemek yerine sebzeleri kendimiz yetiştirceğiz ya da yöremizde yetiştirilen sebzeleri yiyeceğiz.
Organik gübre kullanacak, geri dönüşüm, ileri dönüşüm yapacak ve mümkün olduğunca az şeyi çöpe atacağız.
Yaşadığımız yerde yetişen ağaçlar dikeceğiz, hem de olabildiğince çok. Evimizin bahçesinde böcekler, kuşlar ve yaban hayatındaki diğer canlılar için doğal ortam hazırlayacağız."
Dünya Sarsılınca, Lisa Lucas'ın yazdığı, resimlerini Laure Stein'nin çizdiği bir kitap. Nur Özkan'ın Türkçeye çevirdiği, Sia Yayınları'ndan çıkan kitap, iklim krizi üzerine sıra dışı bir çevre bilinci kitabı.
"Tıkır Tıkır Merdiven"
Korkmak! Mutlu olmak, şaşırmak, sevinmek ve heyecanlanmak gibi çok doğal bir duygu. Hepimizin bir korkusu vardır. Uçağa binmek, suya girmek, karanlıktan ve örümcekten korkmak gibi.
"Asla bir merdivene tırmanamam!" diyordu herkese, "Benim en büyük korkum bu!"
Doruk'un en büyük korkusu merdivene tırmanmak. Annesi örümcekten, arkadaşı Ali uçağa binmekten, kuzeni Mina ise sarı renginden korkuyor. Doruk korkusunun birçok şeyi engellediğini fark eder.
Kütüphanede en sevdiği kitabı almasına, babasının bulaşık yıkarken ona yardım etmesine, ağaçtaki en sulu en kırmızı elmayı almasına, flamingoları yakından görmek için gittikleri kuş gözlem kulesine çıkmak istememesine...
"Yenmeliyim bu korkumu ama nasıl? diye düşünürken bütün gece buna dair hayaller kurdu. Ve sonunda kendine bir merdiven yapmaya karar verdi."
Doruk bir gece korkusunu nasıl yenmesi gerektiğini üzerine hayaller kurar. Sonunda kendisine bir merdiven yapmaya karar verir. Annesi ve babası Doruk'un bu kararını destekler.
Doruk annesiyle merdiven yaparken, babası da onlara içmeleri için nefis limonatalar hazırlar. Doruk'un yapmaya karar verdiği merdiven korkularından kurtulmasını sağlar.
Annenin merdiveni yapması, babanın limonataları hazırlaması cinsiyete dayalı bir iş bölümünün olmadığını göstermesi ayrıca güzel.
Kitabın yazarının, çizerinin ve editörünün erken çocukluk eğitimcisi olmaları kitaba çocukça bir tat katmış.
Tıkır Tıkır Merdiven, İzzet Güldoğan'ın yazdığı, Betül Geçeci'nin resimlerini çizdiği bir kitap. Masal Perest Yayınları'ndan çıkan kitap korkular, korkularımızla yüzleşme ve korkuların üstesinden gelme üzerine.
(KA/PT)