30 Temmuz 2010'da 5947 sayılı kanun ile kamu ve özel sağlık kurum ve kuruluşları ile sağlık birimlerinde çalışan tabip, diş tabibi ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar için mesleki uygulamaları sırasında yaptıkları hatalardan dolayı açılabilecek davalara karşı "Zorunlu Mesleki Mali Sorumluluk Sigortası" getirilmişti. Bu köşede bundan birkaç kez söz ettiğimi anımsıyorum
Resmi açıklamalara göre bir yıl önce başlayan uygulama ile bugüne kadar resmi olarak mesleğini icra eden 133.341 tabip, uzman tabip ve diş hekiminin sigorta yaptırdığından söz ediliyor.
Hekimler mesleki uygulamaları üzerinden oluşturulan "risk grupları"na göre yılda 150 TL'ndan 750 TL'na kadar değişen oranlarda belirlenen sigorta primlerini ve bunun yüzde5'i kadar bir vergiyi bir yıldır ödüyorlar.
Kamu veya bir işverene bağlı olarak çalışan hekimler söz konusu primleri kendileri ve işverenleri arasında yüzde elli-elli paylaşarak öderken, serbest çalışan hekimler ise tamamını ödüyorlar.
Böylelikle ülkede aktif hekimlik yapanların tümü zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında bulunuyor.
Yeni değişiklikler
Sağlık Bakanlığı ile Başbakan Yardımcılığının (Ekonomiden Sorumlu) 12 Temmuz tarihinde söz konusu sigortayla ilgili olarak bazı düzenleme değişiklikleri yaptığı, 19 Temmuz tarih ve 27999 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan "tebliğ"le kamuoyuna ve ilgililere ilan edildi.
Söz konusu tebliğ "Tıbbi Kötü Uygulamaya ilişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası"nda kurum katkısına ilişkin usul ve esaslara dair tebliğ ile yayımlanan tarife ve talimat ile genel şartlarda değişiklik yapıyor.
Buna göre 21 Temmuz 2010 tarih ve 27648 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan "Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Kurum Katkısına İlişkin Usul ve Esaslara Dair 2010/1 sayılı Tebliğ ile yayımlanan "Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Tarife ve Talimatı"nın; "A.Tarife" başlıklı bölümünün 1'inci maddesi "her bir olay için azami teminat tutarı 400.000 TL'dir. Her durumda sözleşme kapsamında ödenecek tazminat miktarı 1.800.000 TL'yi aşamaz." şekline getirilmiş.
Başka bir ifade ile söylersek bir yıl önceki tebliğde belirtilen, her bir olgu için azami teminat tutarı 100 bin TL artırılmış, ayrıca hekim başına yıllık en çok tazminat ödeme tutarı şeklinde daha önce olmayan bir düzenleme de yapılmış ve bir yıllık poliçe sözleşme süresi içinde bir hekime sigorta tarafından ödenecek toplam tazminat miktarı "1.800.000 TL"ye çıkarılmış. Bunu hekimler açısından maksimum ödemenin söz konusu olduğu "4,5 tıbbi kötü uygulama yapma hakkı(?)" olarak nitelendirmek de mümkün.
Ödeme koşulu
Tebliğin ikinci maddesinde de A.Tarife başlıklı bölümünün dördüncü maddesinin üçüncü fıkrasında değişiklik yapılarak fıkra "Bir önceki yıl ya da bir önceki sözleşme süresi içinde herhangi bir ihbar ya da tazminat ödemesi yapılmaması durumunda, sonraki sigorta sözleşmesinde uygulanacak prim indirimi oranı bir üst basamağa göre belirlenir. Eğer bir önceki yıl ya da bir önceki sözleşme süresi içinde tazminat ödenmişse, sonraki sözleşme süresi içinde tazminat ödeme sayısı kadar aşağı basamak tarife uygulanır. Üç ve daha fazla tazminat ödemesi için azami zamlı prim yüzde 50, üç ya da daha fazla yıl tazminat ödenmemesi durumunda azami indirim yüzde 20'dir. Sigorta süresinin bir yıldan kısa olduğu sigorta sözleşmelerinde prim indirimi uygulanmaz. İhbarın gerçekleştiği ancak tazminatın ödenmediği durumlarda herhangi bir indirim veya zam uygulanmaz." şekline getirilmiş.
Yapılan değişikliklerden bir diğeri de "Sözleşme tarihinden önce bir yıl olan teminat süresinin "on yıl"a çıkarılmış olması.
Ancak bu süre şu anda iki yıl olacak ve her yıl bir yıl artacak. Başka bir deyişle bu düzenleme aslında 2019 yılında fiilen başlamış olacak. O zamana kadar herkes için tazminat süresinin başlangıcı 30 Temmuz 2009 olarak kabul edilecek. Vatandaş açısından ise sigorta ödemesinden yararlanabilecekleri "tıbbi kötü uygulamaları"ndan kaynaklanan tazminat davalarında ancak bu tarihten sonra yaşananlarda sigortayı muhatap alabilecekler. Daha önce başlarına gelen olaylarda şimdi olduğu gibi muhatapları yine sigorta değil doğrudan hekimler olacak.
Ayrıca sözleşme dönemleri 12 aydan 13 aya çıkarılırken, sigortalının mesleki faaliyetine son vermesi halinde de, son sigorta sözleşmesi dönemindeki mesleki faaliyetlerinden dolayı, sözleşmenin bitiş tarihinden iki yıl sonrasına kadar ortaya çıkabilecek talepler de teminat dahiline alınmış durumda.
Bunun dışında tebliğde bazı gruplar ve adlandırmalarla ilgili teknik değişiklikler de yapılıyor.
Sorular, sorular...
Yapılan değişikliklerin medya tarafından çoğunlukla hem hekimler hem de hastalar lehine gibi algılansa da uygulamaya ilişkin akla gelen ve henüz herhangi bir yanıtı olmayan bazı sorular söz konusu.
Örneğin şu andaki sigorta uygulamasının sigorta tarafındaki aktörler net olarak belli değil. Yasaya göre "Mali mesuliyet sigortası" alanında çalışan tüm sigortalar bu konuda işlem yapmaya yetkili. Ancak kişisel sigortalamalar dışında kamu kurumlarında çalışan hekimlerin söz konusu sigortaları hangi sigorta şirketleriyle, hangi şartlarla yaptıkları toplu ya da teker teker yapma arasında bir farkın olup olmadığı konusu meçhul.
Diğer yandan toplanan primlere karşın ve oluşan "havuz"a karşın, söz konusu sigorta kapsamında bu güne kadar tıbbi kötü uygulama mağdurlarına toplam ve ayrı ayrı sigorta şirketleri olarak kaç olguda, ne miktarda ödeme yapıldığı ve bunun toplanan prim miktarı içindeki karşılığının ne olduğuna ilişkin de bir bilgi söz konusu değil.
Yine bu bir yıllık dönem içinde sigorta primi ödediği halde şu ya da bu nedenle hekimlerin doğrudan ceplerinden ödedikleri herhangi bir tazminat olup olmadığı da söylenmeyen dolayısıyla bilinmeyen noktalar arasında.
Kuşkusuz hasta ve hasta yakını açısından da bazı yanıtlanmamış sorular var: Bugüne kadar yani geçen bir yıl içinde eğer varsa bu ödemelerin gerçekleştirildiği süreçlerde nelerin, ne şekilde yaşandığı, anlaşma ve uzlaşma yoluyla doğrudan ödemelerin olup olmadığı, hukuksal süreçlere söz konusu sigorta şirketlerinin bir anlamda "vekil" sıfatıyla müdâhil olup olmadıkları, bu bağlamda söz konusu dava süreçlerinde tıbbi kötü uygulamaya maruz kalmış mağdurlara yönelik olarak çeşitli haksızlıkların yapılıp yapılmadığı, yaşanıp yaşanmadığı da bilinmiyor, ya da biliniyorsa ifade edilmiyor.
Artışların nedeni?
Hem tekil olgularda hem de toplam olarak ödenecek miktarlar ve geçerli süreler konusunda artışlar var. Söz konusu sigorta çok kazançlı olmalı ki, hem ödenen sigorta primi miktarına göre üstlenilen teminat ve tazminatlar çok yüksek, dahası hemen hiçbir sigorta işleminde söz konusu olmayan geriye doğru on yılı kapsayacak şekilde bir teminat garanti edilebiliyor.
Mesleki sorumluluk sigortası, daha önce de yazdığımız gibi yaşanan mağduriyetleri iki koşulla tazmin ediyor. Ortaya çıkan sonuçtan sigortalı hekimin sorumluluğunun kesin olarak ortaya konulması ve söz konusu zararın net olarak tanımlanması. Bu iki koşuldan birisi dahi olmasa sigorta şirketi ödemenin muhatabı olmuyor. Çoğu durumda da neden sonuç ilişkisi kesin olmadığından aslında sigortanın bir ödeme yükümlülüğü söz konusu olamıyor. Yine de en azından bu koşulların yerine getirildiği durumlarda bir ortak kaynağın risk sonucu oluşan mağduriyetin tazminine katılması hem hekim, hem de hasta açısından olumlu. Ama dediğimiz gibi her durumda kazanan aslında sigorta şirketi oluyor.
Tüm bu gerçekler göz önüne alındığında, hem hekimlerin hem de sağlık hizmetinin ticarileşmesi ve paranın tek değer olarak kabul edildiği bir sistemde hizmet almaları nedeniyle tüm yurttaşların, başlarına bir şey geldiğinde bir kez daha mağdur olmamaları için yukarıdaki soruların yanıtlarını tam ve doğru olarak öğrenmelidirler.
Kuşkusuz bu soruları herkes teker teker sorumayacağına göre asıl görev burada medyaya düşmektedir. Medya değişikliklere ilişkin "hekimlerin lehine" şeklinde bir değerlendirme yapmadan önce gerçeklerin ne olduğunu derinliğine araştırmalıdırlar. Tabi aslında aynı görev konunun asıl sorumlusu ve muhatabı olarak Sağlık Bakanlığı için de söz konusudur. Ancak ne yazık ki bu güne kadar bu sorumluluğun yerine getirildiğine ilişkin herhangi bir "emare" ile karşılaşmak mümkün olmamıştır.
Belki bu kez olur!... (MS)